Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı taraf, davacı ile 03/09/2002 tarihinde evlendiklerini, 2 çocuklarının olduğunu, davacı eşinden evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle Diyarbakır 1. Aile Mahkemesi'nin 2017/529 esas sayılı dava dosyası ile boşanma davası açtığını, dava açıldıktan sonra davacının kendisine duyduğu hınç ve öfke ile iş bu davayı açtığını, davacının kendisinin yanında hiç çalışmadığını, 2015 yılına kadar KGM Diyarbakır 9....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 04/07/2019 NUMARASI : 2018/441 ESAS 2019/429 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma)|Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

Daha önceki geri çevirme kararında da belirttiğimiz üzere; dosya içinde yer alan davalıya ait vekaletname genel vekaletname olup, boşanma davası ile ilgili özel yetkiyi içermemektedir. Boşanma davası açmak ve açılan davayı takip etmek kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir. Bu bakımdan vekaletname de bu hususta özel yetkiyi gerektirir (HMK m.74). Hukuk Muhakemeleri Kanununun 74. maddesi gereğince boşanma davası ile ilgili özel yetkiyi içeren vekaletnamesini sunması için davalı erkek vekiline süre verilmiş ancak vekil müvekkili ile görüşemediğini bildirmiştir....

Kusurlu olduğu tespit edilen eşin boşanma hükmünü temyiz etmeyerek buna bağlı maddi ve manevi tazminata itiraz ederek af olgusuna sığınması da bir anlamda hakkın kötüye kullanılması olup kusuru tespit edilen eşin dürüstlüğünden söz edilemez. Kötüniyet korunamaz. 4. Somut uyuşmazlığa gelince; davacı kadın fiziksel şiddete maruz kalması nedeni ile şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma davası açmış, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Yargılama devam ederken her iki taraf yakınlarının devreye girmesi nedeni ile davacı çocuklarını düşünerek ve sığınacak yeri olmaması nedeni ile eşi ile bir araya gelmiş ve vekiline davayı takip etmemesini söylemiştir. Ancak davalı erkek eşin aynı fiziksel şiddete devam etmesi nedeni ile davacı kadın, uzaklaştırma kararı almış, çocukları ile sığınma evine yerleşmiş ve takipsiz bırakılan davayı da yenileyerek boşanma ve tazminat isteklerini devam ettirmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi K A R A R Dairenin 2012/7277 Esas, 2012/6814 Karar sayılı 09.07.2012 tarihli geri çevirme yazısı ile istenilen Sakarya 2. Aile Mahkemesinin 2007/422 Esas, 2008/173 Karar sayılı tarafların boşanmalarına ilişkin dosyanın incelenmesinde, dosyanın davalısı ... vekili tarafından 23.02.2012 havale tarihli dilekçe ile hükmün tebliğinin yanlış adrese yapıldığı gerekçesi ile boşanma ilamındaki kesinleşme şerhinin iptaline karar verilmesinin talep edildiği; ancak, bu talebin yerel mahkemece henüz sonuçlandırılmadığı anlaşılmıştır. Eldeki temyize konu dosya ile boşanma dava dosyası arasındaki hukuki ve fiili bağlantı nedeniyle; Sakarya 2....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir (TMK m. 166/4). Mahkemece, davacı-karşı davalı erkeğin davasının kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/4 maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiş, davalı-karşı davacı kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanunu'nun 166/4 maddesine dayalı karşı boşanma davası ise reddedilmiştir....

        Bu durumda, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını gerektiren olaylarda, ilk davayı da açarak boşanma sebebi yaratan koca tamamen kusurludur. Boşanma davasının fer'i niteliğinde bulunan maddi ve manevi tazminat (TMK.md. 174/1-2) talepleri için ayrı bir dava açılmasına gerek olmayıp, davalı kadın cevap dilekçesinde bu taleplerini ileri sürdüğüne göre, davalı kadın yararına, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK.md.4. TBK. 50,51,52,58) dikkate alınarak uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddedilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Davalı kadın, cevap dilekçesi ile yoksulluk nafakası da (TMK.md.175) talep etmiştir. Davalının bu talebi ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması da doğru görülmemiştir....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin boşanma davasının fiili ayrılık sebebine, kadının boşanma davasının da zina ve fiili ayrılık sebebine dayalı olarak açıldığı, erkek tarafından işbu davadan önce açılan boşanma davasının reddedildiği, kararın kesinleştiği 30.06.2015 tarihinden bu davanın açılma tarihine kadar üç yıldan fazla bir zaman geçtiği halde taraflar arasında evlilik birliğinin yeniden tesisi amacıyla ortak yaşamın kurulmadığı, fiili ayrılık nedeniyle boşanma kararı verilebilmesinin yasal koşullarının bulunduğu; dosya kapsamındaki tanık beyanları ve nüfus kaydına göre, erkeğin başka bir kadından 2016 yılı doğumlu bir çocuğunun olduğu, erkeğin anne ve babasının beyanından erkeğin diğer kadınla yaşamaya devam ettiğinin anlaşılması nedeniyle, temadi eden eylem için zina sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için gerekli hak düşürücü sürenin geçmemiş olduğu; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda reddedilen ilk boşanma...

            (HMK m.184/1-3-4) Tarafların davayı kabulünün de hakimi bağlamayacağı, dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olduğu anlaşılmakta olup, fiili ayrılık da başlı başına boşanma sebebi değildir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 12.09.2017 (Salı)...

              Davacı kadına 2012 tarihinde ölen babadan 2012 tarihinde bağlanan yetim aylığı 2017 yılında boşandığı eşi ile fiili birliktelik nedeni ile 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca aylıkları kesilmiş ve 2012-2017 yılları için ödenen aylıkların yersiz ödendiği gerekçesi ile borç çıkarılmıştır. Dairemizin 07.10.2021 tarih ve 2021/5098 Esas, 2021/11769 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerimde belirttiğim gibi davacı boşandığında 506 sayılı kanun yürürlüktedir. 5510 sayılı kanunun 5754 sayılı kanunun 68. Maddesi ile değişik geçici 1. maddesi uyarınca kesilmede 506 sayılı kanun uygulanmalıdır. Anılan kanunda ise boşanılan eş ile birlikte yaşama olgusu bir kesilme nedeni olarak düzenlenmemiştir. 5510 sayılı kanunun 01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşen boşanma olgusuna ve 506 sayılı kanun uyarınca bağlanan yetim aylığının kesilmesi için uygulanması olanağı, önceye etki yasağı nedeni ile olanaklı değildir....

                UYAP Entegrasyonu