Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 22/09/2010 tarih, 2010/11290 esas ve 2010/15137 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere TMK'nun 32. maddesi uyarınca ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa gaiplik kararı verilebileceği, hakkında gaiplik kararı verilmesi istenen kişinin 1973 doğumlu olup ölümü hakkında kuvvetli olasılık ve gaip olduğuna dair yeterli kanıt bulunmadığı anlaşılmakla bir kimsenin sadece bulunduğu yerin bilinmiyor ya da bulunamıyor oluşunun gaiplik kararı verilmesi için yeterli olmadığı, gaipliğine karar verilmesi halinde ileride telafisi mümkün olmayan hallerin meydana gelebileceği de gözetilerek, yerel mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. (Yargıtay 8.HD 2017/7086 E.-2018/9378 K., Yargıtay 2....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : GAİPLİK İLE BİRLİKTE HAZİNEYE İRAT KAYDI Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 402 ada 13 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından ... eşi ...’e Karadeniz Ereğli Sulh Hukuk Mahkemesinin 06.03.2003 tarih ve 2003/68 Esas, 2003/168 Karar sayılı ilamı ile Karadeniz Ereğlisi Mal Müdürünün kayyım tayin edildiğini, ortaklığın giderilmesi davası sonunda taşınmazın satıldığını, kayyım atanan ... eşi Hikmet’in payına düşen bedelin kayyımlık bürosu hesabına yatırıldığını, 10 yıllık kayyım ile idare süresinin dolması nedeniyle 4721 sayılı TMK'nın 588. maddesindeki şartların oluştuğunu ileri sürüp Mehmet eşi ...’in gaipliğine karar verilerek, kayyım adına yatırılan satış bedelinin Hazineye irat kaydına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....

    , haber alamadığı bir kişinin ölümünü ispatlamasını beklemenin mantıkla bağdaşır bir durum olmadığını, yerel mahkemenin bu kararı doğru kabul edilirse, kendisinden uzun zamandan bu yana haber alınamayanlar açısından gaiplik müessesesinin uygulanmasının kesinlikle mümkün olmayacağını; kanunda gaiplik müessesesinin uygulanabileceği iki durumun seçimlik olarak sayılmış olup; gaiplik kararı verilebilmesi için ya ölüm tehlikesi içerisinde kaybolmak ya da kendisinden uzun süredir haber alınamaması gerektiğini, bu sayılan iki durumdan herhangi birisi gerçekleşirse gaiplik kararı verilebileceğini, somut olayda tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere gaipliğine karar verilmesi istenen T3'den yaklaşık 30 yıldan daha uzun süredir haber alınamadığını, gaipliğine karar verilmesi istenen şahısla ilgili yapılan ilanlardan da herhangi bir sonuç alınamadığını, gaipliğine karar verilmesi istenen kişinin nüfus kayıtlarından da anlaşılacağı üzere şu anda 70 yaşında olduğunu, nüfus kayıtlarına göre yaşının...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : GAİPLİK/BEDEL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ... ada ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 2003/262 Esas, 1020 Karar sayılı dosyasında açılan ortaklığın giderilmesi davasında tapu maliklerinden ... Zevcesi ...'ye ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 21/05/2003 tarihli 2003/261 Esas, 664 Karar sayılı kararı ile ... Defterdarının kayyım olarak atandığını, dava konusu taşınmazın ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Müdürlüğü 2003/10 satış dosyası ile satıldığını, kayyım tayin edilen ... Zevcesi ...’nin payına isabet eden 7.315,85 TL'nin kayyımlık bürosu hesabına yatırıldığını, kayyım tayini kararının verilmesinden itibaren 10 yıl geçtiğini ileri sürerek ... Zevcesi ... hakkında gaiplik kararı ve kayyımlık bürosu hesabına yatırılan 7.315,85 TL'nın ve ferilerinin Hazineye irat kaydedilmesine karar verilmesini istemiştir....

      TMK'nın 35. maddesi "gaiplik kararı ile ölüme bağlı hakların gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılacağı" ve 713. maddesinin 2. fıkrası "aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya 20 yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş kimse adına kayıtlı taşınmazın tamamını veya bölünmesinde sakınca olmayan parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir" amir hükmünü içermekte olup, Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre gaiplik kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren 20 yıldan fazla süre ile tasarruf edilmiş olması halinde taşınmaza ilişkin tapu kaydı hukuki değerini kaybedecektir. Hal böyle iken eldeki davada gaiplik kararının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık süre dolmadığından davacı lehine zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleşmediği dikkate alınarak davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi yerinde değildir....

        Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 588. maddesinden kaynaklanan gaiplik ve haklarında gaiplik talep edilen şahısların hisselerine düşen bedelin hazineye irat olarak kaydedilmesine yöneliktir. İlk derece mahkemesi tarafından açılan davanın çekişmesiz yargı işi olduğundan bahisle görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş ise de, ilk derece mahkemesi tarafından yapılan değerlendirmenin usule ve hukuka uygun olduğundan söz etmek mümkün değildir. Mahkemenin bu kararı TMK'nun 32 vd. maddelerine dayalı olarak açılan gaiplik davalarında verilebilecek kararlardandır. Oysa somut olayda, davacı Hazine gaiplik isteği yanında, haklarında gaiplik talep ettikleri hissesine düşen miktarın hazineye irad kaydedilmesi isteminde de bulunmuş olup söz konusu isteğin TMK'nun 588. maddesi kapsamında olduğu açıktır....

        Anılan bu hükümler uyarınca gaiplik kararı verilebilmesi için kişinin ölüm tehlikesi içinde kaybolması ya da kendisinden uzun süredir haber alınamaması ve ölümü hakkında kuvvetli olasılık bulunması ve bu iddiaların kanıtlanması gerekir. Öte yandan uzun süreden beri haber almama yanında, durumun özellikleri gereği kişinin yaşayıp yaşamadığında kuşkulu olması gerekir. Yukarıda açıklanan Kanun hükmü ve ilkeler kapsamında tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2010/11290 Esas - 15137 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, TMK'nun 32. maddesi uyarınca ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinde uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa gaiplik kararı verilebileceği ve bir kimsenin sadece bulunduğu yerin bilinemiyor ya da bulunamıyor oluşunun gaiplik kararı verilmesini gerektirmediği, hakkında gaiplik kararı verilmesi istenen Mehmet Keser hakkında Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan ( Van 2....

        HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : GAİPLİK - İRAT KAYDI Taraflar arasındaki davadan dolayı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 24.10.2019 gün ve 5551-1250 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü. -KARAR- Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 588. maddesi uyarınca gaiplik ve kayyım hesabındaki bedelin Hazine’ye irat kaydı isteklerine ilişkindir. Mahkemece, kayyımın yönetim kayyımı olarak atanmadığı, temsil kayyımı olduğu ,on yıllık yönetim koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince; 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Asli müdahil istinaf sebebi olarak; gaiplik kararı verilmesi istenen kişiden uzun süredir haber alamama ve kişinin ölümü hakkında kuvvetli olasılığın bulunma olguları beraber gerçekleşmiş olup, gaiplik karar verilmesi gerektiğini, tanık Ali Bağırsakçı'nın gaip adayının uyuşturucu kullandığını belirttiğini, uyuşturucu kullanan kişilerin ölüm oranının normal kişilere göre daha fazla olduğunu ileri sürmüştür. GEREKÇE: Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 32. ve devamı maddelerinde düzenlenen gaiplik kararı verilmesi istemine ilişkindir....

          Somut olayda; Mahkemece hakkında gaiplik kararı verilmesi istenen T2 yurtdışına giriş çıkış kayıtları İl Emniyet Müdürlüğünden sorulmuş, ilgilinin hudut kapılarından giriş ve çıkış kaydının bulunmadığı görülmüş, SGK kayıtları sorgulanmış, ilgilinin sigortalılığının bulunmadığı, her hangi bir emeklilik hali almadığı tespit edilmiş, gaiplik ile ilgili bir kez gazete ilanının yapılmış, hakkında gaiplik kararı verilmesi istenen Yasin ile ilgili her hangi bir bilgiye ulaşılamadığı görülmüştür. Davacı yargılama sırasında tanık deliline dayandığı konusunda her hangi bir beyanda bulunmadığı görülmüştür. İlk derece mahkemesince hakkında gaiplik kararı verilmesi istenen Yunus Demirer'in ölümü hakkında kuvvetli olasılık bulunmadığı, usul ekonomisi gereği dosya kapsamı dikkate alınarak ikinci ilan işlemlerinin de yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu