WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm velayet ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi değildir. Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Fiili ayrılık başlı başına boşanma sebebi değildir. Terke dayalı bir boşanma davası bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir....

      Aile Mahkemesinin 2014/532 Esas ve 2014/836 Karar sayılı dosyası ile açtığı boşanma davasının reddedildiğini, kararın 25.09.2015 tarihinde kesinleştiğini ve aradan üç yıl geçmesine rağmen eşi ile bir araya gelmediklerini beyanla, fiili ayrılık nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı-davacı kadının cevap ile karşı dava, vekilinin birleştirilen dava dilekçelerinde; erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, erkeğin başka kadın ile aldattığını, sürekli hakaret ve tehdit ettiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla asıl davanın reddine, karşı ve birleştirilen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksululuk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Elazığ 1....

        Hukuk Dairesi'nin 26/12/2022 tarihli 2022/9207 Esas, 2022/10855 sayılı kararı ile; "Davacı-davalı erkek tarafından açılan fiili ayrılık nedeniyle boşanma(TMK.166/4) davası ile davalı davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine(TMK.166/1) dayalı boşanma davalarında ilk derece mahkemesince, erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir. Karar hakkında tarafların istinaf talebi üzerine bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince; ilk davayı açarak fiili ayrılığa kadının neden olduğu, fiili ayrılık döneminde de erkeğin ispat edilen bir kusurunun bulunmadığı belirtilerek, boşanma hükmünün istinaf edilmeyerek erkeğin davasında kesinleşmesi nedeni ile kadının davası hakkında karar verilnmesine yer olmadığına, tedbir nafakası miktarının arttırılmasına, kadının yoksulluk nafakası ve maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....

        Davalı-karşı davacı kadın vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı tarafından daha önce açılan boşanma davasının Ankara Batı 1. Aile Mahkemesinin 2010/536 esas ve 2011/229 karar sayılı ilamı ile reddedildiğini ve kararın 2012 yılında kesinleştiğini, bu karar sonrasında eşlerin yeniden bir araya gelmediklerini belirterek fiili ayrılık sebebiyle (TMK md. 166/4) tarafların boşanmalarına davalı-karşı davacı kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/4. Maddesi uyarınca boşanmalarına, davalı-karşı davacı kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası ile 5.000,00 TL maddi tazminata, davalı-karşı davacı kadının manevi tazminat talebinin reddine hükmedilmiştir....

        Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2010/697 Esas, 2012/634 karar sayılı boşanma davasındaki ret kararının kesinleşme tarihi olan 21/05/2013 tarihinden dava tarihi olan 10/10/2016 tarihine kadar kesintisiz 3 yıl boyunca fiili ayrılık olmadığı gerekçesiyle fiili ayrılık hukuki nedenine dayalı boşanma davasının reddine karar verildiği, davalı kadın lehine aylık 300,00- TL tedbir nafakasına hükmedildiği anlaşılmıştır. Karara ilişkin davacı tarafın istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....

        Öyleyse, sözü edilen reddedilen boşanma davasından önceki olaylardan dolayı, artık kadın kusurlu sayılamaz. Ret kararının kesinleşmesinden sonra geçen fiili ayrılık süresi zarfında kadına atfedilebilecek bir kusur ortaya konulamamıştır. Fiili ayrılık süresi zarfında 11.02.2008 tarihinde kadın tarafından “nafakanın artırılması” davası açılmış, kadının ayrı yaşamaktaki haklılık durumunun devam ettiği kabul edilerek, nafakanın artırılmasına karar verilmiş, bu karar da Yargıtay denetiminden geçerek 13.10.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Kocanın, 04.02.2010 tarihinde açtığı “nafakanın kaldırılması” davası ise, “nafaka bağlanmasını gerektiren koşullarda bir değişiklik olmadığı” gerekçesiyle reddedilmiş, bu karar da kesinleşmiştir. Gerçekleşen bu durum ve kesinleşen kararlar karşısında boşanma sebebini oluşturan fiili ayrılıkta kadına yüklenebilecek bir kusur bulunmamaktadır. Sözü edilen kesinleşmiş hükümlere aykırı tanık beyanlarına üstünlük tanınamaz....

          Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2008/17 esas, 2009/32 karar sayılı dosyası ile davacı erkek tarafından açılan ve reddedilen boşanma davasına ilişkin kararın kesinleştiği, tarafların reddedilen boşanma davasından sonra bir araya gelmedikleri ve 3 yıllık sürenin geçtiği, ne var ki anılan davada tarafların kusur durumunun tespit edilmediği, eldeki davaya göre tarafların eşit kusurlu olduğu belitilerek, tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davanın TMK 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık hukuksal sebebine dayalı olarak açıldığı, retle sonuçlanan boşanma davasını davacı erkeğin açtığı, o davadan sonra ortak hayatın yeniden kurulamadığı, eylemli ayrılık döneminde boşanmayı gerektiren kusurlu yeni bir vakıanın meydana gelmediği, bu haliyle ilk boşanma davasını açarak fiili ayrılığı başlatan ve boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır....

            Aile Mahkemesi'nin 2008/216 Esas 2008/903 Karar sayılı ilamı ile boşanma davasının reddine karar verildiği, davacı - karşı davalı erkeğin bu kez fiili ayrılık nedeni ile boşanma davası açtığı, davalı tanıklarının anlatımlarından davacı - karşı davalı erkeğin iş sebebi ile müşterek haneden ayrıldığının ve geri dönmediğinin sabit olduğu, davalı - karşı davacı kadının boşanmaya sebep olan olaylarda herhangi bir kusurlu davranışı bulunmazken davacı - karşı davalı erkeğin evine geri dönmeyerek ve eski eşi ile yaşamaya başlayarak sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği ve evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olduğundan bahisle her iki davanın kabulü ile tarafların TMK 166/1 ve 166/son maddeleri uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuk Ece'nin yargılama safhasında ergin olması karşısında velayet hususunda karar verilmesine yer olmadığına, çocuk yararına dava tarihinden ergin olduğu 21/06/2017 tarihine kadar aylık 400 TL tedbir nafakasının davacı - karşı davalıdan alınarak davalı - karşı davacı...

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı - birleşen dosya davacısı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Asıl davada eşit kusurlu, birleşen davada tam kusurlu bulunması, reddedilen boşanma davası, kabul edilen asıl boşanma davası, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri, velayet, aleyhine vekalet ücreti, yargılama gideri,aleyhine tedbir ve iştirak nafakasına yönelik istinaf ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, fiili ayrılık nedeni ile boşanma ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasına dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....

            UYAP Entegrasyonu