"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/12/2013 tarih ve 2013/49-2013/655 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin uzun yıllardır fotoğrafçılık ve reklam filmleri çekimi ile uğraştığını, işini yapabilmek için model küçük uçaklar kiraladığını ya da helikopterden fotoğraf ve video çekimi yaptığını, kaliteli çekim yapabilmek için son teknoloji makina ve ekipmanlara yatırım yaptığını, davalı şirketin " Kentlerin Dili Ambalaj Serisi" adı altında bir kampanya başlattığını, bu kampanya çerçevesinde ambalaj olarak kullanmakta olduğu kutu ve poşetleri ... ilini...
Sigorta eksperi bilirkişi tarafından düzenlenen 22/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; sigortalı davacının mesleki sorumluluğunu 30/06/2009 ile 30/06/2010 arasında geçerli olan poliçe ile davalıya teminat altına aldırdığının poliçeden anlaşıldığını, davacının göğüs küçültme ve karın germe amacıyla 16/05/2009 tarihinde dava dışı hastasını ameliyata aldığı, hastanın ameliyat sonrası şikayetlerinin sürmesi ve yaralarının iyileşme sürecinin uzaması üzerine 25/07/2009 tarihinde ikinci bir ameliyatın yine davacı doktor tarafından gerçekleştirilmiş olduğunu fakat hastanın sıkıntıları geçmeyip eser sözleşmesinin gereği gibi ifa edilmemesinden dolayı dava dışı hasta vekilinin 10/12/2009 tarihinde maddi ve manevi tazminat davası açtığını, mahkemenin verdiği karar sonrası davacının icra takibinin hacze düşmesini engellemek için yaptığı ödemenin tamamından davacı doktorun mesleki sorumluluğunu üzerine alan ......
Sigorta eksperi bilirkişi tarafından düzenlenen 22/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; sigortalı davacının mesleki sorumluluğunu 30/06/2009 ile 30/06/2010 arasında geçerli olan poliçe ile davalıya teminat altına aldırdığının poliçeden anlaşıldığını, davacının göğüs küçültme ve karın germe amacıyla 16/05/2009 tarihinde dava dışı hastasını ameliyata aldığı, hastanın ameliyat sonrası şikayetlerinin sürmesi ve yaralarının iyileşme sürecinin uzaması üzerine 25/07/2009 tarihinde ikinci bir ameliyatın yine davacı doktor tarafından gerçekleştirilmiş olduğunu fakat hastanın sıkıntıları geçmeyip eser sözleşmesinin gereği gibi ifa edilmemesinden dolayı dava dışı hasta vekilinin 10/12/2009 tarihinde maddi ve manevi tazminat davası açtığını, mahkemenin verdiği karar sonrası davacının icra takibinin hacze düşmesini engellemek için yaptığı ödemenin tamamından davacı doktorun mesleki sorumluluğunu üzerine T3 A.Ş.' nin poliçe limitleri dahilinde, mesleki sorumluluk sigortası kapsamında Hekim Mesleki...
Manevi tazminat, kişinin malvarlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik bir tazmin aracı değil, manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve yaşama sevinci ve zevki azalan kişinin manen tatminini sağlamaya yönelik bir tazmin aracıdır. Manevi zararın başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. Manevi tazminat, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Belirtilen niteliği gereği manevi tazminatın, zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekmekte ise de, tam yargı davalarının niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının, olayın ağırlığını ortaya koyacak, hukuka aykırılığı özendirmeyecek, bir başka ifade ile benzeri olayların bir daha yaşanmaması için caydırıcı ve aynı zamanda cezalandırıcı bir miktarda olması gerekmektedir....
irsaliyesini imzalamadığını, davacının daha sonra dava şirkete gönderdiği Kadınhanı Noterliği'nin 04.07.2018 tarihli ve 2758 yevmiye numaralı ihtamamesi sözleşme hükümlerinin yerine getirilmediği gerekçesiyle ödemiş olduğu 74.000,00 TL bedel ile makinenin teslim edilmemesinden kaynaklı zararlarının ödenmesini talep ettiğini, davalı şirketin ise Akşehir 1....
İhtisas Kurulunun 12/09/2011 tarihli raporuna göre davacıda %28,1 oranında meslekte kazanma gücü kaybı meydana geldiği, bu güç kaybından davalılar sorumlu olduklarından davacının maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır.(BK 386-390) Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Vekilin sorumluluğu genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır. Vekil işçi gibi özenle davranma zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur (BK 321/1 md). O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları, hafifte olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir....
(TBK 510/1.) maddesi hükmü uyarınca vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Somut olayda davacının, muayene için davalı şirkete ------ başvurması ve davacının muayene olma isteğinin hastane tarafından kabul edilmesi ile birlikte, davalı şirket ile davacı arasında, maddi fiillere ilişkin vekalet sözleşmesi akdedilmiştir. Vekil üstlendiği işi özenle yapmadığı takdirde, özen borcuna aykırı davranmış olur; dolayısıyla da iş yapma borcunu gereği gibi ifa etmemiş, kötü ifa etmiştir. Bundan dolayı vekalet veren zarara uğramış ise, vekil bu zararı tazmin etme yükümlülüğü altına girer. Davalı şirket, vekalet sözleşmesi ile üstlenmiş olduğu iş yapma borcunun ifasında özen borcuna aykırı davranmış ve dolayısıyla da iş yapma borcunu gereği gibi ifa etmemiştir. Bu nedenle de, bu yüzden davacının uğramış olduğu zararları tazmin etme yükümlülüğü altındadır....
Değişik İş sayılı dosyası ile yapılan keşfin ardından durumdan haberdar olan davalı Tasfiye Halinde .....’nun 19.03.2021 tarihli .... gazetesinde özür metni yayımladığını ve bu özür metni ile davalının davaya konu haksız eylemini kabul ettiğini, davalıların, izinsiz ve isim belirtmeden müvekkile ait fotoğrafı süreklilik arz eden ve kamuya açık alanda kullanım ile müvekkilinin eser sahipliğinden kaynaklanan manevi ve mali haklarını ihlal ederek ticari kazanç sağladıklarını, davacı müvekkilini maddi ve manevi yönden zarara uğrattıklarını, müvekkilinin fotoğraf sanatçısı olduğunu, bu işi hobi olarak değil meslek olarak yaptığını, davalıların ise bu fotoğraf üzerinden ticari kazanç elde ettikleri dikkate alınarak tazminat miktarı tespit edilmesi gerektiğini, davalı Tasfiye Halinde .....'...
Türk Borçlar Borçlar Yasasının 112. maddesine göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat isteyebilmesi için, bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır: kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Borcun yerine getirilmesinin kusurla olanaksız hale gelmesinde, temerrüde düşen borçludan, gecikmiş ifa ile birlikte gecikme dolayısıyla tazminat istenmesinde yahut borçlunun temerrüdü halinde ifadan vazgeçilip, ifa yerine tazminat istenmesinde ve sözleşmenin olumlu biçimde ihlalinde, müspet zararın giderimi söz konusu olur. (Prof. Dr. H. Tandoğan Türk Mesuliyet Hukuku 1961 s. 426 vd.)....
Uyuşmazlığın anlaşılması bakımından menfi zarar ve müsbet zarar kavramları üzerinde durmakta fayda vardır. 6098 sayılı Türk Borçlar Borçlar Yasasının 112. maddesine göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat isteyebilmesi için, bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır: kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır....