Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Baba için, muhtaç olma şartı (asgari ücretin net tutarından az geliri olacak), 65 yaşından küçük olması halinde ayrıca malul olduğunu “çalışarak hayatını kazanamayacağını” belirten sağlık kurulu raporu, anne için ise, bekar, dul veya boşanmış olma şartı, ayrıca muhtaç olma (asgari ücretin net tutarından az geliri olacak) şartı bulunmaktadır. Kız çocukları için ise, yetim aylığı alma şartı olarak, evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalmayı aramaktadır. Görüldüğü üzere, dul ve yetim aylığı verilmesine ilişkin olarak konulan yasanın amacı, kimsesiz kaldığından fakirleşmiş veya yardıma muhtaç duruma düşen insanlara yardım etmektir. Dul aylığı verilmesine ilişkin bu yasal düzenlemeye göre, geliri azalan kişilere yardım etmeyi ilke edinen sosyal devletin hedefi; dul olmadığı halde dul olduğuna dair bir belge verilmesi halinde yardımda bulunulması değildir. Kadının geçimini koca sağlamak zorundadır....

    Bürosu zabıt katibi olup seçime ait ücretlerin dağıtılmasında mutemetlik görevi ile görevlendirildiğinin belirtilmesi, sanığın hak sahiplerine dağıtılmak üzere görevi nedeniyle kendisine teslim edilen parayı dağıtmış gibi bordrolara imza atarak parayı üzerinde tutması eyleminin paranın sanığa görevi nedeniyle teslimi yeterli olup kime ait olduğu suç vasfını etkilemeyeceğinden zimmet suçunu oluşturacağı gözetilmeden resmi belgede sahtecilik suçundan yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı yönünden kazalınmış hakkın saklı tutulmasına 15.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

      Somut olayda, davacı sigortalının yardıma muhtaç durumda bulunmadığının, hüküm altına alınan bakım giderinin bilirkişi hesap raporunda tespit edilen sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi tazminat miktarı olduğunun ve Kurumca tespit edilen % 64 sürekli iş görmezlik oranına göre bakım gideri hesabı yapılmadığının anlaşılmasına rağmen, Mahkemece sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi tazminat isteminin reddine ve hesap raporunda tespit edilen maddi tazminatın bakım gideri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır. Hal böyle olunca, sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi tazminat isteminin yeniden değerlendirilerek, infazda karışıklığa yol açmayacak şekilde bir karar verilmesi gerekmektedir. 3-Hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntüler, o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir haldir....

        HGK.19.03.2008 gün ve 2008/10-254E.-2008/266 K. sayılı Kararı da bu yöndedir. Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, davacının talebini aşmamak kaydıyla, Kurumca bağlanan gelirlerin ilk peşin değerinin, rücu edilebilecek kısmının hesaplanarak, bilirkişi raporunda belirlenen zarar tutarından indirilmesi ile karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde fazla indirim yapılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 3- SGK Maluliyet ve Sağlık Kurulları Daire Başkanlığı raporunda davacı sigortalının sürekli iş göremezlik oranının % 100 olduğu ve yardıma muhtaç durumda olduğunun belirtilmesi ile dava dilekçesinde kişisel bakım giderlerine yönelik açık talep bulunmasına göre, mahkemece davacı sigortalı yönünden bakıcı gideri hesaplattırılıp hüküm altına alınması gerekirken bakıcı giderinin tazminat hesabında dikkate alınmamış olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı T1 28.08.2009 tarihinde iş kazası geçirdiğini, olay müvekkil kurum tarafından iş kazası olarak kabul edildiğini, 02.12.2010 tarih ve 29944 sayılı Raporda davacının meslekte kazanma gücü kaybı oranının % 23,2 olduğu ve yardıma muhtaç durumda olmadığı, kontrol muayenesine gerek olmadığına karar verildiğini, Davacıya iş kazası nedeniyle kurum tarafından 8100201035 tahsis numarası ile gelir bağlandığını, tüm arz ve izah edilen nedenlerle, haksız ve hukuki temelden yoksun davanın reddi ile müvekkil kurum lehine vekâlet ücretine hükmedilmesini bilvekale arz ve talep ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

          Yukarıda ayrıntıları belirtilen rapor içerikleri ve uzman bilirkişi beyanından anlaşılacağı üzere mağdurun orta düzeyde mental retarde olup kendisine karşı gerçekleştirilen cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını algılama yeteneğinin bulunmadığı, başka kanıtlarla desteklenmeden beyanlarına itibar edilemeyeceği, kendi işlerini görecek güce sahip olmadığı, sürekli yardıma muhtaç olduğu ve iradesinin verdiği kararlar ve hareketleri üzerinde etki yapmayacağı hususları belirlenmiş olduğundan on beş- on sekiz yaş aralığındaki mağdurun hukuken geçerli bir rızasından söz edilemeyeceği kuşkusuzdur. Bozma gerekçesinde mevcut raporların yetersiz olduğu vurgulanmış ise de yöntemince alınan ve alanında yetkin kurullarca düzenlenen rapor içeriklerinde mağdurdaki akıl hastalığının mevcudiyeti belirlenmiş, kendisine karşı işlenen suçların anlam ve sonuçlarını algılamayamayacağı, dolayısıyla eyleme karşı kendini savunmasının söz konusu olamayacağı açıkça ifade edilmiştir....

            ın 10 yıldır yatalak hasta olup akıl zayıflığı sebebiyle aklı ve şuuru yerinde olmayan, korunması yada bakımı için sürekli yardıma muhtaç ve işlerini göremez durumda ehliyetsiz bir kişi olduğunu, davalının ehliyetsizliğini bilen oğlu ...ın davalıya ait ....Bulvarında bulunan ....numaralı dükkanı davacıya aylığı 225 TL'den tamamen kendisi tarafından düzenlenmiş kira sözleşmesi ile 05/05/2006 tarihinde kiraya verdiğini, ehliyetsiz olan davalının bilgisi dışında oğlu tarafından kurulmuş olan bu kira ilişkisinin batıl ve yok hükmünde olması nedeniyle kira ilişkisinin teminatı olarak düzenlenmiş olan takibe konu bononun da geçersiz ve bedelsiz sayılacağını, davalının oğlunun dükkanı kiraya verirken tamamen hile ile kira ilişkisinin teminatı diyerek davacının imzasını taşıyan doldurulmamış bir bono senedi aldığını, böyle bir teminat senedi vermediği takdirde dükkanı kiraya vermeyeceğini beyan ettiğini, davacınında böyle bir dükkan ihtiyacı olduğundan bono senedini teminat olarak vermek zorunda...

              Bu kanunun yürürlüğe girmesiyle 2828 sayılı Kanun uyarınca korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevi çocuk mahkemelerinin görevi kapsamına alınmıştır. 5395 sayılı Kanun'un geçici 1/4. maddesinde çocuk mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde aile ya da aslıye hukuk mahkemelerinin görevli olacağı hükme bağlanmıştır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun 18.01.2003 tarihinde yürürlüğe girmiş olup Geçici 1. maddesinde; "Aile mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresi içerisinde ve görevi alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemesine devredilir." hükmü bulunmaktadır....

                İade kararı sonrasında ilk derece mahkemesince eksiklikler giderilmiş, davacı borçluya adli yardım bürosundan vekil tayin edilmiş, yapılan yargılama neticesinde takibin itiraz etmeksizin kesinleştiği ve araçlar üzerine haciz konulmasının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; icra takip dosyasındaki ödeme emri ve 103 davetiyesiyle satış ilanı tebligatının usulüne uygun yapılmadığını, bu sebeple takibin kesinleşmiş kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin annesinin rahatsız olup bakıma muhtaç olması sebebiyle tebliğ tarihlerinde İstanbul'da olduğunu, tebligatlarda yazılı komşunun müvekkilinin yeni taşınmış olması sebebiyle nerede olacağı konusunda bilgi sahibi olmadığını belirterek, istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Bodrum 2....

                Mahkemece, davalı gerçek kişiler ...açısından kusurları kanıtlanamadığından davanın reddine, diğer davalılar açısından davacı kazalının maddi tazminat istemlerinin kabulüne, kazalının ve eşinin manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından davacı kazalının iş kazası sonucunda %15,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı ve bakıma muhtaç durumda olmadığının tespit edildiği, iş kazasının meydana gelişinde davacı sigortalının %/25 oranında müterafik kusurunun bulunduğu anlaşılmaktadır. 3-Sigortalının sürekli iş göremezlik nedeniyle yardıma muhtaç olduğu belirlenmiş ise, bakım ihtiyacının yaşam boyu süreceğinin belirgin bulunmasına göre, sürekli iş göremezlik zararı yanında ve ayrıca brüt asgari ücret üzerinden yaşam boyunca bakıcı gideri hesaplanacağı Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir....

                  UYAP Entegrasyonu