Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asıl davada davalı vekili, genel iskân geç alınmakla birlikte, davacıya düşen dairelerin kendisine 30.11.2007 tarihinde, yani süresinden önce teslim edildiğini ve bu tarihten itibaren davacının yakınları tarafından fiilen kullanıldığını, eksik iş bedelinin ise müvekkili tarafından açılan iskâna bırakılan son dairenin ferağa icbar davasında müvekkilince yapılan bir miktar ödemeyle sulh ile çözüldüğünü, tekrar bu davaya konu edilmesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Birleşen davada davacı vekili, müvekkili ile 2012/51 E. sayılı davada davalı yüklenici ... arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca müvekkiline teslimi gereken dairenin süresinde teslim edilmediğini, ortak alanlarda ve müvekkiline teslimi gereken bağımsız bölümlerde bir kısım eksik imalatlar bulunduğunu, birleşen davada davalı yüklenici ...'...

    'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Davacı, 2512 ada 1 ve 3 parsel sayılı taşınmazlarda paydaş olan..... soyadlarının tapu kaydına yazılmadığını, adı geçenlerin bir kısım mirasçılarının, miras payları bakımından kendi mirasbırakanı .....lehine satış vaadi sözleşmesi düzenlediklerini,......Mahkemesinde 2002/299 Esas sayılı ferağa icbar davası açıldığını ve anılan davada eldeki davayı açmak için kendisine yetki verildiğini ileri sürerek.....” olarak tapuya eklenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

      Nitekim somut uyuşmazlıkta da, 16.10.2000 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 10. ve 26. maddeleri hükümleri ile yüklenicinin üçüncü kişilere şahsi hakkını devir ve temlik etmesi yasaklanmıştır. Temlikin sözleşme hükümlerine göre yasaklanmış olması nedeniyle davacı (temlik alan üçüncü kişi) Borçlar Kanununun 162.maddesine dayanarak davalı arsa sahibini ferağa zorlayamaz. 16.10.2000 tarihli sözleşme uyarınca davalı arsa sahibini ferağa zorlayabilecek olan sadece yüklenicidir. Yapılan bu saptamaya göre davacı, 16.10.2000 tarihli sözleşmeye göre temlik işleminden yararlanamayacağından davanın bu nedenle reddi yerine sözleşmenin 10 ve 26. maddeleri hükümleri gözden kaçırılarak isteğin kabul edilmesi doğru görülmediğinden karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 13.07.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Taraflar arasındaki asıl dava tapu iptali ve tescil ile ferağ'ı icbar, birleşen 1995/757 E. sayılı dava ferağ'ı icbar, birleşen 2002/587 E. sayılı dava müdahalenin men'i, 1999/977 E. sayılı dava müdahalenin men'i ile ecrimisil, birleşen 2016/179 E. sayılı dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen 1995/757 E. sayılı davanın kabulüne, birleşen 2002/587 E. sayılı ve 1999/977 E. sayılı davanın kısmen kabulüne, birleşen 2016/179 E. sayılı davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı ... ve davacılar ......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Cebren Tescil Uyuşmazlık, taraflar adına 1/2'şer paylı olarak tapuda kayıtlı bulunan ... ada ... parsel numaralı taşınmaz üzerindeki kargir binanın, taraflar arasında noterlikçe düzenlenen taksim sözleşmesine göre tapuya tescil edilebilmesi için bina üzerinde kat irtifakı veya kat mülkiyeti tesis edilmesini sağlamak amacı ile düzenlenen mimari projenin tapuda uygulanmasına davalının icbar edilmesine, tespit ve tescile karar verilmesi istemine ilişkindir. 09.02.2012 günlü ve 2012/1 Sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulu kararına göre bu nevi davaların temyizen incelenmesi görevi, dairemizin görevleri arasında sayılmamıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 634 Sayılı Kat Mülkiyeti yasası hükümlerine göre çözüleceğine göre, bu dosyanın temyizen incelenmesi görevi 18. Hukuk Dairesi'ne aittir. Ne var ki, 18....

            GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; T7 adına kayıtlı Diyarbakır İli Bismil İlçesi Sofyan (Erler) köyü 133 Parsel olarak nitelendirilen 40.000 m2 miktarlı taşınmazın Diyarbakır Valiliğinin 15.11.1967 tarihli onayı ile müvekkiline verildiğini, ancak işlem dosyası tapuya gönderilmesine rağmen bugüne kadar tescil işleminin yapılmadığını, Bismil Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/889 Esas 2006/159 Karar sayılı ilamından da anlaşılacağı üzere aynı köy aynı olay ve aynı tarafların olduğu benzer bir dava görüldüğünü, davanın mahkemece kabul edildiğini, Yargıtay onayından geçerek kesinleştiğini ve tapuya tescil işlemi yapıldığını, müvekkilinin hak kaybına uğradığını ve mağdur olduğunu belirterek taşınmazın ferağa icbar suretiyle tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            ve dava etmiştir....

            a yönelik ikna suretiyle irtikap suçuna ilişkin eylemlerinin zincirleme icbar suretiyle irtikap suçunu oluşturduğu kabulüyle mahkumiyet, katılanlar ..., ..., ..., ... ve ...'a yönelik irtikap isnatları yönünden beraat, d) Sanık ... hakkında katılanlar Barış ... ve ...'a yönelik ikna suretiyle irtikap suçuna ilişkin eylemlerinin zincirleme icbar suretiyle irtikap suçunu oluşturduğu kabulüyle mahkumiyet, katılanlar ..., ..., ..., ... ve ...'a yönelik irtikap isnatları yönünden beraat, e) Sanık ... hakkında gizliliğin ihlali suçundan beraat, f) Sanık ... hakkında katılanlar ... ... ve ...'a yönelik icbar suretiyle irtikap isnatları yönünden beraat, 2) ......

              Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Hemen belirtilmelidir ki, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı ferağa icbar davaları 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi isede, sözleşme yapıldıktan sonra taşınmaz vaat alacaklısına teslim edilmiş ve zilyetliği devredilmiş ise, bu durumda her hangi bir süreye tabi olmadan ferağa icbar davası açılabilir. Yargıtay 1....

              nun 213. ve 1512 Sayılı Noterlik Kanunu'nun 60. madde hükümleri uyarınca şeklen geçerli ise de, davacının açmış olduğu 2004/346 esas sayılı ferağa icbar davasında, anılan sözleşmenin 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 18/son maddesi hükmü karşısında madden ve içerik bakımından yerine getirilme olanağı bulunmadığı, başka bir deyişle yasal açıdan sonuç doğurmayacağı anlaşıldığından, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ancak harici satış gibi değerlendirilebileceği ve 1940 tarih 2/77 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'na göre de harici satışın bozulması halinde B.K.'nun 81. maddesi çerçevesinde tarafların aldıklarını iade ile yetinecekleri kabul edilmelidir. Yukarıda değinilen açıklamaların ışığında somut olaya bakıldığında, uyarlama yapılmaksızın salt harici satış bedeli üzerinden hapis hakkı tanınmak suretiyle el atmanın önlenmesine karar verilmesinde ve hapis hakkı nedeniyle davalı yararına vekalet ücreti tayin edilmemesinde bir isabetsizlik yoktur....

                UYAP Entegrasyonu