Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil ... ile İbrahim Yılmaz mirasçıları ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 24.06.2009 gün ve 390/338 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalılardan ... ve müşterekleri vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, dava konusu 85 parsel sayılı taşınmazın vekil edeni tarafından ...Noterliğince düzenlenen 9.2.1966 tarihli 966 yevmiye numaralı satış senedi ile davalıların miras bırakanlarından satın ve devraldığını açıklayarak tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında, harcını yatırmak suretiyle sunulan 9.2.2007 tarihli ıslah dilekçesi ile ...Noterliği tarafından re'sen düzenlenen satış...

    Mahkemece , davacının edimini yerine getirmediği ve hiç ödeme yapmadığı hususunda kesin hükmün bulunduğu bu nedenle talep hakkının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği ve Dairemizin 23.11.200 gün ve 2006/11149-15410 sayılı bozma ilamı ile ; " mahkemece, öncelikle davacının yaptığı ödeme miktarın tespiti gerekir. Bu yöndeki taraf delilleri, evvelce açılıp sonuçlanan dava dosyası içindeki taraf beyanları ve deliller, senet asılları, ve tüm deliller değerlendirilmeli, davalı yandan kabul edilen ödeme miktarı sorulmalı, özellikle davalı ...ve Ahmet Özdamar’ın 25.5.1990 tarihinde karakolda verdikleri ifadelerinde satış bedelinin 4.000.000 TL’sinin ödendiğini bildirdikleri ifadeleri üzerinde durularak tüm deliller değerlendirilmek suretiyle, yapılan ödeme miktarı tespit edildikten sonra, saptanan miktarın satış bedeline oranı tespit edilmelidir....

      Mahkemece, alacağın ıslah dilekçesi ile arttırılan kısmına ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, davanın açıldığı tarihinden itibaren faiz yürütülmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir. hükmü yer almıştır. Dava, öncelikle tapu iptali ve tescil mümkün olmaması halinde ödenen bedellerin tahsili istemine ilişkin olarak terditli açılmıştır. Taşınmazların aynına yönelik davalarda zamanaşımı başlangıcı hak sahibi olduğunu iddia edenlerin ferağa icbar umudunu yitirdiği zamanda başlar. Davacı ferağa icbar için elde ki davasını 13/03/2017 tarihinde açmış olmakla terditli istemi olan ödenen bedelin geri alınması için de zamanaşımı başlangıç tarihi bu tarihtir. Davacı eldeki dava tarihine kadar ferağa icbar umudunu yitirmemiş olmakla zamanaşımı süresi başlamamıştır. (Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14....

      Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacılar vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, noterde re'sen düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Zincirleme biçimde icbar suretiyle irtikap HÜKÜM : İcbar suretiyle irtikap suçundan mahkumiyet (iki kez) Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi; Tayin olunan cezaların ayrı ayrı miktarına göre yasal koşulları bulunmadığından sanık müdafin yasal süresinden sonra da vaki duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 318. maddesi uyarınca REDDİNE karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Her ne kadar sanık hakkında icbar suretiyle irtikap suçundan mahkumiyet kararları verilmiş ise de; bozma sonrası temin edilen bilirkişi raporunda tır şoförü olan mağdurların araç kullanma ve dinlenme saatleri gözetilerek olay yerindeki kontrol noktasından seyir güzergahlarındaki kontrol noktasına devam etme haklarının bulunduğu ve hesaplanan süre içerisinde bir sonraki kontrol noktasına vardıklarının bildirilmesi ile Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 98. maddesi dikkate alındığında...

          SUÇ : İcbar suretiyle irtikap HÜKÜM : Zincirleme olarak icbar suretiyle irtikap suçundan mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanıklar hakkında icbar suretiyle irtikap suçundan kamu davası açıldığı, kovuşturma aşamasında kamu davasından haberdar edilmeyen ve bu suçun zarar göreni olan...Belediye Başkanlığının hükümleri temyiz hakkı bulunduğu, adı geçen belediyenin bu sıfatının gereği olarak CMK'nın 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve öteki haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve Ceza Muhakemesi Kanununun mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hükümler kurulması, Kanuna aykırı, sanıklar müdafileri ve suçtan zarar gören vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen...

            Davalılardan ... ve ..., davayı kabul ettiklerini bildirmişler,davalılardan ...,..., ..., ..., ... ve ... ve ... ise davanın reddini savunmuş,diğer davalılar ise cevap vermemiş ve davaya katılmamışlardır. Dava konusu taşınmazlara ilişkin tapu kayıtları getirtilmiş ve 47 ada 51 parsel, 38 ada 28 parsel ve 793 ada 19 parsel sayılı taşınmazların, tapuda halen muris... adına kayıtlı olduğu görülmüştür....

              mirasçıları ...,... ve ...'nin ...'un da aralarında bulunduğu iki davalı aleyhine ... Asliye Hukuk Mahkemesine ... Noterliğince düzenlenen Gayrimenkul Satış Vaadi Senedine dayanılarak 448 ada 1 ve 201 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar hakkında cebri tescil ( ferağa icbar) davası açıldığı, yapılan yargılama sırasında davalı ... ...'un tebligata yarar adresinin saptanamadığı, dava dilekçesi özetinin ve duruşma gününün ilanen tebliğ edildiği, yapılan yargılama sonunda; 11.6.1984 tarihli ve 1983/61- 1984/134 sayılı karar ile davanın kabulüne, davalı taşınmazlarda davalı ... Kurt'a ait payların iptaline ve miras payları oranında tapuya tesciline karar verildiği, karara 21.12.1984 tarihinde kesinleştiğine dair şerh verildiği, 1983/61 Esas sayılı dosyada, davalı ... ... mirasçılarının ......

                -K. sayılı Kararında da benzer şekilde belirtildiği üzere, irtikap suçu ile korunan hukuki yarar ve bu bağlamda suçun millete ve devlete karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağı nazara alınarak, fiilin zincirleme suç olarak kabulüyle tek suçtan hüküm kurulup, TCK'nın 3 ve 61. maddeleri de gözetilerek, ilgili kanun maddesinde öngörülen temel cezanın tayini ve zincirleme suç nedeniyle yapılacak artırımda alt ve üst sınırlar arasında takdir hakkının kullanılması suretiyle sonuç cezanın saptanması gerektiği gözetilmeden, sanığın icbar suretiyle irtikaba teşebbüs ve icbar suretiyle irtikap suçundan mağdur sayısınca olmak üzere ikişer kez cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle fazla ceza tayini, TCK'nın 61. maddesinin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanun'un...

                  kolaylıkla kurtulma olanağının bulunmaması gerektiği, dosya kapsamı ve somut olayın oluş şekline göre katılanın amacının olayın ortaya çıkmasını sağlamak ve sanığı yakalatmak olduğu, sanığın öğreti ve uygulamada kabul edildiği üzere yasanın öngördüğü anlamda icbar boyutuna varan davranışının bulunmadığı, bu itibarla icbar suretiyle irtikap suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, sanığın çiftçi kayıt formunu imzalama karşılığında katılandan para alma şeklinde gerçekleştirdiği eyleminin objektif cezalandırma şartlarının oluşup oluşmadığının karar yerinde tartışılmasından sonra görevi kötüye kullanma suçunu oluşturup oluşturmayacağı üzerinde durularak sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle...

                    UYAP Entegrasyonu