Başkanlığı'ndan aradığını, köyde yardıma muhtaç olan beş kişiyi işe alacaklarını söyleyerek, katılandan işe girecek muhtaç kişilerin nüfus cüzdan fotokopilerini vereceği faks numarasına göndermesini istediği, ayrıca masraf olarak kişi başına 75 TL göndermesi gerektiğini belirttiği, katılanın da istenilen belgeleri ve parayı sanığa gönderdiği, sanığın da kendi hesabına gönderilen bu parayı .... Bankası ...... şubesinden çektiği şeklindeki olayda; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın atılı suçu işlemediğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- Sanığın telefonda görüşme yaparken .........
Somut olayda,davacı da oluşan zararı meydana getiren olayın SSK’ca ... kazası olarak kabul edildiği, SSK Tedavi Hizmetleri ve Maluliyet Daire Başkanlığının Sürekli ... Göremezlik Derecesi Tespit Kararında özetle: Davacının E cetveline göre % 17 maluliyeti olduğu, yardıma muhtaç olmadığı (YMD), Kontrolü gerekmediği belirtilmiştir. Yüksek Sağlık Kurulu'nun 22.08.2008 tarihli kararında ise özetle: Davacının E cetveline göre % 9 maluliyeti olduğu, yardıma muhtaç olmadığı (YMD), Kontrolü gerekmediği belirtilmiştir. Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 22.09.2010 tarihli kararında da özetle: Davacının E cetveline göre % 19,2 maluliyeti olduğu, yardıma muhtaç olmadığı (YMD), Kontrolü gerekmediği belirtilmiştir. Davacının sürekli işgöremezlik oranına ilişkin belirtilen bu raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için davacının, Adli Tıp Genel Kurulu'na gönderilerek sürekli işgöremezlik oranına ilişkin karar aldırılmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır....
İİK'nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK'nın 258/1 maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat yeterlidir. İİK'nın 265. maddesinde de ihtiyati hacze itiraz sebepleri tahdidi olarak belirtilmiş olup bunlar; ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkindir. Somut olayda, ihtiyati haciz isteyen banka vekilince genel kredi sözleşmesine istinaden asıl borçlu şirket ve müteselsil kefil hakkında ihtiyati haciz talep edilmiş, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına bir kısım müteselsil kefiller tarafından itiraz edilmiştir. İhtiyati haciz talebi genel kredi sözleşmesine dayanmış olup yaklaşık ispat koşulu yerine getirilmiştir....
İş Mahkemesi No :2017/182-2021/85 Dava, davalı işçinin maluliyet oranının tespiti ile yardıma muhtaç olmadığının tespiti ile Kurumun 02.01.2017 tarihli kararının iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
Oğlun yardıma muhtaç duruma gelmiş olan babasına karşı asgari yaşama giderlerini karşılama borcu, dürüsttük kuralı gereği ortadan kaldırılamaz. Aksini gerektirir. Zira altsoyun (oğlun) üstsoya (babaya) karşı yardım yükümlülüğü ile üstsoyun altsoya karşı olan yardım yükümlülüğünün ahlaki, geleneksel ve toplumsal nedenleri farklıdır. MK m. 364 bu şekilde yorumlanmalıdır. Mahkemece yapılacak yargılamaya göre, davacı babanın yardıma muhtaç olduğu, yoksul olduğu (MK m. 364) saptandığı takdirde, MK m. 365 uyarınca "davacının geçinmesi için gerekli" yardım nafakasına hükmedîlmelidir. Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz haranın istek halinde temyiz edene iadesine, 22.01.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Görüleceği üzere yeni kanunda eski kanundan farklı olarak, yaş sınırı koymak yerine yaş nedeniyle kendini idare edemeyecek durumda olan kimse tabirine yer verilmiş ve yaşlıların da bu suçun mağduru olabileceği vurgulanmıştır. Ayrıca kendini idare edemeyecek durumda olmayı gerektiren sebepler sınırlı olarak sayılmamış, “başka herhangi bir nedenle” ibaresi konularak belirtilenler dışındaki durumlarda da kişilerin yardıma muhtaç olabileceği varsayılarak kapsam genişletilmiştir. Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu ile korunmak istenen hukuki değer, kişilerin yaşam hakkı ve vücut bütünlüğünün korunmasıdır. Ayrıca bu suçla, toplumda birlikte yaşayan bireylerin, yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye “ahlaki ve sosyal bir ödev” olan yardım ve bildirim yükümlülüklerini yerine getirmeleri amaçlanmış ve toplumsal dayanışmanın bu suretle yaşatılması hedeflenmiştir....
Görüleceği üzere yeni kanunda eski kanundan farklı olarak, yaş sınırı koymak yerine yaş nedeniyle kendini idare edemeyecek durumda olan kimse tabirine yer verilmiş ve yaşlıların da bu suçun mağduru olabileceği vurgulanmıştır. Ayrıca kendini idare edemeyecek durumda olmayı gerektiren sebepler sınırlı olarak sayılmamış, “başka herhangi bir nedenle” ibaresi konularak belirtilenler dışındaki durumlarda da kişilerin yardıma muhtaç olabileceği varsayılarak kapsam genişletilmiştir. Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu ile korunmak istenen hukuki değer, kişilerin yaşam hakkı ve vücut bütünlüğünün korunmasıdır. Ayrıca bu suçla, toplumda birlikte yaşayan bireylerin, yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye “ahlaki ve sosyal bir ödev” olan yardım ve bildirim yükümlülüklerini yerine getirmeleri amaçlanmış ve toplumsal dayanışmanın bu suretle yaşatılması hedeflenmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ...tarafından, davalı ... aleyhine 27/04/2005 gününde verilen dilekçe ile afetzede ailelere dair isim listesindeki isim, soy isim ve baba isminin tashihinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/12/2005 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı temsilcisi tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, davalı bakanlık tarafından düzenlenen afetzede ailelere dair isim listesindeki isim, soy isminin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istem esastan incelenip kabul edilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK'nın 157/1, 62, 52, 53/1, 58 maddeleri uyarınca mahkumiyet Dolandırıcılık suçundan, sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, yolda yürüyen katılanın yanına giderek, tanıdığı fakir insanlar olup olmadığını, fitre ve zekatlarını nasıl verdiğine ilişkin sorular sorarak, fakir insanlara yardım etmek istediğini söyleyip, "size para vereyim fakir fukaraya eşiniz dağıtsın" diyerek yanında 10.000 TL olduğunu, bunun 7.500 TL' sini dağıtmak istediğini belirtip, katılandan paranın üstünü vermesini istediği, katılanın, yanında o kadar para olmadığını söylemesi üzerine, yanında olanı vermesini, üstünü tamamlayabileceğini söyleyip, katılanın verdiği 1.200 TL'yi alarak ortadan kaybolduğunun iddia ve kabul edilmesi karşısında; sübutu halinde eylemin, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-a maddesinde düzenlenen “dini inanç ve duyguların...
Mahkemece, davacı sigortalı için 962.357,62 TL maddi tazminat ve 90.000,00 TL manevi tazminatın, davacı anne ve baba için ayrı ayrı 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10.06.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; iş kazası sonucu davacının sürekli iş göremezlik oranının % 100 olduğu ve yardıma muhtaç durumda olduğunun belirtildiği, SGK Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, olayın meydana gelmesinde, davacı işçinin % 10, davalı işverenin % 90 oranında kusurlu bulunduklarının belirtildiği, hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda davacının dönem zararları ve bakıcı gideri toplamından sürekli iş göremezlik ve kusur oranı ile ilk peşin sermaye değerinin tenzil edilmesi sonucu karşılanmamış zararının 962.357,62 TL olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır....