Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taşınmazla ilgili imar durumunun tespit tarihinin 12.06.1998 olduğu, arsa payı karşılığı inşaat yapım ve taşınmaz vaadi sözleşmesinin yapıldığı tarihin 29.01.1999 olduğu, davalı yüklenicinin, resmi imar durumuna göre yapılması mümkün olmayan bir kroki ile davacılarla sözleşme yaptığı ve inşaata başlanması için gerekli olan yapı ruhsatının da alınamadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapımı ve taşınmaz satış vaadi sözleşmesi konusu olan taşınmazdaki şerhin terkini istemine ilişkindir. Tapu Kanunu'nun 26. maddesinin 7 ve 8. fıkralarında ''Noterlik Kanunu'nun 44 üncü maddesinin (B) bendi mucibince noterler tarafından tanzim edilen gayrimenkul satış vadi sözleşmeleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde taraflardan biri isterse gayrimenkul siciline şerh verilir....
Dosya kapsamından; toptan satış ihalesine katılanın, şartnameyi ve ekindeki taahhütnameyi imzalayanın, ihaleyi kazananın, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini imzalayanın ... isimli dava dışı şahıs olduğu, bu sebeple gerek ihaleden gerekse gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan damga vergisinden bu belgeleri imzalayan dava dışı ... sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Davanın verginin mükellefi olan kişiye yöneltilmesi gerekir. Şu durumda, husumet düşmeyen davalı hakkında açılan davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, davalının öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/05/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi....
Davalı vekili, davacının yurt dışında yaşadığını, dava konusu yerin teslim edilmediğini, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde belirlenen yerin ifrazdan sonra verilememesi durumunda aynı parselden aynı yüzölçümünde başka bir yerin verileceğinin taahhüt edilmesinin de yerin teslim edilmediğinin açık bir göstergesi olduğunu, davanın zamanaşımı süresinden sonra açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 05.10.2015 tarihinde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 24.09.2018 tarihli kararı ile ilamda yazılı nedenlerle hüküm bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece "davanın zamanaşımı nedeniyle reddine" karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. 26.01.1993 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacıya taşınmazın bir bölümünün satışı vaat edilmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi; satış vaadi sözleşmesindeki satış bedelinin 1.000.000.000.- TL. olduğu gerekçesiyle, Sulh Hukuk Mahkemesi de; taşınmazın dava tarihi itibarı ile değerinin esas alınacağını gerekçe göstererek görevsizlik kararı vermişlerdir. Dosya kapsamından, dava dayanağı 06.11.1996 günlü ... Noterliğince düzenlenmiş, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde taşınmaz satış bedelinin 1.000.000.000.-TL. olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.Y.'...
KARAR Davacı-karşı davalı, davalı-karşı davacı ile aralarında imzalanan ... 1.Noterliğinin 21/07/2005 tarih ve 17653 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile Büyükçkemece ilçesi hudutları dahilinde bulunan 422, 423, 424, 425, 426, 428 parsel sayılı taşınmazlardaki davalı hissesinin tamamının satışının vaadedilerek satış bedelinin davalı-karşı davacıya tarafından ödendiğini, davalı-karşı davacı yanın taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesine konu olan taşınmazlar nedeni ile satış vaadi sözleşmesinden sonra ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/985 esas sayılı dosyası ile kamulaştırmasız el atmadan doğan tazminat istemi ile Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine tazminat davası açtığını ve bu dava neticesinde taşınmazların tapu kaydının Karayolları Genel Müdürlüğü adına tescilinin yapıldığını, taraflar arasında satışı vaadedilen taşınmazlar yönünden ifanın imkansız hale geldiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, söz konusu taşınmazlardaki...
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle amaçlanan ileride bir taşınmazın satış işlemlerinin yapılmasıdır. Başka bir anlatımla taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaad borçlusu ileride taşınmaz mal mülkiyetini vaad alacaklısına geçirme taahhüdünde bulunur. İleride yapılması taahhüt edilen akit ise taşınmaz mal satımıdır. O yüzden taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ileride yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmelidir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....
Noterliğinin 01.06.2017 tarih ve 7482 sayılı işlemi ile Kadıköy ilçesi, 622 Ada, 71 Parsel sayılı taşınmaz üzerinde inşa edilecek C-205 numaralı bağımsız bölüme ilişkin gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye konu bağımsız bölüm numarası sözleşmede C-205 olarak görünmekte ise de gelinen aşamada söz konusu bağımsız bölüme ilişkin kat irtifakı tesis edildiğini, tapu kaydında C Blok, Kat: 1, Bağımsız Bölüm No: 19 olarak görüldüğünü, edindikleri bilgiye göre T11 ile davalı T10 arasında gerçekleşen hukuki işlemler neticesinde davalı Caspian diğer davalı İva ile müvekkili arasında akdedilen söz konusu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine halef olduğunu, bağımsız bölümün süresi içerisinde teslim edilmemesi üzerine bu hususun araştırıldığında dava konusu arsanın diğer davalı Caspian adına kayıtlı olduğunu, yapı ruhsatının da Caspian tarafından alındığının görüldüğünü, yine davalı İva Şirketinin adresine gidildiğinde burada böyle bir şirketin var olmadığı anlaşıldığını, her...
SAVUNMA: Davalı T3 ve davalı T4 ayrı ayrı sundukları cevap dilekçelerinde özetle; taraflarınca imzalanan 25/08/1998 tarihli satış vaadi sözleşmesinin geçerli olmadığını, TMK'nun 125. maddesi gereğince zamanaşımına uğradığını, zira noterde yapılan satış vaadi sözleşmesinden sonra murislerine ait satışa konu taşınmazların zilyetliğinin davacıya devredilmediğini, satış vaadine konu muris babaları Ahmet Domatesçi'den ölümü ile kendilerine miras yolu ile intikal ettiğini ve edecek olan taşınmazlar denilmekte taşınmazların ada, parsel, mevkii ve miktarlarının belirtilmediğini, satış vaadi sözleşmelerinde satış vaadine konu taşınmazların açıkça belirtilmesi gerektiğini, davaya konu 25/08/1998 tarihli satış vaadi sözleşmesine karşılık 06/01/2006 tarihinde kendisi tarafından Uzunköprü 1....
Somut olay incelendiğinde; 10.03.1995 tarihli ve 2511 yevmiye sayılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde satış bedeli olarak 30.000.000TL kararlaştırılmış olup davacının satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak taşınmazın adına tescilini talep edebilmesi için kendi edimini yerine getirdiğini kanıtlaması gerekmektedir. Mahkemece, sözleşme içeriğinden satış vaadi alacaklısının bedeli ödediği kabul edilmiş ise de, ... 1. Noterliğinin 10.03.1995 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin içeriğine bakıldığında satım bedeli 30.000.000TL olarak kararlaştırıldığı ancak bu bedelin sözleşmenin vaat borçlularına ödendiğine ilişkin bir ibarenin bulunmadığı görülmüştür. Nitekim davalılar vekili de temyiz dilekçesinde, davacı tarafın taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle davalıların satış bedelini aldıklarını söylemişse de bu hususu kanıtlayamadıklarını belirtmiştir....
ın gerçek amacının bağış olduğu halde satış vaadi işleminde satış gibi gösterildiğini belirterek davanın reddini, karşı dava açarak da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptalini dilemiştir. Mahkemece, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile; tarafların murisi ...'ın davacılar murisi ...'a satış vaadinde bulunduğu Kartal 1. Noterliğinin 03/03/1997 tarih 11921 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı alacak isteğine, karşı dava ise muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, “Veraset belgesi incelendiğinde muris Ruhi'nin davalı ... ile davacıların murisi olan Turhan dışında başka çocukları bulunmamaktadır. Davalı kız çocuğu olup, ülkemizde yaygın bir tutum olan kız çocuklarının mirastan mahrum bırakma durumunun olayda gerçekleştiği kanaatine varılmıştır....