Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, davalı şirkete verilen çekler için çek yaprağı bedellerinin depo edilmesi ile ödenen altı adet çek yaprağı bedelinin istirdatı istemine ilişkin olup, mahkemece, davacının çek yaprakları için depo talebi yazılı gerekçeyle reddedilmiştir....

    Esas Sayılı Takip dosyasının incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip boçluları hakkında nakdi alacak yönünden: 5.409,41.TL asıl alacak, 331,32.TL işlemiş faiz, 16,56.TL BSMV olmak üzere toplam 5.757,29.TL'nin tahsili ve gayri nakdi alacak yönünden: 11.970,00.TL gayri nakdi risk bedelinin depo edilmesi talebiyle icra takibi başlatıldığı,, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süresinde sunulan dilekçe ile borca itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu, davacı tarafça gayri nakdi alacak miktarının 10.680,00.TL kaldığı belirtilerek bu miktar yönünden itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporuna göre, icra tarihi itibariyle nakden ödenmiş olduğu belirtilerek nakit talep edilen çekin sorumluluk bedellerinin ihtarname tarihinden sonra ... tarihinde faizleriyle birlikte bankaya yatırıldığı, mevduat hesap ekstresinin tetkikinde; .......

      Noterliğinin ... tarih ... yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiği, davalılara verilen mehil sonrası davalıların 28/12/2018 tarihi itibarıyla temerrüde düştükleri, davacı banka tarafından asıl borçluya kullandırılan taksitli ticari kredi nedeniyle asıl borçludan temerrüt tarihi 28/12/2018 itibarıyla 402.263,95 TL nakdi ve 91.200,00 TL gayri nakdi alacak talep edilebileceği, Genel Kredi Sözleşmesinin Kefalet başlıklı 9. maddesinde çek sorumluluk bedellerinin kefil tarafından depo edilmesi gerektiğine dair açık bir hüküm bulunmadığından davacının davalı gerçek kişi müteselsil kefilden gayri nakdi alacağın depo edilmesini talep edemeyeceği, sözleşmenin 4.c maddesi kapsamında temerrüt tarihinden takip tarihine kadar asıl alacağa %28,60 oranında temerrüt faizi yürütülebileceği ancak davacının takipte %25,68 oranında faiz yürütülmesini talep ettiği taleple bağlı kalınarak davacının takip tarihi itibarıyla davalı asıl borçludan takip tarihi itibariyle 430.753,95 TL'si asıl alacak 20.956,96...

        Davalı vekili, depo talebine ilişkin olarak sözleşmede açık bir hüküm bulunmadığını, davacının iddialarını ispatla yükümlü olduğunu, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini belirterek davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davalının takip öncesinde usulüne uygun temerrüde düşürülmediği, icra takip tarihi itibari ile temerrüdün oluştuğu, gayri nakdi alacaklar yönünden temlik eden banka kayıtlarında borçlu davalı elinde çek karnesi/yaprağı kaldığına ilişkin kaydın yer almadığı, bu yüzden davacının gayri nakdi depo isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının 3.011,60 TL nakdi alacak üzerinden iptaline, fazlaya ilişkin nakdi alacak ile gayri nakdi depo talepleri yönünden davacı istemlerinin reddine, kabul edilen likit nakdi alacak üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

          -TL asıl alacak tutarı tamamen ödeninceye kadar yıllık %24,96 oranında sözleşmesel temerrüt kâr payı ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, gayrinakdi çek taahhüt bedelinin depo talebi yönünden; davacı bankanın takip tarihi itibariyle dosya içerisinde bulunan çek dökümü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen (4) adet çek yaprağından dolayı toplam 6.400,00.-TL faiz getirmeyen bir hesapta davalının depo etmesi gerektiği, vergi dairesi cevabi yazısına istinaden davalı tacir olduğu için tüketici konumunda değerlendirilmesinin mümkün gözükmemekte olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunmuştur. Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; dava, davacı banka ile davalı arasındaki sözleşme kapsamında çek yaprağı blokaj bedellerinin depo edilmesi amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir....

            Öncelikle mahkemece bu sözleşmelerin tamamı dosya kapsamına dahil edilerek bu sözleşme hükümleri kapsamında çek depo bedelinden davalıların sorumlu olup olmadığının incelenmesi gerekirken mahkemece eksik inceleme ile karar verildiği görülmektedir. Zira yukarıda da belirtildiği üzere çek depo bedelinden sorumu tutulabilmeleri için taraflar arasında düzenlenen sözleşmelerde davalıların sorumluluğuna dair açık hüküm bulunması gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, tüm sözleşme örnekleri eksiksiz şekilde getirtilerek, ayrıca sunulan kefalet sözleşmesi de bir bütün halinde incelenerek davalıların sorumlu olup olmadıkları hususunun tespit edilmesi gerekmektedir. Diğer yandan kabule göre de, genel kredi sözleşmesi kapsamında verilen çek yaprakları, gayri nakdi kredi niteliğinde olup sözleşme uyarınca banka tarafından bu çek depo bedellerinin talep edilebilmesi için kat ihtarı düzenlenip tebliğ edilmesi hususu davalıların temerrüde düşüp düşmedikleri ile ilgilidir....

              risk çıkışı yapıldığından itirazın iptali davasının açıldığı tarih itibariyle nakdi teminat olarak depo edilmesi istenebilecek çek yaprağı garanti bedelinden doğan riskin bulunmadığı, Bu nedenle gayrinakdi çek yaprakları bedelleri ” için itirazın iptalinin istenemeyeceği, yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir....

                Mahkemece, davacı bankanın depo talebi reddedilmiş ve bu tür bir uygulamanın ipotek akdine dayalı olarak bankalarca kullandırılan gayri nakdi kredi niteliğindeki teminat mektuplarının bedelinin bloke edilmesi durumunda sözkonusu olduğu belirtilmiş ise de, 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun 10.maddesinde ve 5941 Sayılı Çek Kanunu’nun 3.maddesinde muhatap bankanın ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için bu maddelerde belirlenen miktarları ödemekle yükümlü olduğu, bu hususun hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülmeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmünde olduğu belirtilmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki kredi ilişkisinin niteliği ve 28.01.2008 tarihli Bireysel Müşteri Sözleşmesi’nin maddeleri değerlendirilerek uygun sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                  Aynı şekilde teminat mektubu depo talebi için de kefiller ve borçlu şirket hakkında sözleşmede sorumluluğa ilişkin açık hüküm bulunması gerekir. Güvence bedeli banka tarafından ödendiğinde gayri nakdi alacak nakit alacağa dönüştüğü gibi, kredi borçlusuna verilen çek bedellerinin asgari sorumluluk tutarının ödenmesi halinde de gayri nakit alacak nakit alacağa dönüşür. Halen meri olan, yani tazmin edilmeyen teminat mektupları ve çek riski nedeniyle davacı bankanın kefilden ve borçludan sözleşmede açık hüküm bulunması halinde depo talep etmesi mümkündür. Depo talebi, tahsil talebi niteliğinde bulunmadığından henüz gerçek borç doğmadığından icra inkar tazminatına esas teşkil etmeyecektir. Gayri nakdi alacakla ilgili depo talebi maktu harç ve vekalet ücretine tabidir. Bilirkişinin raporunda da belirttiği üzere davacı banka ile davalı Konyaaltı ... Şti arasında ... tarihli ...-TL limitli ve ... tarihli ......

                    Dayanak 22.10.2010 Tarihli Genel Nakti ve Gayrı Nakti Kredi Sözleşmesi ile 13.4.2014 tarihli Business Card Üyelik Sözleşmelerinin düzenlendiği, yapılan ödemelerin çıkartıldığı, kefilin kefaletinin yasal koşulları taşıdığı görülmüştür. Takipte her ne kadar depo edilmesi talebi mevcut ise de dava açarken bu talebin harçlandırılmadığı görülmüş, davacı vekiline verilen sürede bu alacak yönünden davanın tefriki istenilştir.Davacı vekilinin bu alacağa ilişkin talebini harçlandırmamış olması nedeni ile bu konuda açılmış bir dava olmadığının kabulü ile hükme yeterli bilirkişi raporu doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: 1-... Müd.'...

                      UYAP Entegrasyonu