Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliğince verilen 12/10/2015 tarihli ve 1898 sayılı rapor ile sanığın "hali hazır durumuyla, hastalığının kronisite kazandığı için normal bir yaşama izin vermediği, akli dengesinin akıllıca yaşam sürmek için yeterli olmadığı, iradesinin verdiği kararlar üzerinde ve hareketler üzerinde iradi çıkarımlarda bulunamayacağı, kendi işlerini görecek güce sahip olamadığı, sürekli yardıma muhtaç olmadığı, ancak başkalarının gözetimine gerek olduğu, vasi tayini gerektiği ve mahkemede dinlenmesinde yarar olmadığı"nın belirtilmesi nedeniyle; sanığın inceleme konusu 14.10.2009 tarihli suçu için; 5237 sayılı TCK'nın akıl hastalığını düzenleyen 32. maddesinde öngörülen kriterlere göre "sanığın suç tarihinde işlediği eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinde tamamen ya da önemli derecede azalma olup olmadığı" araştırılıp, ''işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Görevi kötüye kullanma HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Belediye başkanı olan sanığın, yerel seçimler öncesinde kendisine avantaj sağlamak için usulünce tespiti yapılmaksızın ve belediye encümeninden karar almaksızın yardıma muhtaç kişilere gıda ve kömür yardımı yapmak ve göreve geldiği tarihten başlayarak belediye alacaklarının takip ve tahsilinde gerekli özeni göstermeyerek belediyeyi zarara uğratmak suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda, mahkemece yapılan yargılama sırasında beraatine karar verilmiş ise de; 28/04/2011 tarihli bilirkişi raporu da nazara alınarak beldenin bağlı bulunduğu tapu müdürlüklerinden kömür ve gıda yardımı yapılacak kişiler adına kayıtlı gayrimenkul olup olmadığının, mevcut banka şubelerinde adlarına açılmış banka hesabı bulunup bulunmadığının, SGK'dan bu kişilerin bir gelirlerinin olup olmadığının...

      Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 2021/837 Esas, 2021/1267 sayılı ilamda alınan sağlık kurulu raporuna göre kısıtlı adayı olan sanığın akli dengesinin akıllıca yaşam sürdürmek için yeterli olup, kendi işlerini görebileceği ve sürekli yardıma muhtaç olmayıp, kendisine vasi tayini gerekmediği gerekçesiyle vaki talebin reddedilmesi karşısında, vasi sıfatıyla başvuran Zeki'nin temyiz isteminin CMK'nın 298. maddesi gereğince REDDİNE, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmesine, 08.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        SGK Başkanlığı Devletin 2022 sayılı Yasa gereğince muhtaç durumda bulunan özürlülere yaptığı parasal yardım işinde bu yasanın kendisine açıkça verdiği görev nedeniyle aracılık yapmaktadır. SGK Başkanlığının 2022 sayılı Yasa gereğince yaptığı işlemler teşkilat yasası olan 5502 sayılı Yasaya dayandığından, SGK Başkanlığının kişilerin 2022 sayılı Yasa gereğince almak istediği yardıma ilişkin işlemi idari bir tasarruf olup, idari işlemlerden doğan ihtilafların çözüm yeri ise İdari Yargıdır. Yapılacak iş, 6100 sayılı HMK'nın 114 ve 115.maddelerine göre yargı yolu caiz olmadığından dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          SGK Başkanlığının 2022 sayılı Yasa gereğince yaptığı işlemler teşkilat yasası olan 5502 sayılı Yasaya dayandığından, SGK Başkanlığının kişilerin 2022 sayılı Yasa gereğince almak istediği yardıma ilişkin işlemi idari bir tasarruf olup, idari işlemlerden doğan ihtilafların çözüm yeri ise İdari Yargıdır. Yapılacak iş, 6100 sayılı HMK'nın 114 ve 115.maddelerine göre yargı yolu caiz olmadığından dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            i telefon ile arayarak kendisini Ankara Öksüz Yetim ve Fakirler Derneği başkanı olarak tanıtıp köyde yardıma muhtaç kaç kişi varsa liste yaparak belirttiği numaraya faks göndermesini istediği, daha sonra müştekiyi cep telefonundan isimleri faks ile bildirilen şahıslardan 4 tanesine iş vereceğini bunların kimlik fotokopilerini fakslamasını ve bu işler için masraf gerektiğini, kişi başına 75 TL göndermesi gerektiğini belirttikten sonra müşteki ...'in de bu paraları diğer müştekilerden toplayarak toplam 300 TL parayı Ceylanpınar Ziraat Bankası şubesinden havale ile gönderdikten sonra sanığın da Ziraat Bankası ... Merkez Şubesinden çekmesi şeklindeki eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir....

              Davalı ... vekili; taleplerin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, toplanan delillere göre davanın kısmen kabulü ile 45.708,87 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline verilmiş; hüküm, davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2.256,62 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'nden alınmasına 08/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık HÜKÜM : TCK'nın 158/1-f-son, 62, 52, 53, 58. maddeleri uyarınca mahkumiyet Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, kendisini Kumbağ Belediye Başkanı ... olarak tanıtarak yardıma muhtaç bir hastaları için tedarik ettiği 50.000 TL’ye ilaveten 5.000 TL’ye daha ihtiyaçları olduğunu söyleyerek bildirdiği hesaba 5.000 TL yatırılmasını sağladığı, bu şekilde hileli hareketlerle haksız menfaat temin ettiği iddia edilen somut olayda; sanığa yüklenen eylemin hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nın 158/1. maddesine eklenen (l) bendi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinde 5237 sayılı TCK'nın 158/1-l maddesinin...

                  a karşı eylemi nedeniyle; TCK 157/1, 35/2, 62, 53/1-a,b,c,d,e, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, Sanığın kendisini Esenler Belediye Başkan Yardımcısı olarak tanıtarak müştekilere yardıma muhtaç insanlar için para topladıklarını, Suriyeli vatandaşlar için gıda yardımı hazırladıklarını söylediği, akabinde müştekilerin sanığın belirttiği hesap numarasına para yatırdıkları, sanığın bu şekilde atılı suçları işlediği iddia olunan somut olayda; eylemin, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nın 158/1. maddesine eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık fiiline ilişkin delillerin takdiri ve değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş...

                    Kanunun 24. maddesi de, korunma kararı alınmasını gerektiren şartların ortadan kalkması halinde, kurum yetkililerinin önerisi üzerine mahkemece, çocuk ergin olmadan kaldırılabileceği gibi ergin olduktan sonra da çocuğun rızası alınmak şartıyla ve bu maddede gösterilen şartların varlığı halinde korunma kararının devamına karar verilebileceğini hükme bağlamıştır. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 26/3. maddesinde mahkemeler ve çocuk hakiminin bu kanun ve diğer kanunlarda yer alan tedbir kararlarını almakla görevli olduğu düzenlendiğinden, 2828 sayılı Kanun maddesindeki tedbir kararlarında da çocuk mahkemeleri görevli bulunmaktadır (HGK'nun 16.01.2013 tarih, 2012/2- 563 esas, 2013/69 karar sayılı ilamı). Yukarıda açıklandığı üzere, 5395 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle, 2828 sayılı Kanun uyarınca korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevi çocuk mahkemelerinin görevi kapsamına alınmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu