Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davaya kusur tespiti gönünden devam etme iradesini gösterdiği, ölenin mirasçılarının kusur tespiti açısından artık delil gösteremeyecekleri, taraflar arasında daha önceki bir tarihte görülerek ret ile sonuçlanıp kesinleşen boşanma davası olduğu, bu davada kadının kusurunun tespit edilemediği, erkeğin reddedilen bu boşanma davasını açarak fiili ayrılığa sebebiyet verdiği ve beraber yaşamaktan kaçınarak boşanma sebebi yarattığı ve boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı erkeğin yargılama aşamasında ölmesi nedeniyle boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının kusursuz olduğunun tespitine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek mirasçısı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/10/2022 tarihli ara karar NUMARASI : 2022/631 ESAS DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen ara karara taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili Av T2 31/10/2022 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı tarafından psikolojik-sosyolojik-cinsel-ekonomik şiddete vb fiili haksız eylemlere maruz kaldığını, bu nedenle evlilik birliğinini temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açtıklarını, davalı adına kayıtlı olan tüm menkul, gayrımenkul ve banka kayıtlarına ivedilikle tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    fer'ilerine ilişkin hüküm kurulduğu, ilk boşanma davasından sonra taraflar arasında herhangi bir olay olmadığı, bu nedenle asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen davada vazgeçme sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, davalı-davacı kadın yararına aylık 400 TL yoksulluk nafakası ile 12.000 TL maddi, 12.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davacı-Karşı Davalı T1 tarafından ve Davalı-Karşı Davacı T4 tarafından açılan boşanma davalarının KABULÜYLE, tarafların TMK'nun 166/son maddesi uyarınca eşlerin fiili ayrılık sebebiyle BOŞANMALARINA, Davalı-Karşı Davacı T4'nun maddi tazminat, manevi tazminat ve nafaka taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE, Davacı-Karşı Davalı T1'nun manevi tazminat talebinin REDDİNE,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı-karşı davalı koca; kusur belirlemesi, kadının davası, manevi tazminat isteminin reddi yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı-karşı davacı kadın; kusur belirlemesi, kocanın davası, kendi nafaka ve tazminat isteklerinin reddi yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: ''Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasıdır. Türk Medeni Kanununun 166/1- 2 maddesi uyarınca; Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; tarafların 06/01/1987 tarihinde evlendikleri, velayet altında müşterek çocuklarının olmadığı, tarafların evlilik birliği içinde uyumsuzluk veya tartışmalarının olmadığı, ancak davalı kocanın Şebinkarahisar ilçesinde yaşamak istediği ve buna davacı kadının karşı çıktığı, tarafların ortak konutunun İstanbul ilinde olduğu, davacı kocanın ortak konutu değiştirmek istemesi sebebiyle tarafların arasında tartışmalar olduğu tanık beyanlarından anlaşılmıştır. Davalı kocanın ortak konutu Şebinkarahisar ilçesine taşımak istemesi ve bu hususta davacının rızasını almaması sebebiyle 4721 sayılı TMK.'...

    İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile tarafların fiili ayrılık nedeniyle TMK'nın 166/son maddesi uyarınca boşanmalarına, davalı kadının nafaka ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir. Davalı kadın vekili; erkeğin kabul edilen boşanma davasına, kadının reddedilen taleplerine, kusur tespitine, ziynet alacağı davasının tefrik edilmesinin hatalı olduğuna yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; fiili ayrılık (TMK md. 166/son) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir....

    Bu sebeple eylemli ayrılık sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. IV) davasının koşulları oluşmuştur. B) Davalı kadının kendisine defalarca yapılan bildirime rağmen hastahanede tedavi gören kocasını aramadığı da sabit olmakla evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) koşulları (GENÇCAN-Boşanma-2, s. 277-278) da gerçekleşmiştir. Değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....

      Daha önceki geri çevirme kararında da belirttiğimiz üzere; dosya içinde yer alan davalıya ait vekaletname genel vekaletname olup, boşanma davası ile ilgili özel yetkiyi içermemektedir. Boşanma davası açmak ve açılan davayı takip etmek kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir. Bu bakımdan vekaletname de bu hususta özel yetkiyi gerektirir (HMK m.74). Hukuk Muhakemeleri Kanununun 74. maddesi gereğince boşanma davası ile ilgili özel yetkiyi içeren vekaletnamesini sunması için davalı erkek vekiline süre verilmiş ancak vekil müvekkili ile görüşemediğini bildirmiştir....

      Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların aynı şehir veya farklı şehirde yaşamaları hali konusunda bir ayrıma gidilmeksizin, süreleri ve saatleri belirli ve infazı kabil kişisel ilişki hükmü kurulmamış olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 3.Bölge Adliye Mahkemesi kararında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar arasındaki ilk davayı açarak fiili ayrılığa neden olan davacı-davalı kadının tam kusurlu olduğuna hükmedilmiş ise de dosyanın tetkikinden, taraflar arasında görülen ve reddedilen ilk boşanma davasından sonra ortak yaşamın kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davacı-davalı kadın tarafından fiili ayrılık nedenine dayalı olarak açılan işbu davanın reddine karar verilmesi gerekirdi....

        protokolünün ifasının mümkün olmayan bir butlan sözleşme olduğunu, boşanma sözleşmesinin taraflarının kendilerine ait olmayan bir mal ile ilgili tasarruf sahibi olamayacaklarını, ifası mümkün olmayan bir sözleşme ile tarafların henüz kendilerine ait olmayan taşınmazlarla ilgili tasarruf yapabilme hakkına sahip olmadıklarını, davalı Dursun ile söz konusu boşanma protokolü ile görüştüklerinde kendisinin boşanma davasının karar duruşmasına katılmadığını o tarihlerde Rusya'da olduğunu beyan ettiğini, dolayısıyla davalı Dursun 'un 09/04/2019 tarihindeki duruşmadaki "bana gösterilen anlaşma senedindeki imza bana aittir ancak ben boş kağıda imza atmıştım, yazıyı bu şekilde doldurmuşlar" şeklindeki beyanlarının da incelenmesi ve söz konusu boşanma protokolünün ve boşanma davasının tarafların ilgili mahkemenin duruşmalarına katılıp katılmadığı, kendilerini temsil eden avukat olup olmadığının da araştırılması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        UYAP Entegrasyonu