Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bize dönüş yapacaklarını söylediler, ancak dönüş yapılmayınca biz de dava yoluna gittik, eşim, franchising alacak şirketten hisse devri alınması hususunda ... satış yetkilisi ile görüştü. Eşim parayı gönderdikten sonra franchising alan şirket/şubenin hisse devri hususunda sözleşme imzaladı. Biz parayı gönderirken franchising alan şirket/şubenin %5' i oranında hissesini alacağımızı biliyorduk. Daha sonrasında eşimin ...' daki şirket/şube ile bu hususta görüşmesi olup olmadığını bilmiyorum. ...' daki şirket/şubeden kar payı aldık ancak ne kadar süre ile ve ne kadar aldığımızı hatırlamıyorum. Biz zaten bu olay ortaya çıkınca kar payı almak istemediğimizi de bildirmiştik ancak kar payını rakamını hatırlayamadığım miktarda ve hatırlayamadığım süre ile aldık, biz ... şirket/Şubenin %5 hissesini ......

    Müvekkil şirket ve borçlu şirket arasında yapılmış franchising sözleşmesinin mevcut olduğunu. Tarafların arasında yapılan franchising sözleşmesi gereğince, franchise alan şirket, franchise veren şirketin logo ve işaretlerini hem işyerinde bayrak ve tabelalarla hem de kullandığı peçete, poşet gibi ürünlerde kullanması gerektiğini. Bu husus taraflar arasında yapılan franchising sözleşmesinde de yer aldığını. Logo ve işaretlerin franchise alan şirketin işyerinde kullanılması, iki şirket şirket arasında organik bir bağın oluştuğu anlamına gelmediğini. Franchising sözleşmesinde her iki tarafın bağımsızlığı, sözleşmenin kurulmasından feshedilmesine kadar devam etiğini. Bu bağımsızlık, franchise alanın ticari olarak bağımsızlığını; kendi nam ve hesabına çalışmasını, franchise vereni ticari olarak temsil kabiliyetinin olmadığını ifade ettiğini. Hacze konu olan mallar ikinci el olduğunu. Bu sebeple de bu malların faturası mahkemeye ibraz edildiğini....

    Davalı alacaklı mahkemece hükme esas alınan franchising sözleşmesinin taraflarca muvazaalı olarak düzenlendiğini, gerçeği yansıtmadığını ileri sürmektedir. İlk derece mahkemesince delil olarak dayanılan franchising sözleşmesinde taraflara yükletilen yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği, franchising bedelinin ödenip ödenmediği, ödendi ise ne şekilde ödendiği, sözleşmenin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı yönünde herhangi bir inceleme yapılmamıştır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, menfi tespit ve tazminat istemine ilişkindir. Davacı ....Ltd. Şti ile davalı ... Çelik...A.Ş arasında franchising imtiyaz sözleşmesinin feshi konusunda bir sözleşme imzalandığı tarafların kabulündedir. Uyuşmazlık sözleşmenin geçerliliğinin yitirip yitirmediği ve sözleşme gereğince Davacı ....Ltd. Şti'ye iadesi kararlaştırılan Antalya ... İcra Müdürlüğünün .../... Esas sayılı dosyasında takibe dayanak çek nedeniyle davacıların davalıya borçlu olup olmadıkları hususlarında toplanmaktadır. Davacı ...Ltd. Şti ile davalı ... Çelik...A.Ş arasında franchising imtiyaz sözleşmesinin feshi konusundaki sözleşmenin incelenmesinde özetle; Davacı ....Ltd....

      yer kiralama(,bu tür sözleşmelerle ilgili teamül ve uygulamalarda yer kiralama yükümlülüğünün franchising alana ait olduğu anlaşılmaktadır) hususlarında çaba göstermemiş olup, bu yönlerin haklı fesih nedeni oluşturduğu, Medeni Kanunun 2. maddesindeki "Dürüstlük Kuralları" gereğince de davacının iyi niyetli olmadığı, hukuk düzenince kötü niyetin himaye edilemeyeceği bu nedenle tazminat talep hakkında bulunmadığı değerlendirilmiştir....

      Dava, franchising sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin sözleşme kapsamında dava dışı şirketten 85.000,00 TL alacaklı olduğunu, davalı ortakların bu miktardan sorumlu olduğunu iddia etmiş, bir kısım davalılar ise davacı şirkete çek ve teminat mektubu verildiğini ve davacının alacağı bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece, yukarıda açıklandığı gibi ıslah edilen miktar doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükme esas alınan 16.04.14 havale tarihli bilirkişi raporunda, 91.429,04 TL davacının hesap açığı bulunduğu, ancak davacı 85.000,00 TL olarak beyan ettiğinden talep gibi 15.000,00 TL üzerinden davalıların sorumlu tutulabileceği belirtilmiştir....

        . - K A R A R - Davacı vekili; taraflar arasında franchising sözleşmesi bulunduğunu, davalının cari hesaptan kaynaklanan borcunu ödememesi üzerine alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; adi ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmadığı, adi ortaklığa karşı açılacak dava ve yapılacak takiplerin adi ortaklık olduğu belirtilerek tüm ortaklara karşı yapılması gerektiği, takip talebinde ise sadece ... ve ortaklığı denmek suretiyle usulsüz takip yapıldığı, ortada geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          "Dava, taraflar arasında aktedilen franchising sözleşmesinin feshi nedeniyle alacak ve tazminatın tahsili istemine ilişkin olup dava franchising alan tarafından açılmıştır. Davacı, 556 sayılı KHK'dan kaynaklanan uyuşmazlık nedeni ileri sürmemiş, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle franchising bedelinin, yapılan masrafların tazmini ve davalı şirketten cari hesap alacağının tahsilini istemiştir. Davacı tarafından bunların yanında davalı markasının değerinin, kalitesinin ve müşteri sayısının artırılması amacıyla yapılan harcamanın da talep edilmesi 556 sayılı KHK kapsamında tescilli bir sınai hakka dayalı uyuşmazlık niteliğinde de olmadığından, mahkemece işin esasına girilip uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözülmesi gerekirken ihtilafın 556 sayılı KHK kapsamında bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir."(Y.... HD. 01/06/2016 T., ... E., ... K.)...

            Ltd. şirketi'nin maddi ve manevi tazminat talep edemeyeceği, yine asıl davada davacı şirket hakkında haksız bir şikayetin söz konusu olmadığı, haksız icra takibi nedeniyle maddi zarara uğradığının ve icra takibi yapan davalının ağır kusurlu ve kötüniyetli olduğunun kanıtlanamadığı, taraflar arasındaki franchising sözleşmesinin birleşen davanın davalısının sözleşmeye aykırı eylemleri nedeniyle süresinden önce feshedilmesinden dolayı birleşen davanın davacısının 53.712,26 TL maddi zarara uğradığı, bu tutarın %10'u kadar doğrudan zararının oluştuğunun kabul edilmesi gerektiği, buna göre 59.083,48 TL tazminat talep edilebileceği, daha önce verilen ve Yargıtay tarafından bozulan kararda birleşen davayla ilgili hükmedilen 59.083,48 TL tazminat tutarıyla ilgili taraflarca temyiz talebinde bulunulmadığı, her ne kadar birleşen davada davacı imzası inkar edilen sözleşmeye dayanarak cezai şarta da hükmedilmesini talep etmişse de, sözleşmedeki imzanın ...'...

              ten alınan 02/12/2021 tarihli ek raporda özetle; 30/11/2018 iflas tarihi itibarıyla davacının davalıdan 109.700,00 TL asıl alacak ve 51.499,89 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 161.199,89 TL alacaklı olduğu, 10.000,00 TL de manevi tazminat talebine ilişkin olarak takdirin mahkemeye ait olduğunun sonuç ve kanaatine varıldığı görülmüştür....

                UYAP Entegrasyonu