Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vekil olan davalı, davacıya karşı taşınmaz hissesinin satış bedelinden sorumludur. Somut olayda, her ne kadar, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacının gayrimenkuldeki hak ve hisselerinin tamamı ...'a satılmış ve davacı satış bedelinin tamamını nakden ve peşinen almışsa da; davacı ile dava dışı ... arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ancak sözleşme taraflarını bağlar; davacının gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine göre, akidi ...’a karşı sorumluluğu devam eder, ancak bu durum vekalet sözleşmesindeki akidi davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Ayrıca, dosya kapsamından, dava dışı ...’ın davacıya karşı açmış olduğu derdest davasının olduğu; davalının, vekil edeni olan davacının talimatı olmaksızın taşınmaz hissesi ve bedeli ile ilgili tasarrufta bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durum açıkça vekilin özen borcuna aykırıdır....

    DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine Dayalı) KARAR : İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili T1 ile davalılar Ahmet Yılmaz, Fevzi Yılmaz, Mustafa Yılmaz, Zehra Kaya'nın 13/02/1987 yılında Uşak ili Merkez İlçesi Kalfa Köyü Eyüp Köprüsü mevkii 155 ada 106 parsel nolu taşınmaz için Uşak 1. Noterliği'nin 4121 yevmiye numarası ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yaptıklarını, gayrimenkul satış vaadinde bulunan davalılar satış bedelinin tamamını aldıklarını, ancak anılan taşınmazdaki davalıların hisseleri satış vaadi sözleşmesinin düzenlenmesinden bugüne kadar müvekkiline devredilmediğini, müvekkilinin tapunun kendisine devri konusunda gerek sözleşme tarafları hayatta iken onlarla yaptığı görüşmeler gerekse mirasçılarla yaptığı görüşmeler sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine müvekkilinin Uşak 1....

    Ayrıca gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinde dava değeri davanın açıldığı tarihteki sözleşmeye konu payın değeridir. Mahkemece pay değeri dikkate alınmadan taşınmazların tamamının değeri üzerinden yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin alınmasına karar verilmiştir. Burada yapılması gereken iş mahkemece iptaline karar verilen payın davanın açıldığı tarihteki değeri esas alınarak yargılama gideri, harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi olmalıdır. Hüküm sonucu ile ilgili açıklanan bu hususlar doğru görülmemiştir. Bunun yanında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile gelecekte edinilecek olan taşınmaz ve hissenin satışı mümkün olup, davanın açıldığı tarihte sözleşmeye konu taşınmazlar tapu kaydına bağlı olduğundan mahkemenin hükmün gerekçesinde taşınmazın gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı tarihte tapusuz olduğunu yazması doğru görülmemiştir. Kabule göre de, ... ve ...'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.06.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve fer'i müdahil TMSF vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 24.06.1997 tarihinde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanarak satış vaadi sözleşmesine konu payın adına tescilini istemiştir. Davalı satış vaadi borçlusu ......

        Noterliği'nin 30/04/2012 tarih 04629 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptalini, sözleşmenin iptali taleplerinin kabul edilmediği takdirde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu olan taşınmazın değerinin, şimdilik 15.000,00 TL'sinin 30/04/2012 tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı T6 tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olan satış vaadi sözleşmesinin 30/04/2012 tarihinde yapıldığını, satış vaadi sözleşmesi tarihinden itibaren 5 yıllık süre geçtiğini, davacı tarafından açılan dava ile İstanbul 31....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : SÖZLEŞMESİN FESHİ,TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNAT -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, satış vaadi sözleşmesinin feshi ile tapu iptal-tescil olmazsa tazminat istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.04.2011 tarih ve 14 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....

          Mahkemece, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, 14.06.2004 tarihinde düzenlenen gayimenkul satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın dava dışı kooperatife olan borçlarından davalının sorumlu olduğu iddiasıyla açılan alacak davasıdır. Mahkemece; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden doğan hakların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, davalı ile davacı ... ... arasında imzalanan 14.06.2004 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile kazanılan hakların 14.06.2009 tarihine kadar geçerli olacağı, bu nedenle davaya konu 19.11.2012 tarihinde düzenlenen kooperatif borçlarından dolayı düzenlenen senetler nedeniyle yapılan ödemelere ilişkin olarak davacıların taleplerinin zamanaşımına uğradığı gerekçe gösterikmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirmek gerekir ki; satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemlerinde uygulanacak zamanaşımı süresi 6098 sayılı T.B.K....

            Tapu Kanunu'nun 26. maddesinin yedinci fıkrasında, noterde düzenleme şeklinde tanzim olunan gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin, taraflardan birinin isteği üzerine gayrimenkul siciline şerh verilmesi mümkün kılınmıştır. Söz konusu hükmün getiriliş amacı, tarafların sözleşme serbestisini kısıtlamak değil, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin, taraflardan birinin talebi ile de tapuya şerh verilmesine imkan sağlamaktır. Bu sebeple, söz konusu hükmü açıklamak üzere çıkarılan ve dayanağı kanunu aşar mahiyette bulunmayan dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık, anılan düzenlemenin iptali yolundaki Daire kararında ise hukuki isabet bulunmadığından temyize konu kararın bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz....

              un hissesini 04.05.2006 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile, davalı ...'un hissesini ise 28.12.2006 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, davalı ...’nun bu durumu bilmesine rağmen hisseleri hile ile ... ...’a devredip daha sonra kendi adına tescilini sağladığını beyan ederek gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına dair verilen ilk hükmün Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 16.01.2017 tarih 2015/7295 Esas, 277 Karar sayılı ilamı ile "davacı tarafından HMK 119/b maddesindeki noksanlıkların yerine getirildiği, davanın esasına girilerek karar verilmesi gerektiği ..." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen ikinci hükmün Yargıtay 14....

                Davacı vekili, borçlu aleyhinde yapılan icra takibinde borçlunun borca yeterli malvarlığı bulunamadığını, borçlunun davalı 3.kişi şirketten gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığı taşınmazı alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla adına tescil ettirmediğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın borçlu ... adına tescili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı borçlu vekili, dava konusu taşınmazın gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle diğer davalı şirketten satın alındığını ve aynı taşınmazın 21.11.2011 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle dava dışı ...'ye satıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı 3.kişi vekili, dava konusu taşınmazı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle satın alan borçlunun, müvekkili şirkete ve kredi veren dava dışı bankaya borçlu olduğunu, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeyen borçlu adına mülkiyet devrinin mümkün olmadığını savunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu