SAVUNMA: Davalı T3 ve davalı T4 ayrı ayrı sundukları cevap dilekçelerinde özetle; taraflarınca imzalanan 25/08/1998 tarihli satış vaadi sözleşmesinin geçerli olmadığını, TMK'nun 125. maddesi gereğince zamanaşımına uğradığını, zira noterde yapılan satış vaadi sözleşmesinden sonra murislerine ait satışa konu taşınmazların zilyetliğinin davacıya devredilmediğini, satış vaadine konu muris babaları Ahmet Domatesçi'den ölümü ile kendilerine miras yolu ile intikal ettiğini ve edecek olan taşınmazlar denilmekte taşınmazların ada, parsel, mevkii ve miktarlarının belirtilmediğini, satış vaadi sözleşmelerinde satış vaadine konu taşınmazların açıkça belirtilmesi gerektiğini, davaya konu 25/08/1998 tarihli satış vaadi sözleşmesine karşılık 06/01/2006 tarihinde kendisi tarafından Uzunköprü 1....
DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine Dayalı) KARAR : İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili T1 ile davalılar Ahmet Yılmaz, Fevzi Yılmaz, Mustafa Yılmaz, Zehra Kaya'nın 13/02/1987 yılında Uşak ili Merkez İlçesi Kalfa Köyü Eyüp Köprüsü mevkii 155 ada 106 parsel nolu taşınmaz için Uşak 1. Noterliği'nin 4121 yevmiye numarası ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yaptıklarını, gayrimenkul satış vaadinde bulunan davalılar satış bedelinin tamamını aldıklarını, ancak anılan taşınmazdaki davalıların hisseleri satış vaadi sözleşmesinin düzenlenmesinden bugüne kadar müvekkiline devredilmediğini, müvekkilinin tapunun kendisine devri konusunda gerek sözleşme tarafları hayatta iken onlarla yaptığı görüşmeler gerekse mirasçılarla yaptığı görüşmeler sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine müvekkilinin Uşak 1....
K A R A R Davacı, davalılar murisine 50.000 USD borç verdiğini, karşılığında teminat olarak noterde 20.11.2000 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini yaptığını ve 21.11.2000 tarihli protokol düzenlendiğini ileri sürerek fazlaya dair haklarını saklı tutarak önce 10.000 USD, birleşen dava ile 40.000 USD, toplam 50.000 USD.nın faizi ile tahsilini istemiştir. Davalılar, murisin böyle bir borcu olmadığını, protokolün muvaazalı olduğunu, savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, noter satış senedindeki miktarın 9.000.000.000 Tl. olduğuna ve davacının davalıların murisine 50.000 USD verdiğinin kanıtlanamadığına dayanılarak bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı murisi arasında karz aktinin teminatı olarak 20.11.2000 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği sabittir....
Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa; iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. (Bknz. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2016/661 Esas, 2018/5376 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2017/3627 esas, 2017/7555 karar sayılı ilamı) Somut olayda; dava konusu parselde davalıya ait hissenin müvekkili ile davalı arasında yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile devralındığı hususu ileri sürülerek taşınmaz satış vaadi sözleşmesi hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescile karar verilmesi talebinde bulunulduğu, mahkemece davanın kabulüne yönelik kararın verildiği, davalı vekili tarafından kararın istinafa taşındığı görülmektedir....
Dosyada her ne kadar 05.03.2002 ödeme günlü, alacaklısı davacı, borçlusu davalı ... ve kefili diğer davalı ... olan adi senet mevcutsa da, bu senedin 05.03.2002 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin teminatı amaçlı düzenlendiği anlaşılmaktadır. 05.03.2002 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi incelendiğinde ise, satış bedeli her ne kadar 20.000USD görünmekte ise de davacı tarafından devlete olan 10.000USD borcun üstlenildiği ve davalı ...'ya yalnızca 10.000USD ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosyaya kazandırılan Düzce Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü'nün 14.06.2013 tarihli cevabi yazısında, davaya konu konut ile ilgili devlete henüz bir ödeme yapılmamış olduğu belirtilmiştir. Bu durumda, davacı, ödediği bedelin iadesini istediğine göre davalıya ödediği bedelin 10.000USD olduğu kabul edilerek, sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, aksi düşüncelerle ve yazılı gerekçeyle karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Davacıların murisi ile davalı arasında noterde yapılan düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, taraflarını bağlayan hukuken geçerli bir sözleşmedir. Taraflar lehine hak ve yükümlülükler doğurur. Sözleşme içeriğinden satış bedelinin tümünün davacıların murisi tarafından davalıya ödendiği açıkça anlaşılmaktadır. Davalı satıcı sözleşmedeki edimlerini yerine getirmemiştir. Öyle olunca davacılar, taşınmazların sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiği dava tarihindeki rayiç bedelini isteyebilirler....
CEVAP : Davalılar T13 T14 T17 T18 T16 Fatma Nadir Uçar ve T15 vekili cevap dilekçesinde özetle; sahteliğinin tespiti istenilen Manavgat Noterliğinin 13/07/1970 tarih ve 2416 yevmile nolu Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile satınlamsı vaad edilen tüm taşınmazlarala ilgili iş bu satış vaadi sözleşmesine dayanılarak ikame edilen davacılarla aralarında Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/42 Esas sayılı ferağa icbar ve tescil ve 3. Kişilere devredilenler açısından taşınmazların bedelinin taraflarına ödenmesi talebiyle dava açtıklarını davanın devam ettiğini, Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin geçersiz olduğu iddiası ile mahkemede 2012/81 Esas sayısı ile dava açıldığını, davanın reddedilmiş ve kesinleşmiş olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. YEREL MAHKEME KARARI : Manavgat 3....
satış vaadi sözleşmesine aykırı davranarak vaad konusu olan ancak henüz devri yapılmamış taşınmazların satış bedelini ödemediğini, bunun üzerine aralarındaki sözleşmenin müvekkilince noterde düzenlenen 25.02.2019 tarihli ihtarname ile feshedildiğini belirterek davanın esastan da reddini savunmuştur. 2....
Davalı , 2675 parsel sayılı taşınmazdaki hissesinin % 60 ‘ını satış vaadi sözleşmesi ile davacıya sattıktan sonra davacının talep ve kabulü ile ifraz ve tevhit işlemleri yapıldığını, ifraz sonucu oluşan parsellerden 5871 parsel sayılı taşınmazın her ne kadar tapuda davacıya satışı yapılmış gibi gösterilmiş ise de, satış vaadi sözleşmesi uyarınca bedelsiz olarak devredildiğini bu nedenle ifraz ve tevhit sonucu oluşan 5868 parsel sayılı taşınmazdaki % 60 payının davacı adına tescil edilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulü ile 5868 parsel sayılı taşınmazın 9173.44 metrekarelik kısmına isabet eden payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Noterde biçimine uygun olarak 28.9.1998 tarihinde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile davalı ... , 2675 parsel sayılı taşınmazın 60/100 payını davacı ...’a satmayı vaat etmiş ve bedelini almıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : SÖZLEŞMENİN İPTALİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, noterde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.04.2011 tarih ve 14 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....