Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesine müracaat ederek gaiplik kararı aldırdığı, gaiplik kararı alınan kişinin 2010 yılında dönmesi üzerine sanık ve yakınlarının bu kararın kaldırılmasını talep ettiği, görevli mahkeme tarafından 30.09.2010 tarihinde gaiplik kararının kaldırılmasına karar verildiği, sanığın 19.12.2010 ilâ 18.03.2012 tarihleri arasında gaiplik kararı verilmiş olması nedeniyle eşinden kaynaklanan dul aylığını almaya devam ettiği, bu şekilde toplam 10.103,91 TL haksız yere aylık alarak kamu kurumunu zarara uğratmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; Sanığın eşinin aniden ortadan kaybolduğunu, bunun üzerine mahkemeye başvurarak gaiplik kararı aldırdığını, karardan sonra Sosyal Güvenlik Kurumundan eşinden kalan aylığı almaya başladığını, yaklaşık sekiz buçuk sene kadar kendisinden haber alamadığı eşinin aniden ortaya çıktığını, eşinin bu süre içerisinde nerede kaldığını söylemediğini, gaiplik kararının kaldırılması üzerine maaşının kesildiğini ve...

    Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; noterde düzenlenen limited şirket hisse devri sözleşmesinde devir bedelinin 2.500,00 TL olduğunun ve bu bedelin davacıya nakten ve tamamen ödendiğinin belirtildiği, davacının noter sözleşmesindeki kayıtların aksini aynı kuvvet ve mahiyette yazılı belge ile ispatlaması gerektiği, resmi şekilde yapılması zorunlu olan sözleşmelerdeki değişikliklerin de aynı şekle tabi olduğu, bu nedenle 26/07/2011 tarihli noterlikçe yapılan devir sözleşmesinin aksinin 26/07/2011 tarihli tutanak ile ispatının mümkün olmadığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

      Davalı vekili, müvekkilinin davacı tarafa hiç bir borcunun bulunmadığını, taraflar arasında yapılan işletme hakkı devri protokolü ile davacının müvekkili ve dava dışı şirkete ait olmak üzere toplam 14 adet marketin işletme hakkını devraldığını, marketlerin içindeki demirbaş ve emtiaların devir bedelinin dışında olup, bunların ayrıca fatura ile davacı şirkete satıldığını, müvekkiline halen işletme devir bedelinin de ödenmediğini savunarak, davanın reddi ile takas ve mahsup taleplerinin kabulünü istemiştir.Mahkemece bozma ilamına uyularak tüm dosya kapsamına göre; dava, işletme devri sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu, dava konusu devre ilişkin davacı ile davalı şirket arasında içeriği ve imzaları her iki tarafça da inkar edilmeyen ve kabul edilen 13/08/2008 tarihli protokolün de düzenlenip imzalandığı, gerek davacı gerekse davalı vekillerince sunulan tüm beyan ve cevap dilekçelerinin içeriğinden taraflar arasındaki iş bu satış ve devir işlemi, protokol ve içeriği ile...

        Noterliği'nden onaylı satış vaadi sözleşmesinden doğan hakların devri sözleşmesinin taşınmazı satmayı vaad ve taahhüt eden ... Şti'ye tebliğ edildiğini, ... Şti'nin sözleşmeyi tebliğ aldıktan sonra sözleşmenin geçersiz olduğuna, işbu sözleşmeyi kabul etmediğine dair herhangi bir itirazda bulunmadığını, aksine şirket yetkilisinin tapuya bizzat gelerek sözleşmenin geçerliliğini ve satış bedelinin ödendiğini kabul ederek işbu sözleşmenin tapuya şerh edilmesine yazılı onay verdiğini, birleşen davada davacı şirket yetkilisinin imzasını içeren 02.10.2018 tarihli başlıksız belgede sözleşmenin geçerliliği ve satış bedelinin ödendiği hususunun açıkça kabul edildiğini, satış bedeli ve satış bedeli olarak düzenlenen senetler ödenmiş olup bu hususun tüm dosya kapsamı ile asıl davada davalı birleşen davada davacı şirket yetkilisinin imzasını içeren belgeler ile sabit olduğunu belirterek, davalı-birleşen davada davacı şirketin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : GAİPLİK, TAPU İPTALİ VE TESCİL Hazine tarafından açılıp hasımsız olarak görülen davada; Davacı Hazine vekili; 603 parsel sayılı taşınmaz hakkında Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan 18/12/2000 tarihli, 2000/146 esas, 2000/487 karar sayılı ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında, kimlik bilgileri ve adresleri saptanamayan paydaşlardan ... Mal müdürünün 3561 sayılı Yasa uyarınca kuyyum atandığını,10 yıllık kayyumla idare süresinin dolduğunu, taşınmazdaki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verildiğini ileri sürerek anılan paydaşların sağ olup-olmadıkları, mirasçıları ve kimlik bilgileri saptanamadığından TMK'nun 588.maddesi uyarınca gaipliklerine ve paydaşı bulundukları 603 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının ve tüm malvarlıklarının Hazineye intikaline karar verilmesini istemiştir....

            Davacı tapu iptali-tescil/ veya bedel iadesi talebini, adi yazılı, 1989 yılında düzenlenmiş satış senedine dayandırmıştır. Söz konusu senetde satıcı olan kişi davalı ...'dur. Yanlar arasında bu senedin varlığı, senetde gösterilen satış bedelinin davacı tarafından davalıya ödenmiş olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Anılan adi yazılı satış senedinin düzenlendiği tarihte, taşınmaz tapuya kayıtlı bir taşınmaz olup; ne o tarihte ne de sonradan davalı ... taşınmazda tapuda kayden malik olmamıştır. Tapuda kayden malik olmayan kişinin tapu dışı taşınmaz satışı; "şekle aykırı olduğundan gerçersiz taşınmaz satışı kimliğinde değildir. Bir başka anlatımla; şekle aykırı olduğundan geçersiz taşınmaz satışından söz edebilmek için, taşınmazın tapuda kayıtlı olması ve maliklerinin resmi şekil koşuluna uymaksızın yaptığı bir taşınmaz satışı olmalıdır. Bu durumda davacının dayandığı satış işlemi; zilyetliğin satış suretiyle devrine ilişkindir....

              Davalı cevabında 15.04.2003 tarihli sözleşmede dava konusu yerin davacıya verileceği yazılı ise de bu belgenin hile ile imzalatıldığını ve dairenin devri için gereken bedelin kendisine ödenmediğini savunarak davanın reddini istemiş, mahkemece sözleşmenin hile ile imzalatıldığı anlaşıldığı gibi davalıya satış bedelinin ödendiği davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu 2 nolu dairenin 15.04.2003 tarihli ek sözleşme ile davacıya bırakılması kabul edilmiştir. Bu sözleşme asıl sözleşmenin imzalandığı şekliyle noterde düzenlenmiştir. Satış bedelinin ödenmediği veya daha sonra ödeneceği sözleşmede yazılı değildir. Bu nedenle davalının satış bedelinin ödenmediğine ilişkin savunması yerinde bulunmamıştır. Diğer yandan davada hile iddiası ileri sürüldüğü halde bu savunma ile ilgili olarak BK’nın 31. maddesi uyarınca süresinde davacıya bir bildirimde bulunulmamıştır....

                Hakkında gaiplik kararı istenen kişinin sözleşmeli subay belgesine göre istihdam edildiği dava dilekçesine ekli olarak sunulan sözleşme belgesi ile çekişmesizdir. Gaiplik kararı istemeye yetkili kişiler gaiplik kararı alınmasında çıkarı olan herkestir.Davacının gaiplik kararı istemesinde çıkarı olduğu açık seçik belli olduğu halde, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

                  Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 588. maddesinden kaynaklanan kayyım tarafından temsil edilen hisselerin kamulaştırılmış olması nedeniyle gaiplik kararı verilmesi ve kamulaştırma bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece "…İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/505 E. Sayılı doyası ile gaipliği talep edilen Halil'in gaipliğine karar verilerek İstanbul BAM 1.HD 2018/1189 E. 2019/335 K. Sayılı ilamı ile kesinleştiğinden gaiplik hususunda karar verilmesine yer olmadığına ve gaibin hissesine düşen 31.773,00 TL satış bedelinin işlemiş faizi ile birlikte Hazine'ye devrine…" karar verilmiştir. Davalı vekili, aleyhine hükmedilen nispi harç yönünden istinafa başvurmuştur....

                  Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 588. maddesinden kaynaklanan kayyım tarafından temsil edilen hisselerin kamulaştırılmış olması nedeniyle gaiplik kararı verilmesi ve kamulaştırma bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece "…İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/505 E. Sayılı doyası ile gaipliği talep edilen Halil'in gaipliğine karar verilerek İstanbul BAM 1.HD 2018/1189 E. 2019/335 K. Sayılı ilamı ile kesinleştiğinden gaiplik hususunda karar verilmesine yer olmadığına ve gaibin hissesine düşen 31.773,00 TL satış bedelinin işlemiş faizi ile birlikte Hazine'ye devrine…" karar verilmiştir. Davalı vekili, aleyhine hükmedilen nispi harç yönünden istinafa başvurmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu