WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tarafların ayrı yaşadığı dosya kapsamı ile sabit olmuş ise de ; fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi değildir. Terk hukuki sebebine dayalı bir dava da bulunmamaktadır. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda yukarıda da açıklandığı üzere davalı kadına atfı kabil kusur ispat edilememiştir. Fiili ayrılık tek başına boşanma nedeni değildir. Davalı kadından kaynaklanan boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranışın varlığı kanıtlanamamıştır. Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır....

Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesi, eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde, ayrılık en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ise, istem üzerine hakim tarafından yapılan ihtarın da sonuçsuz kalması halinde terk edilen eşin, boşanma davası açabileceğini hükme bağlamıştır. Davacı erkek 23.07.2015 tarihinde ihtar isteğinde bulunmuş, istek doğrultusunda verilen karar davalı kadına 24.07.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, aradan yasanın aradığı iki aylık süre geçtikten sonra 14.12.2015 tarihinde boşanma davası açılmıştır. Davalı ihtar istek tarihinden önceki dört aylık fiili ayrılık döneminden evvel 26.01.2015 tarihinde nafaka isteğinde (TMK m. 197) bulunmuş ve bu istek haklı kabul edilerek 26.02.2015 tarihinde nafakaya hükmedilmiştir. Ve karar da 17.12.2015 tarihinde kesinleşmiştir. Nafaka davası dört aylık fiili ayrılık döneminde açılmamıştır....

    Aile Mahkemesinin 07/09/2020 tarih, 2019/220 Esas, 2020/387 Karar sayılı kararı ile özetle; davanın kabulüne, TMK'nun 166/4 m.si gereğince eylemli ayrılık nedeni ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuklar Bahadır ve Berk için davalının tedbir nafakası talebinin reddine, davalı tarafın yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü ile aylık 400 TL yoksulluk nafakasının, karar kesinleşme tarihinden itibaren bir defaya mahsus olmak üzere takdiren 3 yıllık tutarı olan 14,400 TL toplu yoksulluk nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı yararına vekalet ücreti ile yargılama giderine karar verilmiştir....

    Aile Mahkemesinin 07/09/2020 tarih, 2019/220 Esas, 2020/387 Karar sayılı kararı ile özetle; davanın kabulüne, TMK'nun 166/4 m.si gereğince eylemli ayrılık nedeni ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuklar Bahadır ve Berk için davalının tedbir nafakası talebinin reddine, davalı tarafın yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü ile aylık 400 TL yoksulluk nafakasının, karar kesinleşme tarihinden itibaren bir defaya mahsus olmak üzere takdiren 3 yıllık tutarı olan 14,400 TL toplu yoksulluk nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı yararına vekalet ücreti ile yargılama giderine karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından; kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, "Türk Medeni Kanunu'nun 166/4 maddesinde yer alan üç yıllık fiili ayrılık süresinde ortak hayatın yeniden kurulmadığı" gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, tarafların fiili ayrılığın üzerinden uzun zaman geçtiği ve davalının da kendisine ayrı bir hayat kurduğu, dolayısı ile boşanmanın mevcut hali ile davalının herhangi bir menfaatini şu aşamada zedelenmeyeceği yine aynı şekilde davalının...

      Aile Mahkemesi'nin 10.11.2015 tarih ve 2014/993 Esas 2015/789 Karar sayılı dosyası ile davalı kadın aleyhine 10.12.2014 tarihinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen kararın 15.12.2015 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 22.01.2019 tarihinde açıldığı, fiili ayrılık süresinin gerçekleştiği, fiili ayrılık döneminde de kadına atfıkabil bir kusurun varlığının ispat edilemediğinden reddedilen davayı açarak boşanma sebebi yaratan erkeğin tam kusurlu olduğu, koşulları oluşmakla kadın yararına maddî tazminata hükmedilmesi ve miktarının usul ve yasaya uygun olduğu, kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir eylemin varlığının ispat edilemediğinden kadının manevî tazminat isteğinin reddine karar verilmesi, davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin ön inceleme duruşmasından sonra yapılmış olması nedeni ile yoksulluk nafakası talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde...

        Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve red ile sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve boşanma nedeni yaratan davacı (kadın)'ın boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda boşanma yüzünden en azından eşinin maddi desteğini yitirdiği gözetilerek, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK md.4, TBK.md.50 ve 52) dikkate alınmak suretiyle Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi gereğince, davalı (koca) yararına uygun miktarda maddi tazminat takdir edilmesi gerekirken, bu yönün dikkate alınmaması da doğru bulunmamıştır....

          Mahkemece, "tarafların fikren ve ruhen uyuşmadıkları, sürekli tartıştıkları, ayrı yaşadıkları, evliliğin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi hususunda davalının gerekli özen ve çabayı sarf etmediği, karşılıklı sevgi ve saygı temeline dayanan evlilik birliğinin davalının ağır kusurlu eylemleri nedeni ile bir daha yeniden kurulamayacak şekilde temelinden sarsıldığı" gerekçesiyle boşanmalarına karar verilmiş ise de; fiili ayrılık boşanma sebebi olmadığı gibi davalı kadından kaynaklanan boşanmayı gerektiren maddi bir vakıa da ispatlanamamıştır. Bu itibarla davanın reddi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....

            Davalı erkek vekili tarafından Kusur belirlenmesi yönünden kararın istinaf edildiği anlaşılmakla; Taraflar arasında fiili ayrılığa esas olan Ortaca 2 ASHM'nin 2014/75 esas sayılı 2015/104 sayılı karar ile "davacı taraf ispatlayamadığından davanın reddine" gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, bu nedenle davacı kadın açtığı evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı açtığı boşanma davasında, davalı erkeğin kusurunu ispat edememiş olup boşanma davasının reddine karar verildiğinden açtığı bu ispatlanamayan boşanma davası ile tarafların ayrı yaşamasına sebep olan davacının eldeki fiili ayrılığa dayalı boşanma davasında tam kusurlu olduğunun tespit edilmesi gerekir iken kusur nitelendirilmesinin mahkemece yapılmamasının hatalı bulunduğu anlaşılmakla, bu nedenle davalı erkek vekilinin kusur tespitine ilişkin itirazları haklı bulunmuştur....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, niteliği itibariyle harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.07.11.2012 (Çrş.) KARŞI OY YAZISI Fiili ayrılık Türk Medeni Kanununun 166/son maddesindeki diğer koşullarla birleşmiş olmadıkca; Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesine dayalı olarak açılan davada, tek başına boşanma nedeni olan kusurlu bir davranış niteliğinde kabul edilemez....

              UYAP Entegrasyonu