WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili, borçlu aleyhinde yapılan icra takibinde borçlunun borca yeterli malvarlığı bulunamadığını, borçlunun davalı 3.kişi şirketten gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığı taşınmazı alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla adına tescil ettirmediğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın borçlu ... adına tescili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı borçlu vekili, dava konusu taşınmazın gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle diğer davalı şirketten satın alındığını ve aynı taşınmazın 21.11.2011 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle dava dışı ...'ye satıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı 3.kişi vekili, dava konusu taşınmazı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle satın alan borçlunun, müvekkili şirkete ve kredi veren dava dışı bankaya borçlu olduğunu, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeyen borçlu adına mülkiyet devrinin mümkün olmadığını savunmuştur....

    dan noterde düzenlenen 20.5.1993 ve 20.12.1999 tarihli satış vaadi sözleşmeleri ile satın aldığı taşınmazların tapu devrinin verilmemesi nedeni ile bedelinin ödetilmesi isteği ile eldeki davayı açmıştır. Davaya konu 20.5.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesinin davacılar ile davalı ... arasında düzenlendiği ve 2010/17635-17970 428 nolu parselde gösterilen taşınmazın 50.000 metrekarelik bölümünün satışının vaad edildiği, 20.12.1999 tarihli satış vaadi sözleşmesinin ise davacılar ile dava dışı ...arasında düzenlendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, her iki satış vaadi sözleşmesi ile satışı vaad edilen taşınmazların dava tarihi itibariyle belirlenen değerlerinden taleple bağlı kalınarak yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak, 20.12.1999 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde satışı vaad edenin davalı ... olmayıp dava dışı ... olduğu ve vekaleten satıldığına ilişkin bir ibarenin de bulunmadığı anlaşılmaktadır....

      Noterliğinin 31.10.1994 tarih, 38013 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu 1120 (yeni 436 parsel), 1122 (13719 ada 13 parsel), 1124 (yeni 13719 ada 14 parsel), 1126, 588 (yeni 13690 ada 42 parsel), 610 (yeni 13719 ada 49 parsel) ve 644 (yeni 13690 ada 40) parsel sayılı taşınmazlardaki davalı hissesinin tamamının satın aldığını, bedelin tamamının ödenmesine rağmen taşınmazların tapularının tescil edilmediğinden bahisle; dava konusu taşınmazlarda davalı adına kayıtlı hisselerin iptali ile davacılar adına tesciline, mümkün olmaması halinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şartın güncel değerinin tazminine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, dava konusu sözleşmenin 18 yıl önce yapıldığını, zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacıların ya da murislerinin dava konusu taşınmazlara zilyet olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur....

        Tarafımdan yapılan bu inşaatı işlerini toplam bedeli 110.000 TLsıdır." denilmekle Gayrimenkul satış sözleşmesinin dayanağının Eser sözleşmesi olduğu davacı T1'ın sözleşmeye konu taşınmazda yapılan inşaatın demir işi, kayıp işi ve çatı işi yaptığı belirttiğini, davacının yaptığı bir işin bulunmadığını, Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçerli bir sözleşme olmadığını, sözleşmenin baştan itibaren geçersiz olduğunu, çünkü söz konusu demir işi, kalıp işi çatı işi Haziran Arıkan tarafından yapıdığını, davacının babası Haziran Arıkan tarafından müvekkiline verdiği Edirne 2....

        a gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satıldığını, annesinin ölümü ile taşınmazın tek mirasçı olarak kendisinin kaldığını, ve tek malik olarak taşınmazı diğer davacı ...'ya 15.11.2006 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satılıp zilyetliğinin de devir edildiğini, annesi .... vekilinin gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini düzenlendiği tarihte taşınmazın elbirliği mülkiyete konu olduğundan, diğer hissedarın muvafakati olmadan yapılan sözleşmelerin geçersiz olduğu gibi, ...'in hissesi 1/4 olup 1/2 hisse sahibi olmadığını belirterek, 09.7.2004 ve 25.4.2001 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin iptaline ve davalıların müdahalesinin menine karar verilmesini istemiştir. Davalılar; davacı ...'nın kişisel hakka sahip olup, dava açma hakkı bulunmadığını, yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin geçerli olduğunu savunarak, davanın reddini dilemişlerdir....

          Mahkemece, satış vaadine konu taşınmaz kısmının ifrazının mümkün olmadığı, davacıların imar uygulamasına itirazda bulunmadıkları ve aradan geçen uzun süreden sonra satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan hakkın kullanılmasının iyiniyetli görülmediği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 17.06.2009 tarihli bilirkişi raporunda yeşil renkle gösterilen gayrimenkul satış vaadine konu alanın imar uygulaması sonucunda bir kısmının yolda, bir kısmının ise davalı adına kayıtlı 1887 ada 10 parsel ile 2013 ada 12 parselde kaldığı anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle satış vaadi sözleşmesine konu yerin belirli olma unsurunu taşıdığı görülmektedir....

            Somut olayda; taşınmaz üzerinde davacılardan T1 lehine 05/07/2018 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin şerh edildiği, T2 lehine 12/07/2018 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin şerh edildiği, şerhten sonra icra dosyasında 31/05/2019 tarihinde haciz şerhi işlendiği ve taşınmazın haciz şerhinden sonra T1 adına 08/11/2019 tarihinde, T2 adına 08/11/2019 tarihinde bir kısım hisselerinin üzerlerine tescil edildiği anlaşılmış olup, haciz tarihinden önce gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edildiği, haczin sonra konulduğu, hacizden sonra da taşınmazın davacılar adına bir kısım hisselerinin tescil edildiği anlaşıldığından mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekir iken davanın reddine karar verilmesi hukuken yerinde değildir. Tüm bu nedenlerle davacıların istinaf talebinin HMK 353/1- b-3 maddesi gereğince kabulüne....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : SÖZLEŞMENİN İPTALİ Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Asıl davada davacı, davalılardan ... ile kardeş olduklarını, mirasbırakanları ... ...’ın paydaşı olduğu 133 ada, 42 parseldeki 24/64 payına ilişkin ...’e 13.05.1997 tarihinde satış vaadi yetkisini de içeren vekaletname verdiğini, 16.05.1997 tarihinde bu vekaletname ile dava konusu payın gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile diğer davalı ...’a devredileceği konusunda anlaşıldığını, davalı ...'...

              -TL bedelle, Giresun 1.Noterliğinden alınma 22 Eylül 1989 tarih 10655 yevmiye nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile Mehmet ve Zülbiye kızı Hatice Çetinkaya'dan 900.000,00.-TL bedelle, Giresun 1.Noterliğinden alınma 29 Kasım 1988 tarih ve 14731 yevmiye nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile Mehmet ve Zülbiye kızı T11'den 900.000,00....

              DELİLLER: Davacı ile davalı şirket arasında akdedilen düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, Tapu kayıtları, resmi senetler, Düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve ekleri, Davalı şirket ile davalı T3 arasında akdedilen 01/06/2013 tarihli protokol-taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, İhtarname, Keşif, Bilirkişi kurulu raporu, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden (yüklenicinin temlikinden) kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

              UYAP Entegrasyonu