Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; dosyada mevcut taraflar arasında imzalanan 01.11.2013 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi resmi şekil şartlarını taşımadığından geçersiz olduğunu, TBK’nın 237. maddesinde taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için, sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerektiğini, taşınmaz satış vaadi, geri alım ve alım sözleşmeleri resmi şekilde düzenlenmedikçe geçerli olmayacağını, taraflar arasındaki sözleşme kanuna aykırı düzenlendiğinden geçersiz olduğunu, taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığından geçersiz sözleşmeye dayalı müvekkilinden alınan %2'lik komisyon bedeli de haksız ve hukuka aykırı olduğunu müvekkili ihtirazi kayıtla bu ödemeyi yapmak zorunda kaldığını, müvekkilince ihtirazi kayıtla yapılan işlemler müvekkilin aleyhine yorumlanamayacağını, geçersiz bir sözleşmeye bağlı komisyon bedeli alınıp alınamayacağı hususlarının mahkemece yeterince irdelenmediğini, kararın kaldırılmasına, davalının taleplerinin...

    in ise ayrı olarak 10.02.1995 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde belirtilen peşinatı ve kalan bakiyeyi tamamen ve nakden aldıklarını belirttikleri ibranameyi imzaladıklarını, ayrıca davalıların gayrimenkul satış vaadlerinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin imzalandığı tarihten itibaren zilyetlik ve kullanma haklarını devrettiklerini, Kuşadası Kadastro Mahkemesinin 2002/1 E. ve 2002/1 K. sayılı dosyasında 17.07.2002 tarihinde satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verildiğini, bu kararın 06.10.2008 tarihinde karar düzeltme talebi olmaksızın Yargıtay tarafından onanıp kesinleştiğini, taşınmazın 8/128 hissesinin davalıların murisi ...adına ve 24/128 hissesinin ise ...ve Gülizar Kaya adına iştirak halinde tespit gördüğünü, daha sonra davalılar tarafından yargılamanın yenilenmesinin talep edildiğini, bu talebin değerlendirilmesi aşamasında dosya görev değişikliği nedeni ile Söke Kadastro Mahkemesine (2013/2 E.) gönderildiğini,...

      Noterliğ'inin 28.03.2001 gün ve 09806 yevmiye sayılı "Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" ile İstanbul ili, Şişli İlçesi, Kaptanpaşa mahallesi, 246 DY-Ivb pafta, 10261 ada ve 8 parsel numarasında kayıtlı gayrimenkul üzerinde her katta bir daire olacak şekilde yapacağı zemin ve beş kattan oluşan inşaattaki dairelerden 3. kattaki dairede bulunan hak ve hissesinin tamamını Beşiktaş 1.Noterliği'nin 08.06.2001 gün ve 18023 yevmiye sayılı "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi" ile Ş.... Z....'e sattıktan sonra aynı bağımsız bölümü Beyoğlu 16.Noterliği'nin 30.10.2002 gün ve 28407 yevmiye numaralı "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi" ile katılan E.... A....'e 20.000 TL peşinat alarak sattığı, daha sonra aynı yeri Beyoğlu 20....

        Dava konusu 23/07/2003 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin de asıl dava davalılarının murisi .....'ten intikal edecek hisseleri satmayı vaat ettiği ancak 28.03.1997 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle muris ...'e vekaleten ...'nün dava konusu bir kısım taşınmazları ...'e satmayı vaat etmesi, asıl dava davalılarının birden çok kez aynı taşınmazların satış yetkisini içeren vekaletname vermeleri, dava konusu taşınmazlar dışında da ... ile satış vaadi sözleşmeleri yapmaları, birlikte değerlendirildiğinde, birleştirilen dava davalılarının vekaletnamenin kötüye kullanıldığını ve vekil eliyle yapılan satış vaadi sözleşmesinin muvazaalı olduğunu ispat edemediğinden birleştirilen davanın kabulü ile satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesi için yeterli ve hukuki bir delil bulunmadığından doğru görülmemiştir...’’ gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. B....

          Yine gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.K.’nun 706.m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değer hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davaları ile benzer nitelikteki tenkis davalarında da dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir. Somut olayda dava değeri sözleşmeye konu taşınmazın dava tarihindeki değerine göre tespit edilecektir....

            "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetersizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davalı 3.kişi ...vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, borçlu aleyhinde yapılan icra takibinde borca yeterli malvarlığı bulunamadığını, borçlunun davalı 3.kişi şirketten gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığı taşınmazı alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla adına tescil ettirmediğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın borçlu ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı borçlu vekili, dava konusu taşınmazın gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle diğer davalı şirketten satın alındığını ve aynı taşınmazın 21.11.2011 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle dava dışı ...'ye satıldığını savunarak davanın reddini istemiştir....

              Noterliğinin 14/08/2011 tarihli 14943 yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin Temlik Sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme uyarınca davalı T4 sözleşmeye konu gayrimenkule dair satış vaadi alacağını 100.000,00TL bedelle davacıya temlik ettiğini, davacı tarafından bu bedel bir tamam olarak davalıya ödendiğini, davalılar arasında salihli 2. Noterliğinin 21/02/20008 tarih ve 01888 yevmiye numaralı düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi yapıldığını, davalılardan T4 dayanak sözleşmenin satış vaadi alacaklısı olduğunu, davacının davalılara karşı satış vaadinden kaynaklı edimini yerine getirmesine rağmen, davalılar davaya ve satış vaadine konu gayrimenkulü davacıya devretmediğini, davalıların söz konusu taşınmazı 19/06/2015 tarihinde dava dışı üçüncü kişi ASM Telekomüniskasyan Hizmetleri Ltd....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.12.2013 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili; davalıların murisi ...'nın kök muris ...'dan intikal eden 246 ve 513 parsel sayılı taşınmazlardaki miras hissesini ......

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Asıl dava; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleşen dava ise gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü birleşen dava davacıları temyiz etmiş olmakla temyiz edenin sıfatına göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 19.01.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  KARAR Davacı, davalı ile 30.1.2002 tarihli resmi şekilde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalının taşınmazını 10.000.00 YTL bedelle satın aldığını ve bedelini peşin ödediğini,ancak tapu devrinin verilmediğini belirterek,tapunun iptali ile adına tesciline,olmadığı takdirde gayrimenkul bedelinin bugünkü değer üzerinden ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı adına vasisi,taşınmazın satılabilmesi için vesayet dairesinden izin alınması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ile aralarında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanarak satış vaadine konu taşınmazın tapu devrinin gerçekleşmemesi nedeniyle ödediği paranın tahsili istemiyle bu davayı açmıştır.Taraflar arasında düzenlenen İzmir 18. Noterliği’nin 30.1.2002 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi resmi şekilde düzenlenmiş olup, geçerli bir sözleşmedir....

                    UYAP Entegrasyonu