Ayrıca asıl istek olan feshin geçersizliğinin tespiti halinde, davanın kabulü şeklinde hüküm kurulmalıdır. İşe başlatmama tazminatının alt sınırdan belirlenmesi, davanın kısmen kabulü anlamına gelmez. Dosya içeriğine göre, davalı işverence feshin geçerli nedene dayandığı kanıtlanmadığından mahkemece feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiş olması dosya içeriğine uygun olduğundan, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Kararın, davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizce; feshin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığının tespiti için bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak feshin sebebe nedene dayanmadığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine, işe başlatma tazminatının dört aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmiştir. Kararın, davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizce; fesihte son çare ilkesine uyulup uyulmadığı yönünden araştırma yapılması gerektiği gerekçesiyle yeniden da bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak bozma gerekleri yerine getirilmiş ve feshin geçerli sebebe dayanmadığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine, işe başlatma tazminatının dört aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmiştir....
Sendikal bir nedenle iş sözleşmesinin feshi hâlinde işçi, feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine dair dava açma hakkına sahiptir. İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi hâlinde, 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir. İşçinin işe başlatılmaması hâlinde, ayrıca 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen tazminata hükmedilmez. İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiği iddiası ile açılacak davada, feshin nedenini ispat yükümlülüğü işverene aittir. Feshin işverenin ileri sürdüğü nedene dayanmadığını iddia eden işçi, feshin sendikal nedene dayandığını ispatla yükümlüdür. Fesih dışında işverenin sendikal ayrımcılık yaptığı iddiasını işçi ispat etmekle yükümlüdür....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, davacının yaptığı kalite kontrol işini örnekseme usulü ile hatalı üretimin tespiti olduğu gözetildiğinde davacıya atfedilen kusur oranı da nazara alınarak feshin haklı sebep ağırlığında olmamakla birlikte geçerli sebeple yapıldığının kabulü gerekeceğinden sonuç itibariyle gereken kararın bu gerekçe ile ONANMASINA, 04.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....
Yine 20/2 maddesi gereğince de feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. Somut davada; feshin İş Kanunun 18. Maddesinde belirlenen geçerli nedene dayanılarak yapıldığı, ancak yasada belirtilen şekil şartına aykırı olarak feshin yazılı olarak yapılmadığı, yine feshin geçerliliğinin ispatı yönünden de herhangi bir delil sunulmadığı analaşılmakla, mahkemece feshin geçersizliğine hükmedilmiş olması isabetlidir....
Hakimin feshin baştan itibaren geçersiz olduğunu, diğer deyimle feshin hüküm ve sonuç doğurmadığını tespiti ile aynı zamanda, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin en çok 4 ay devam ettiği anlaşılmaktadır. Nitekim 4857 sayılı İş Kanununun 21. maddesi, geçersiz nedenle yapılan feshin sonuçları arasında, kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödeneceğini hükme bağlamaktadır. Kanunda tazminat değil, işçinin çalıştırılmadığı süre içinde doğmuş bulunan ücret alacağının ödeneceğine ilişkin kural da, taraflar arasındaki sözleşmenin devam ettiğine işaret etmektedir. Feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar vermekle iş sözleşmesinin kesintisiz devam ettiği ve işe başlatmama halinde feshin bu tarihte gerçekleştiği kabul edilmelidir....
Dava, feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iade istemine ilişkindir. Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin haklı/geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı Kanun'un 18 ve devamı maddeleridir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20/ 2. maddesine ve yerleşik Yargıtay içtihadına göre, feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene ait olup; işveren, ispat yükümlülüğünü yerine getirirken öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu, daha sonra içerik yönünden fesih nedenlerinin haklı veya geçerli olduğunu kanıtlamak zorundadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 19. maddesine göre, işveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır....
-KARAR- Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak ve özellikle yargılama sırasında ölen davacı mirasçılarının 23.01.2014 tarihli ek karar başlığnda gösterildiği, gibi davalıların haksızlığının saptandığı gözetilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre; davalı T.. T.. İç ve Dış Tic. A.Ş.'nin temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2,50 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalı T.. T.. İç ve Dış Tic.A.Ş' den alınmasına, 16.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle icra takibine yapılan yetki itirazının temyiz sebebi yapılmamış olmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-İİK.nun 67/II. maddesine göre borçlunun icra inkâr tazminatına mahkum edilebilmesi için, takibe itirazında haksızlığının yanında dava konusu alacak miktarının da likit olması gerekir. Dava konusu alacak miktarı yargılamayı gerektirmiş ve alınan bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olmasına göre, likit bir alacağın varlığından söz edilemez....
Ancak, İİK'nun 67/2.maddesine göre; davacı alacaklının kötüniyet tazminatına mahkum edilebilmesi için, takipte haksızlığının yanında kötü niyetle icra takibinde bulunduğunun da iddia ve ispat edilmiş olması gerekir. Dosya kapsamından, davalı (borçlu) tarafından davacının kötüniyetle takip yaptığı hususu ispat edilmiş değildir. Mahkemece, yanılgılı değerlendirme sonucu, davalı lehine alacak miktarının %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş olması doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde yer alan “…4865,14 TL. asıl alacak üzerinden hesaplanan % 40 icra inkar tazminatının davacıdan alınarak, davalı ...’e verilmesine..” sözlerinin hüküm fıkrasından tamamen çıkartılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 3.15 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 05.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....