sonucunda kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Dairemize verilecek bir dilekçe ile Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi....
Davalı-davacı erkeğin dava dilekçesi, evlilik birliğinin sarsılması sebebi (TMK.md.166/1) yanında, fiili ayrılık (TMK.md.166/son) sebebine dayalı boşanma isteğini de içermektedir. O halde, mahkemece, davalı-davacı erkeğin fiili ayrılık sebebine dayalı boşanma talebi konusunda da olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu talep ile ilgili bir hüküm kurulmaması hukuki dinlenilme hakkının (HMK.md.27) ihlali niteliğinde olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesinin esastan ret kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların yeniden hüküm kurulması gerekli olan karşılıklı olarak açılan boşanma davalarına ve boşanmanın ferilerine yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, duruşma için takdir olunan 3.815 TL vekâlet ücretinin ...'den alınarak ...'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. Dava dilekçesi ile tensip tutanağı, tutuklu olan davalı erkeğe cezaevi kanalı ile tebliğ edilmiş davalı erkek yasal süre içinde cevap dilekçesi sunmamıştır. Davacı kadın, dava dilekçesinde uzman çavuş olan erkeğin nişanlı iken FETÖ soruşturması nedeni ile tutuklandığını, daha sonra serbest kaldığını, serbest kaldıkları dönemde resmi nikah ile evlendiklerini, evlilikten kısa süre sonra erkeğin yeniden tutuklandığını, tutuklu kaldığı süre boyunca davalı eşi ile ilgilendiğini, cezaevine gidip geldiğini, davalı eşinin ailesinin desteğini görmediğini, daha sonra davalının müebbet hapis cezası ile mahkum olduğunu cezasının henüz kesinleşmediğini, eşinin darbeci olarak anılması nedeni ile rahatsız olduğunu, çevre baskısı bulunduğunu boşanmak istediğini söylemiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; "Davalının derdestlik itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının sadakat yükümlülüğün aykırı davranışı nedeni ile ayrı bir boşanma davası açtıklarını, evlilik birliğinin güven sarsıcı davranış nedeni ile temelinden sarsılmasına dayanan boşanma davası olduğunu, Mahkemeniz 2018/821 esas sayılı dava dosyasında karşı boşanma dava nedenimiz evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olup, bu dava ile diğer davanın dayanakları farklı olduğunu,, derdestlik itirazının reddi ile bildirmiş olduğumuz delillerin toplanmasını talep ettiklerini, karşı tarafın delil dilekçesindeki aleyhe hususları kabul etmediklerini beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece;6100 Sayılı HMK.nun 114/1- ı maddesi uyarınca derdestlik nedeniyle, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine karar verilmiştir....
KARŞI DAVA:Davalı karşı davacı vekilinin cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle, ortak hayatın kurulamamasının nedeninin davacının aile birliğinin üstüne yüklediği görevleri yerine getirmemesi olduğunu, aile birliğinin davacının kusurlu davranışları nedeniyle sarsıldığını, kusurlu tarafın açtığı boşanma davasının kabul edilemeyeceğini, müvekkilini müşterek evden ayrılmak zorunda bırakarak fiili ayrılığa sebep olan ve ne ilk açılan dava öncesi ne sonrasında bir araya gelmekten kaçınarak boşanma sebebi yaratanın davacı olduğunu, eylemli ayrılık döneminde de kusurlu olanın davacı olduğunu, uzun fiili ayrılık döneminde sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkilinin harici duyum ile davacının hayatında bir başka kadın olduğunu, hatta bu kadının karısı çok kıskanç şeklinde söylenti ile anıldığını, yani karısı olarak bilindiğini öğrendiğini, karşı tarafın davasının reddi, karşı davalarının kabulü ile aile birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmasına, dava esnasında tedbir...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 04/07/2019 NUMARASI : 2018/441 ESAS 2019/429 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma)|Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
Aile Mahkemesi'nde görülen boşanma davasında kadına yüklenecek kusur bulunmadığından davanın reddine karar verildiğini, ortak çocuğun Mahkemede verdiği ifadesinde de görüldüğü üzere erkeğin sürekli olarak boşanma gayretinde olan ve sorun çıkaran taraf olduğunu, karar kesinleştikten sonra tarafların fiilen bir araya gelmediklerini, erkeğin kadına hakaret suçundan devam eden ceza yargılamasının bulunduğunu iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeni ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafaka miktarının her yıl açıklanacak TÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında İzmir 14....
Kusurlu olduğu tespit edilen eşin boşanma hükmünü temyiz etmeyerek buna bağlı maddi ve manevi tazminata itiraz ederek af olgusuna sığınması da bir anlamda hakkın kötüye kullanılması olup kusuru tespit edilen eşin dürüstlüğünden söz edilemez. Kötüniyet korunamaz. 4. Somut uyuşmazlığa gelince; davacı kadın fiziksel şiddete maruz kalması nedeni ile şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma davası açmış, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Yargılama devam ederken her iki taraf yakınlarının devreye girmesi nedeni ile davacı çocuklarını düşünerek ve sığınacak yeri olmaması nedeni ile eşi ile bir araya gelmiş ve vekiline davayı takip etmemesini söylemiştir. Ancak davalı erkek eşin aynı fiziksel şiddete devam etmesi nedeni ile davacı kadın, uzaklaştırma kararı almış, çocukları ile sığınma evine yerleşmiş ve takipsiz bırakılan davayı da yenileyerek boşanma ve tazminat isteklerini devam ettirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından davanın kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda, davalı kadının ortak konutu terk etmek suretiyle birlik görevlerini yerine getirmediği, fiili ayrılık döneminde, eşinin eve dönmesine yönelik isteğini kabul etmeyerek birlikte yaşamaktan kaçındığı, böylece boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu belirtilerek, erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına hükmedilmiş, müşterek çocukların velayeti davalı kadına verilmiştir. Davalı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince kadının istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, hükmün gerekçesinin son paragrafının dosya içeriği ile bağdaşmadığı görülmekte ise de, davanın reddine karar verilmiş olup, gerekçedeki uyumsuzluğun sonuca etkili olmadığının anlaşılmasına göre davacı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı kadının usulüne uygun Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı olarak bir nafaka davası bulunmadığı gibi kocanın boşanma davasının da reddine karar verildiğine göre, boşanma davası içerisinde Türk Medeni Kanununun 169. maddesi uyarınca davalı kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının kararın kesinleşme tarihine kadar devamına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde boşanma davasının reddine ilişkin karar kesinleştikten sonra da fiili ayrılık süresince devamına karar verilmesi doğru değildir....