Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekilinin diğer temyiz itirazına gelince; Satış vaadi sözleşmeleri; Türk Borçlar Kanununun 237.maddesi, Türk Medeni Kanununun 706 ve Noterlik Kanununun 89. maddeleri gereğince; noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan ve tam iki tarafa borç yükleyen, kişisel hak doğuran sözleşmelerdendir. Satış vaadi sözleşmesinin geçerli olması için vaat borçlusunun satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı tarihte tapuda kayıtlı taşınmazın maliki olması gerekmez. Bu bağlamda satış vaadi sözleşmesi geçerli olmakla birlikte, davalı yüklenici vaat olunan taşınmazın maliki olmadığından aynen ifa mümkün değildir. Bu durumda vaat alacaklısı davacı, aynen ifa yerine davalı yükleniciden tazminat talep edebilir. Burada talep edilecek tazminat, davacı alacaklının müspet zararının karşılığıdır. Müspet zarar; aktin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarardır....

    Davacı tarafça her ne kadar dava dilekçesi ile davaya konu ettiği gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi sebebiyle borçlu olmadığının tespiti gibi hukuki nitelendirme de bulunmuş ise de, hukuki nitelendirme re'sen gözetilmesi gereken bir husus olup, mahkemece talebin gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile sözleşmenin iptali talebine yönelik olduğu değerlendirilmiştir. Davacı asil tarafından Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2010/534 Esas sayılı dava dosyası ile davalı T2 aleyhine davalının edinimini yerine getirmediği iddiasına dayalı satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkin olarak dava açıldığı, mahkemece davacının davasının 19/10/2012 tarih ve 2010/534- 2012/366 Karar sayılı ilamı ile reddine karar verildiği, davacı vekilince kararın temyiz edildiği, Yargıtay 13....

    Davacı tarafça her ne kadar dava dilekçesi ile davaya konu ettiği gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi sebebiyle borçlu olmadığının tespiti gibi hukuki nitelendirme de bulunmuş ise de, hukuki nitelendirme re'sen gözetilmesi gereken bir husus olup, mahkemece talebin gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile sözleşmenin iptali talebine yönelik olduğu değerlendirilmiştir. Davacı asil tarafından Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2010/534 Esas sayılı dava dosyası ile davalı T2 aleyhine davalının edinimini yerine getirmediği iddiasına dayalı satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkin olarak dava açıldığı, mahkemece davacının davasının 19/10/2012 tarih ve 2010/534- 2012/366 Karar sayılı ilamı ile reddine karar verildiği, davacı vekilince kararın temyiz edildiği, Yargıtay 13....

    Noterliği'nin 02/02/2018 tarih ve 9018- 9019 yevmiye numaralı işlemleri ile satış vaadi yapılmış ve bu satış vaadinin tapuya da şerh edildiğini, yapılan işlemin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı T8 hem vekil hemde satış vaadi olan taraf olarak haksız işlem yapıldığını, bu satış vaadinin geçerliliğinin olmadığını, müvekkillerin T8'e satış vadetmediklerini ve bir para da alınmadıklarını, yine satış vaadi yapan vekillerine de noterden işlem için bir talimat vermediklerini, T8 ve işlemi yapan vekil hem müvekkillerin hem de diğer hissedarların verdiği vekalet ilişkisini kötüye kullandığını, davalı ve işlemde 3. Kişi olarak gözüken T8 aynı zamanda vekil olarak da müvekkilleri temsil ettiği için hem gayrimenkulün değerinin satış vaadinde gösterilenden daha fazla olduğunu bildiğini hem de satış vaadi eden vekili kendisinin ayarladığını ve beraber hareket ettikleri için vekilin kötü niyetini bildiğini, bu nedenle davanın kabulü ile dava konusu Üsküdar 6....

    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taşınmazla ilgili imar durumunun tespit tarihinin 12.06.1998 olduğu, arsa payı karşılığı inşaat yapım ve taşınmaz vaadi sözleşmesinin yapıldığı tarihin 29.01.1999 olduğu, davalı yüklenicinin, resmi imar durumuna göre yapılması mümkün olmayan bir kroki ile davacılarla sözleşme yaptığı ve inşaata başlanması için gerekli olan yapı ruhsatının da alınamadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapımı ve taşınmaz satış vaadi sözleşmesi konusu olan taşınmazdaki şerhin terkini istemine ilişkindir. Tapu Kanunu'nun 26. maddesinin 7 ve 8. fıkralarında ''Noterlik Kanunu'nun 44 üncü maddesinin (B) bendi mucibince noterler tarafından tanzim edilen gayrimenkul satış vadi sözleşmeleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde taraflardan biri isterse gayrimenkul siciline şerh verilir....

      Dosya kapsamından; toptan satış ihalesine katılanın, şartnameyi ve ekindeki taahhütnameyi imzalayanın, ihaleyi kazananın, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini imzalayanın ... isimli dava dışı şahıs olduğu, bu sebeple gerek ihaleden gerekse gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan damga vergisinden bu belgeleri imzalayan dava dışı ... sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Davanın verginin mükellefi olan kişiye yöneltilmesi gerekir. Şu durumda, husumet düşmeyen davalı hakkında açılan davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, davalının öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/05/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi....

        Davalı vekili, davacının yurt dışında yaşadığını, dava konusu yerin teslim edilmediğini, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde belirlenen yerin ifrazdan sonra verilememesi durumunda aynı parselden aynı yüzölçümünde başka bir yerin verileceğinin taahhüt edilmesinin de yerin teslim edilmediğinin açık bir göstergesi olduğunu, davanın zamanaşımı süresinden sonra açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 05.10.2015 tarihinde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 24.09.2018 tarihli kararı ile ilamda yazılı nedenlerle hüküm bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece "davanın zamanaşımı nedeniyle reddine" karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. 26.01.1993 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacıya taşınmazın bir bölümünün satışı vaat edilmiştir....

          KARAR Davacı-karşı davalı, davalı-karşı davacı ile aralarında imzalanan ... 1.Noterliğinin 21/07/2005 tarih ve 17653 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile Büyükçkemece ilçesi hudutları dahilinde bulunan 422, 423, 424, 425, 426, 428 parsel sayılı taşınmazlardaki davalı hissesinin tamamının satışının vaadedilerek satış bedelinin davalı-karşı davacıya tarafından ödendiğini, davalı-karşı davacı yanın taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesine konu olan taşınmazlar nedeni ile satış vaadi sözleşmesinden sonra ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/985 esas sayılı dosyası ile kamulaştırmasız el atmadan doğan tazminat istemi ile Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine tazminat davası açtığını ve bu dava neticesinde taşınmazların tapu kaydının Karayolları Genel Müdürlüğü adına tescilinin yapıldığını, taraflar arasında satışı vaadedilen taşınmazlar yönünden ifanın imkansız hale geldiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, söz konusu taşınmazlardaki...

            Somut olay incelendiğinde; 10.03.1995 tarihli ve 2511 yevmiye sayılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde satış bedeli olarak 30.000.000TL kararlaştırılmış olup davacının satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak taşınmazın adına tescilini talep edebilmesi için kendi edimini yerine getirdiğini kanıtlaması gerekmektedir. Mahkemece, sözleşme içeriğinden satış vaadi alacaklısının bedeli ödediği kabul edilmiş ise de, ... 1. Noterliğinin 10.03.1995 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin içeriğine bakıldığında satım bedeli 30.000.000TL olarak kararlaştırıldığı ancak bu bedelin sözleşmenin vaat borçlularına ödendiğine ilişkin bir ibarenin bulunmadığı görülmüştür. Nitekim davalılar vekili de temyiz dilekçesinde, davacı tarafın taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle davalıların satış bedelini aldıklarını söylemişse de bu hususu kanıtlayamadıklarını belirtmiştir....

              SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2.) bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucunun üçüncü bendindeki "ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine" sözcüklerinin hüküm sonucundan çıkartılması suretiyle DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu