Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki 15/07/2017 tarihli sözleşme ile sahibi bilinmeyen taşınmaz satışının davacıya vaadi ile taşınmaz bedelinin bedel toplanmasına ilişkin gayrimenkul satış vaadinde bulunulduğu,TBK 29,237, TMK'nın 706. ve Noterlik Kanunu 89. maddesi gereği satış vaadi sözleşmelerinin noterde düzenlenmesi gereken, resmi şekil şartına bağlı, iki tarafa borç yükleyerek kişisel hak sağlayan sözleşme olduğu, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yerine getirilmediğinde ise , TMK'nın 716. maddesi kapsamında tapu iptali ve tescil davası ile borcun hükmen yerine getirilmesinin istenebileceği açıktır....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; gayrimenkul satış vaadi ve kredi sözleşmelerinin feshi, kredi sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ve ödenen bedellerin iadesi istemlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı banka vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince kamu düzeni yönünden ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. 1- Davacı ile davalılardan Yeşil Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. arasında imzalanan İstanbul 10. Noterliği'nde 22/09/2017 tarih ve 14891 yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Sözleşmesi uyarınca Sakarya ili, Arifiye ilçesi, Arifbey mahallesi, 258 ada, 1 parsel ve 262 ada, 1 parselde yapımına başlanan Innovia Arifiye isimli projede H blok 2....

"İçtihat Metni" Dava, taraflar arasında akdedilen 14/01/2014 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ile alacak talebine ilişkin olarak açılan davada Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Ankara 20....

    halinde karşı tarafça kullanılabilecek bir hak olduğu dolayısıyla sözleşmeden dönme ihtarının davada hukuki bir değeri bulunmadığını, müvekkili tarafından maliki olduğu taşınmazın davalılara satış yoluyla “iadesi" ise; tamamen yeni bir satış sözleşmesi niteliğinde olduğunu, müvekkilinin gerek peşin, gerekse aylık taksitler halinde ödemiş olduğu bedeller toplamı ile taşınmazın müvekkili tarafından alındığı tarih ile yine müvekkil tarafından satıldığı tarihler arasında kazandığı değer kadar, davalılar sebepsiz zenginleştiğini ancak, hem ödenen bedeller, hem de değer artışı kaynaklı olarak herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek dava konusu taşınmazla ilgili; tarafımızca ödenen bedellerin tamamı, taşınmazın bu alım-satım arası sürede kazandığı rayiç değer artışları toplanarak, taşınmazın müvekkil tarafından tam malik olarak kullandığı dönemle ilgili olarak tespit dosyası ile sabit olduğu üzere tadilat ve tamirat giderleri bu toplamdan mahsup edilmesi gerektiğini, Gayrimenkul satış vaadi...

      İhtiyati tedbirin dava sonunda verilecek kararın infazı ve tarafların menfaatlerini göz önüne alınarak değerlendirilmesi gerekir. Dosyada mevcut gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, kredi sözleşmesi, tapu kayıt belgeleri, ödeme belgeleri değerlendirildiğinde, HMK'nun 389 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati tedbir koşulları oluştuğundan, davacının ihtiyati tedbir talebinin de kabulü gerekir. Bu değerlendirmeler ve yasal düzenlemeler kapsamında, davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK m. 353/1- b-2 uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin kabulü ile; Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi kapsamında ibraz edilen ödeme belgeleri ve senetlere göre davacını ihtiyati haciz talebinin kabulüne, İİK m. 257 uyarınca, 120.691,34 TL alacağı karşılayacak şekilde davalı T5 menkul, gayrimenkul ve 3....

      Davacı vekili 11/04/2019 tarihli ön inceleme duruşmasında tapu iptali ve tescil talebinden vazgeçtiklerini davaya ödenen bedellerin iadesi yönünden devam ettiklerini beyan etmiştir. Davacı vekilinin 02/10/2018 tarihli, 04/09/2019 tarihli beyan dilekçeleri ile 11/04/2019 tarihli duruşmadaki beyanları birlikte değerlendirildiğinde dava, davacı ile davalı yüklenici arasında arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Davacı vekili tapu iptali ve tescile yönelik talebinden vazgeçerek bu talep yönünden feragat etmiştir. Bu haliyle davacının tapu iptali ve tescil istemi bulunmamaktadır....

      davacıya teslime çalışılması üzerine,davacı tarafından sözleşmenin feshi ile ödenen satış bedelinin tahsili ve bakiye bedel içinde borçlu olmadığının tesbiti talepli dava açıldığı,mahkemece davacının talebinin kabulüne karar verildiği,dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Davalı,dava konusu taşınmaza ilişkin arsa payı tapusunu üstüne almadan davacıya satmış,dava dışı arsa sahibi tarafından 4.1.2011 tarihinde arsa payı tapusu davacıya devredilmiştir.Davacı taraf,davalı ile aralarındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini hukuki ayıp nedeniyle feshedip ödemelerini talep ettiğine göre,bu satış sözleşmesi nedeniyle elinde tuttuğu tapu kaydının da davalıya iadesi gerekir.Zira satış sözleşmesinin tasfiyesi talep edildiğine göre davacı elindeki tapunun da davalı tarafa iadesine karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

        İlk derece mahkemesince; "...Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; Davacı ile davalı T5 A.Ş arasında imzalanan 14.03.2016 tarihli 104- 333167 Kredi Referans nolu 313.104,00 TL bedelli konut finanasmanı sözleşmesinin ve davacı ile Davalı T8 A.ş. arasında imzalanan Beyoğlu 11. Noterliğinin 11.03.2016 tarih ve 04513 yevmiye nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshine, 280.356,92 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı T5 kullandırılan kredi miktarı (313.104,00 TL) ile sınırlı sorumlu tutulmasına, Fazlaya dair talebin reddine, ..." karar verilmiş, bu karara karşı davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

        Mahkemece, Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi resmi şekilde düzenlenmediğinden, cezai şartın geçerli olmadığı, ayrıca, sözleşmenin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan 4077 sayılı Kanunun 6. maddesi dikkate alındığında, cezai şarta ilişkin düzenlemenin haksız şart niteliğinde olduğu gerekçe gösterilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre; taraflar arasında 30.6.2011 tarihinde Gayrimenkul Satış ve İnşaat Yapım Sözleşmesi düzenlenmiş olup, bilahare taraflar aralarında bir fesih sözleşmesi düzenlenerek, Gayrimenkul Satış ve İnşaat Yapım Sözleşmesinin 19.9.2013 tarihinde feshedildiği, davacının ödemiş olduğu 105.994,00 TL tutarındaki bedelden toplam satış bedelinin %5’i olan 9.500,00 TL cezai şartın kesilerek bakiye bedelin dava dışı 3. kişinin senet ödemelerine sayılacağı belirtildikten sonra davacı, davalı satıcıyı ibra etmiştir....

          HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dava; davacı ile davalı T3 A.Ş. arasında imzalanan gayrimenkul satış sözleşmelerinin taşınmazın süresinde teslim edilmediği iddiasıyla feshi, davalı bankayla düzenlenen kredi sözleşmesinin feshi, ödenen bedellerin tahsili isteğine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede; Davacı şirket yetkilisi süresinde vermiş olduğu istinaf başvuru dilekçesinden sonra istinaf incelemesi için dava dosyası Bölge Adliye Mahkemesine gönderildikten sonra 10/04/2023 tarihli dilekçe ile davalı şirket aleyhine açtıkları davadan feragat ettiklerini, davalı...

          UYAP Entegrasyonu