Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 465 ilâ 472 maddelerinde (HMK.'nun 334 ve devamı maddelerinde) düzenlenmiş olup; HMK'nun 336/3.maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay’a da yapılabilir. Adli yardım fakir bir kimsenin bir davanın gerektirdiği oldukça kabarık olan harç ve masrafları sağlayamaması durumunda, bu mali külfetlerden geçici olarak muaf tutulmasıdır. Somut olayda, dosyaya eklenen belgelerden talepte bulunan davacı ...'...

    isimli memur olarak tanıttığı, bir camiye yardım amaçlı olarak kereste vereceğini söylediği, bunun üzerine katılan ve sanığın katılana ait araçla keresteleri almaya gittiklerinde sanığın katılana maliyeden makbuz alması gerektiğini söylediği ve katılandan 350 TL para aldığı, katılanın yanından ayrıldığı ve geri dönmediği, sanığın sonrasında müşteki ...’in odunculuk yaptığı dükkana giderek kendisinin ormancı olduğunu, elinde 10 ton kadar odun olduğunu ve bu odunları muhtaç şahıslara dağıtmak istediğini, ancak nakliye ücretinin ödenmesi gerektiğini söylediği, bunun üzerine müşteki ile 5 ton odunu müştekiye vermesi ve geri kalan odunu da muhtaç kişilere vermesi hususunda anlaştıkları, sanığın yardıma muhtaç bir şahsın muhtaç olduğunu orman idaresine ispat etmesi için işletmeye götürmek üzere yanında gelmesi gerektiğini söylediği, bunun üzerine müştekinin de yardıma muhtaç durumda bulunan teyzesi olan tanık ...’e haber verdiği, gerekli işlemleri yapmak için hep birlikte orman işletmesine...

      AZLIK OYU 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunun 15.maddesinde, sosyal hizmet kuruluşlarının görevleri, bu kuruluşlarda çalışan personelin görev, yetki ve sorumluluklarının 3.maddedeki tanımlar 4.maddede belirtilen genel esasların dikkate alınarak Yönetmelikle düzenleneceği, 21.maddesinde, kurumun, korunmaya, bakıma, yardıma muhtaç aile, çocuk, özürlü ve yaşlılar ile sosyal hizmetlere muhtaç diğer kişileri tespit ve incelemekle görevli olduğu, bu kişilerin Kuruma duyurulmasında da ve incelemeye ilişkin olarak kurum ile işbirliğinde bulunulmasında mahalli mülki amirler, sağlık kuruluşları ve köy muhtarları ile genel kolluk kuvvetleri ve belediye zabıta memurlarının yükümlü oldukları, 26.maddesinde ise, korunmaya, bakıma, yardıma muhtaç aile, özürlü, yaşlı ve diğer kişilerin tesiti, incelenmesi ve bunların sosyal hizmetlerden yararlandırılmasına ilişkin esasların bir Yönetmelikle düzenleneceği hükmüne...

        Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürlüğünün 13/01/2010 tarihinde fakir ve muhtaç ailelere kuru gıda paketi temini için açmış olduğu ihaleye, yetkili ve sorumlusu olduğu ... Motorlu Taş. Sür. Kursu Gıda Ltd Şti. tarafından sunulan teklif evrakı içerisinde yer alan tamamı noter tasdikli ... Gıda Mamulleri San ve Tic. A.Ş ve ...'nin yetki belgeleri ile 14.10.03/TSE2125, 14.10.04/TSE12994 ve 24.10.04/2994-12 Nolu ... belgelerinin sahte olması nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; ihaleyi gerçekleştiren ... Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürlüğü ile Türk Standardları Enstitüsü arasında yapılan yazışmalar ve ... Gıda Mamülleri Şirketi ve ......

          K A R A R SGK Maluliyet ve Sağlık Kurulları Daire Başkanlığı'nın 6.4.2009 gün ve 13607 sayılı sürekli iş göremezlik derecesi tespit kararında, davacının 27.6.2007 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası sonucunda % 25,2 oranında sürekli işgöremezliğe uğradığı, yardıma muhtaç olmadığı ve 5.10.2011 tarihinde kontrolünün gerektiği belirtilmiştir. Davacının 5.10.2011 tarihinde yapılacak kontrol sonucunu gösteren belge ve raporlar getirtilerek eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 29.9.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            dediğini, davalının Marmaris Halk Bankası Sahil Şubesinde memur olarak çalıştığını, 5.000- 10.000 TL arası maaş aldığını, kendisinin fakir ve yoksul durumda olduğunu, davalının kendisine bakma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu nedenle davalı eşinin davalı eşinin kendisini muhtaç duruma düşürdüğünden ve muhtaç olduğundan 2.000,00 TL nafakaya hükmedilmesini talep etmiştir....

            Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 23.1.1990 tarihinde davalı kurumdan emekli olduğu, mesai listesinin dosya arasında bulunduğu, SSK Zonguldak Uzun Mehmet Meslek Hastalıkları Hastanesinin 1.9.1997 tarih ve M-303 sayılı sağlık kurulu kararında maluliyetinin % 12 olup yardıma muhtaç olmayıp kontrol kaydının da bulunmadığı, 20.1.2004 tarih ve M-17 sayılı sağlık kurulu kararında maluliyetinin % 13 olup yardıma muhtaç olmayıp kontrol kaydının da bulunmadığı, 20.7.2006 tarih ve M-1195 sayılı sağlık kurulu kararında maluliyetinin % 13,1 olup yardıma muhtaç olmayıp kontrol kaydının da bulunmadığı, kesinleşen ve mahkemece esas alınan manevi tazminat dosyasındaki rapora göre olayda % 100 oranında kaçınılmazlık olduğunun kabul edildiği, davacı vekilinin karar duruşmasında SSK’ca davacıya % 13,1 maluliyet için bağlanan ve 19.1.2008 tarihine kadar geçerli olan peşin sermaye değerli gelirlerin zarar hesabından düşülmesini istediği ve yeniden hesap raporu alınmasından vazgeçtiği görülmektedir....

              Kısıtlı adayı T1 hakkında alınan Sağlık Kurulu Raporuyla akli dengesinin akıllıca yaşam sürmesi için yeterli olmadığı, kendi işlerini kendisinin göremeyeceği, sürekli yardıma muhtaç ve akıl rahatsızlığının sürekli olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen gerekçeli kararda "....kısıtlı adayının akli dengesinin akıllıca yaşam sürmek için yeterli olduğu...." ifadesindeki "olduğu" kelimesinin maddi hata sonucu yazıldığı, sağlık kurulu raporunda ve gerekçeli kararın diğer kısımlarında ".... akli dengesinin akıllıca yaşam sürmek için yeterli olmadığı" ifadesinin yazılı olduğu, tüm dosya kapsamı ve sağlık kurulu raporundan kısıtlı adayının akıllıca yaşam sürmesi için akli dengesinin yerinde olmadığının sabit ve anlaşılır olduğundan ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırılık görülmemiş ve kısıtlı adayının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nin 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

              vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edilmiştir.Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 465 ilâ 472 maddelerinde (HMK.'nun 334 ve devamı maddelerinde) düzenlenmiş olup; HMK'nun 336/3.maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay’a da yapılabilir. Adli yardım fakir bir kimsenin bir davanın gerektirdiği oldukça kabarık olan harç ve masrafları sağlayamaması durumunda, bu mali külfetlerden geçici olarak muaf tutulmasıdır. Somut olayda, dosyaya eklenen belgelerden talepte bulunan davalılardan ... ’ın yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığı ve adli yardım talebinin yerinde olduğu anlaşılmış olmakla (HMK'nin m. 336/2.) adli yardım talebinin kabulüne karar verilerek,davacılar vekili ile davalı ......

                Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3-Davacı-karşı davalı kadının çalışmadığı ve yakınlarının yardımı ile geçindiği, herhangi bir malvarlığı ve gelirinin bulunmadığı, ekonomik durumunun nafaka ödemesine imkan sağlayacak nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, kendisi yardıma muhtaç davacı-karşı davalı kadının, davalı-karşı davacı erkeğe (TMK m. 175) yoksulluk nafakası ödemesine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 4-Yukarıda 3. bente açıklandığı üzere kendisi yardıma muhtaç davacı-karşı davalı kadının, ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakası (TMK m. 182/2) ödemesine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu