Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 23.01.2022 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesinin gayrimenkul (taşınmaz) satış vaadi sözleşmesi niteliğinde olmadığını, gayrimenkul (taşınmaz) satış vaadi sözleşmesinin bir taşınmazın sözleşmede kararlaştırılan koşullarla ilerideki bir zaman diliminde devrini amaçlayan ve iki tarafa da borç yükleyen sözleşmelerden olduğunu, bir diğer deyişle, ileride tapu memuru önünde resmi bir şekilde yapılması gereken taşınmaz satım sözleşmesi yapılmasının taahhüt edilmesi olduğunu, taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan bütün sözleşmelerin geçerliliğinin resmi şekilde yapılmasına bağlı olduğunu, resmi şekilde yapılmayan gayrimenkul satış sözleşmelerinin geçersiz olup taraflar arasında hiçbir bağlayıcılıklarının olmadığını bildirerek davanın reddini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davalı Nissa İnş. Taahhüt ve Gayrimenkul Danışmanlığı San. Tic. A.Ş. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ... İnşaat Taahüt ve Gayrimenkul Danışmanlığı San Tic. A.Ş. ile yapmış oldukları 21/06/2013 tanzim tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine göre, satıcının lejantında belirtilen ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 511 ada, 3 parselde kayıtlı, 4. Blok, 3 E daire tipi, 268,48 brüt m2, 6....
ve ...adına kayıtlı iki adet taşınmazın satılarak paraya çevrildiği davalı bankanın yaptığı harcı tahsilatların satış anı dahil icra dosyasına bildirmediği bu nedenle davalı bankanın kötü niyetli olarak sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek haksız tahsilat ve gayrimenkul satışı iddiasına dayalı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10 bin TL maddi 40 bin TL manevi tazminatın davalıdan satış tarihi 27/10/2017'den bu yana işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikle müvekkilinin sadece ipoteğin fekkini talep etmediğini, aynı zamanda tapunun hacizlerden ari olarak müvekkiline teslim edilmemesi halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep edildiğini, nitekim müvekkili tüketici olup, genel kredi sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi, genel kredi sözleşmesinin geçersizliğini ileri sürmediği gibi, bu sözleşmeden kaynaklı borç ya da alacağın varlığı konusunda herhangi bir talepte de bulunmadığını, yerel mahkemenin gerekçeli kararında, davanın temelinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını belirtmiş ise de, bu hususu gözardı ettiğini ve yine ayrıca tapunun takyidatlardan ari olarak müvekkiline teslim edilmemesi halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebini dahi görmediğini, talep konusu sanki sadece ipoteğin ve haczin kaldırılması gibi değerlendirildiğini, müvekkilinin genel kredi sözleşmesinin tarafı olmadığını,...
Noterliği’nin 07.03.2017 tarih 12843 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz vaadi sözleşmesinin müvekkili tarafından haklı olarak feshedildiği, ihtarname tarihi itibari ile ödenmiş olan bedel ile bina tamamlama sigortası yapılmamış olması nedeni ile ödenmesi gereken cezai şart bedelinin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde müvekkiline ödenmesi ve müvekkilinin bağlı kredi olarak Albaraka Türk Bankasından kullanmış olduğu kredilerin kapatılmasının ihtar edildiğini, ihtarnamenin tebliğ edildiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı ile davalı banka arasında düzenlenen kredi sözleşmesinde, dava konusu gayrimenkul için kredi verildiğinin açıkça anlaşılmakta olup çekilen kredi miktarının satın alınan gayrimenkulün ödemesi için davalı inşaat şirketine aynen gönderildiğini, dolayısıyla dava konusu gayrimenkulün alınmasında kullanılan kredinin bağlı kredi olduğunu, davalı Teknik Yapı...A.Ş. ile yapılan Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesinin ve davalı...
Satış vaadinin konusu bir bağımsız bölüm ise satış vaadi sözleşmesinde bağımsız bölümün üzerinde bulunduğu ada ve parsel, kurulmuşsa kat irtifakında aldığı numara, arsa payı ve bağımsız bölümü diğerlerinden ayıracak unsurlar gösterilmelidir. Zira satış vaadi sözleşmesinin konusunun sözleşmeye yazılmış olması sözleşmenin esaslı unsurları arasındadır. Aksi halde belirlilik unsurunun yokluğu sözleşmeyi geçersiz hale getirir. Davacıların murisleri ... ile davalıların murisleri ... ve ... arasında 9.12.1960 tarihinde noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde, 442 parsel sayılı taşınmazın bedelinin tamamen ödendiğini, sözleşme gereğince şayet mahkeme kararıyla taşınmazın başkasına geçmesi durumunda aynı köyden alıcının talep ettiği başka bir 25 dönüm tarla verilmesi ve devirden rücu halinde ayrıca 3.000 TL cezai şart ödenmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ 08/07/2020 tarihli ve 2020/202 Esas, 2020/401 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı T5 Arasında İstanbul-Kartal 12.Noterliğinin 09/12/2016 gün ve 36384 yevmiye numaralı ön ödemeli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın davacı T1 oturma ruhsatı ve tapu kaydı ile birlikte fiilen konutun teslimi tamamlanana kadar 09/12/2016 tarihli ön ödemeli konut finansmanı sistemi kredi sözleşmesinden doğan kredi yükümlülüklerinin ve kredi kartı ödemelerinin durdurulmasını, 09/12/2016 tarihli ön ödemeli konut finansmanı sistemi kredi sözleşmesi bağlı kredi olduğunu, İstanbul /Kartal 12....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar T4 T5 vekilleri istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararı usul ve hukuka aykırı olduğunu, davacı ile müvekkil şirket arasında geçerli bir gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin mevcut olmadığını, davacının harici gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde müvekkil tarafından ileri sürülen geçersizlik iddiasının iyi niyet kurallarına aykırılık oluşturmasına rağmen, mahkemece esas alınması hukuka aykırı olduğunu, Yerel mahkemenin usul ve hukuka aykırı bilirkişi raporunu esas alarak karar verdiğini, Yerel mahkeme tarafından taşınmazın satış bedeline ticari faiz uygulanarak hüküm kurulması usul ve hukuka aykırı olduğunu, Yerel mahkeme huzurunda görülmekte olan davanın Tüketici Mahkemesi’nde görülmekte olan bir dava olup tüketici işlemine ticari faiz işletilerek hüküm kurulmasının kabulünün mümkün olmadığını, bu yönüyle de haksız ve dayanaksız kararın kaldırılması gerektiğini, usul ve hukuka aykırı İstanbul Anadolu 6....
Blok 9 no'lu bağımsız bölümü davalı T3 devir ettiği, devir protokolünde protokolün 13/12/2016 tarihli Gayrimenkul Satış sözleşmesinin ayrılmaz parçası olduğunun belirtildiği, davalının gayrimenkul satış sözleşmesi ve devir protokolü uyarınca taksitlendirilen borç bakiyesini sözleşmede belirtilen şekilde aylık taksitler halinde ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, davalının ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediği, satış işlemlerine aracılık eden Halk Bankası A.Ş Bitlis Şubesi tarafından Bitlis 2. Noterliğinin 08/08/2017 tarih ve 2244 yevmiye nolu ve 24/10/2017 tarih ve 3516 yevmiye nolu ihtarnameleri ile 20 gün içerisinde ödememiş olduğu borcunu ödemesi gerektiği aksi takdirde sözleşmenin de fesih edileceğinin belirtildiği, bu ihtarnamelerin davalının kardeşine tebliğ edildiği, yine dava süresince davalıya gerekli tebligatların usulüne uygun olarak yapıldığı anlaşılmıştır....
İş dosyası ile tespit edildiğini, müvekkilinin ödeme yapmak için diğer davalı T9 gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine bağlı olan kredi sözleşmesini imzaladığını 01/06/2015- 30/04/2020 tarihleri arasında ödenecek olan 10 yıllık kredi çektiğini ve bu kredi için her ay bankaya 4.307,18 TL ödeme yaptığını, kendisine teslim edilmeyen ve edilmesinin de muamma olan bir dairenin kredisini devamlı olarak ödemesinin müvekkilini maddi külfet altına soktuğunu, daha fazla mağduriyet yaşamaması adına İstanbul Anadolu 4....