Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı cezaevinden yolladığı cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız olduğunu, davacı ile severek evlendiklerini, aralarındaki sevgi ve saygı bağının kopmadığını, bu konuda şahitlerinin de olduğu, davacı birlikte yaşadıkları dönemde hiç bir zaman davacıya şiddet uygulamadığını, kendisinin uyuşturucu kullanmadığı, davacının evden giderken babası Neşet Yıldız'a ait olan 30.000TL nakit parayı alıp, çocuğunu aç susuz beşiğinde bırakıp gittiğini, o sırada annesi ve kız kardeşinin evde olmadığı, davacının annelik vasfının olmadığı, bu nedenle çocuğun polis eşliğinde teslim edildiği, evliliğin fiilen bittiği iddiasının da asılsız olduğu, davacının kendisini cezaevinde de ziyarete geldiği, evliliklerinin davacının annesinin baskısı yüzünden bittiğini, davacının hem evdeki parayı çalması hemde tazminat istemesinin kendisine zarar verme amaçlı olduğu, davacının annesinin yanında fakir ve yardıma muhtaç olduğunu beyan ettiği, davacının müşterek çocuğu Zeytinköy'de bulunan yetiştirme...

ın 06.07.2015 tarihli trafik kazasına bağlı yaralanmasından dolayı Ege Üniversitesi bünyesinde “Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tesbiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik” başlıklı yönetmelik gereğince bahsi geçen üyelerden kurulmuş Bakım Hizmeti Değerlendirme Heyeti bulunmadığından taraflarınca yapılan muayenesine göre; değerlendirmeye esas yönetmelik uyarınca şahsın yaralanma nedeniyle sürekli bakıma muhtaç olmadığı, geçici olarak bakıcıya muhtaç olunan süre ile ilgili olarak yönetmelikte bir değerlendirme olmamakla birlikte olaya bağlı yaralanması nedeniyle yardıma ihtiyaç duyacağı sürenin 2 (iki) ay olarak kabul edildiği, 06.07.2015 tarihli Kaza tespit tutanağına göre ... plaka sayılı araç sürücüsü Dara Uzun 2918 sayılı KTK 56/1-a maddesine göre asli ve tam kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır....

    un müteveffanın kız kardeşi olduğunu, evliliği boşanma ile sonuçlanan müvekkilinin çocuklu halde olup babasının 2011 yılında vefatı sonrasında geçimini üstlenen ağabeyinin vefatından sonra yardıma muhtaç halde olduğunu, herhangi bir sosyal güvencesinin bulunmadığını belirterek ... ve ... yönünden şimdilik 50,00'şer TL destekten yoksun kalma tazminatının, .....'un vefatı öncesinde gerçekleşen tedavisi sebebi ile tedavi giderleri için şimdilik 40,00 TL tazminatın ve defin giderleri olarak şimdilik 750,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalı ... şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında destekten yoksun kalma tazminatı taleplerini anne Emine yönünden 35.497,00 TL'ye, kardeş Arzu yönünden 74.128 TL'ye, tedavi ve defin gideri yönünden ise 5.000,00 TL'ye yükseltmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....

      Kanun'un 24. maddesi de, korunma kararı alınmasını gerektiren şartların ortadan kalkması halinde, kurum yetkililerinin önerisi üzerine mahkemece, çocuk ergin olmadan kaldırılabileceği gibi, ergin olduktan sonra da, çocuğun rızası alınmak şartıyla ve bu maddede gösterilen şartların varlığı halinde korunma kararının devamına karar verilebileceğini hükme bağlamıştır. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 26/3. maddesinde mahkemeler ve çocuk hakiminin bu kanun ve diğer kanunlarda yer alan tedbir kararlarını almakla görevli olduğu düzenlendiğinden, 2828 sayılı Kanun maddesindeki tedbir kararlarında da çocuk mahkemeleri görevli bulunmaktadır (HGK'nun 16.01.2013 tarih, 2012/2-563 esas, 2013/69 karar sayılı ilamı). Yukarıda açıklandığı üzere, 5395 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesiyle, 2828 sayılı Kanun uyarınca korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevi çocuk mahkemelerinin görevi kapsamına alınmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; dar gelirli ailelere konut edindirme projesi kapsamında davalı belediye tarafından tahsis edilen arsanın imar değişikliği nedeniyle devredilmemesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Dosya, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin görevsizlik ilamı ile Dairemize gönderilmiş olduğundan, 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Yasanın 21. maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/3 maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine, 19.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          i fakirlere yardım dağıtmada kullanılmak üzere poşet alması için pazara gönderdikleri ve para ve altınlarla birlikte ortadan kaybolarak müştekileri dolandırdıkları anlaşılmakla, mahkemenin kabul ve uygulamalarında isabetsizlik bulunmamıştır. Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık ... müdafi ve sanık ...’un temyiz itirazlarının reddi ile hükümlerin ONANMASINA, 27/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Somut olayda; sanık ...'in kullanmakta olduğu arka plakası takılı olmayan oto ile elindeki paraları sayarken yol kenarında köyüne gitmek üzere araç bekleyen katılanın önünde ... diğer sanık ...'nun ona "kaza geçirdiğini, fakir sevindireceğini" söyleyip "köyünde fakir var mı?"...

              Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Somut olayda; sanık ...'in kullanmakta olduğu arka plakası takılı olmayan oto ile elindeki paraları sayarken yol kenarında köyüne gitmek üzere araç bekleyen katılanın önünde ... diğer sanık ...'nun ona "kaza geçirdiğini, fakir sevindireceğini" söyleyip "köyünde fakir var mı?"...

                Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Somut olayda; sanık ...'in kullanmakta olduğu arka plakası takılı olmayan oto ile elindeki paraları sayarken yol kenarında köyüne gitmek üzere araç bekleyen katılanın önünde ... diğer sanık ...'nun ona "kaza geçirdiğini, fakir sevindireceğini" söyleyip "köyünde fakir var mı?"...

                  nun 334 ve devamı maddelerinde) düzenlenmiş olup; fakir bir kimsenin bir davanın gerektirdiği oldukça kabarık olan harç ve masrafları sağlayamaması durumunda, bu mali külfetlerden geçici olarak muaf tutulmasıdır.Ayrıca YHGK 18.05.2011 tarih, 2011/19-54-315 sayılı kararında HUMK 465.maddede (HMK 334.md) belirtilen fakirlik ve haklı olma şartlarının varlığının ispatı halinde adli yardımdan gerçek kişilerin yararlandırılması gerektiği açıklanmıştır. Yasa sadece hayır müesseselerinin adli yardım isteğinde bulunabileceklerini öngörmektedir.Anılan maddelerde adli yardımın yargılamanın hangi aşamalarında yapılacağı hususunda bir açıklık bulunmamaktadır.Aynı Kanunun 469/2 maddesinde (HMK.'nun 337.maddesi) “..Müzahereti adliye esnayi muhakemede dahi talep olunabilir. Bu talep kabul edilirse evvelce yapılmış olan masarife teşmil edilemez. Yeni bir sebep zuhurunda reddedilen müzaheret talebi tekrar edilebilir.”...

                    UYAP Entegrasyonu