Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde, alacaklı olduğunu iddia eden bankanın, nakit olmayan alacağın da depo edilmesini ipotek takibi ile talep ettiğini, fahiş faiz oranı ile işlemiş ve işleyecek faiz talep edildiğini, kat ihtarı ile bildirilmeyen asıl alacak üzerinden talepte bulunulduğunu, asıl alacağa, faiz ve BSMV ilavesi ile bulunan alacak üzerinden faiz talep etmek sureti ile faize faiz yürütüldüğünü, lehdar olmadığı halde vergi alacağı talep edildiğini, mükerrer takip başlatıldığını, kat ihtarı tebliğinin usulsüz olduğunu ve sair nedenler bildirerek borca, faize, masraf ve ferilerine, işlemiş ve işleyecek faize ve faiz oranına, dosyadan yapılmış yasaya aykırı işlemlere itiraz ve şikayet ile icra emrinin ve takibin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde, iddiaların yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....

    Davacı vekili bu şikayet yönünden kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiğini, ancak sonuç olarak reddedildiğinden bu hususu istinaf konusu yapmadığını bildirmiş ise de, bu husus kamu düzeninden olduğundan öncelikle kesin hüküm bulunup bulunmadığının denetlenmesi ve varlığı halinde şikayetin bu nedenle reddedilmesi aksi halde dosyanın esastan değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Diğer taraftan, takip dayanakları bono olup takip ve birleşen takipler 2009 yılında başlatılmıştır. Bu tarih itibarı ile yürürlükte olan avans faizi oranı %19'dur. Alacaklı yanca takiplerde %29 oranı ile faiz talep edilmiştir. Davacı borçlu tarafından takibe yasal sürede takipten sonra talep edilen faiz oranı yönünden itiraz edilmemesi halinde ve talep edilen oran avans faiz oranına denk gelmediğinden bu oranın kesinleştiğinin ve akdi faize dönüştüğünün kabulü gerekir. Bu durum karşısında takipte kesinleşen bu oran ile hesaplama yapılmasına yasal engel bulunmamaktadır....

    (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12- 517 E. -1997/776 K.; 22.03.2006 gün ve 2006/12- 92 E.-2006/85 K.; 25.06.2008 gün ve 2008/12- 451 E.- 2008/453 K. sayılı ilamları) mahkemelerce verilen tavzih kararları da aynı şekilde değerlendirilmelidir. Mahkememizce faize ilişkin şikayet sebepleri nedeniyle Halkbankası, Ziraat Bankası ve Vakıfbank’a müzekkere yazılarak 2019 yılından itibaren ABD Doları ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesaplarına fiilen ödenen en yüksek faiz oranları sorularak banka cevapları ile birlikte gerekli hesaplamaların yapılması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. İbraz edilen 03.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda faiz dönemleri, faiz oranı, gün sayısı ve işlemiş faiz tutarları tablolar halinde ayrı ayrı gösterilmiş olup bu haliyle rapor denetim ve hüküm kurmak için elverişlidir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu aleyhinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı, icra emrinin 15.05.2012 'de tebliğinden sonra, borçlu vekili 19.10.2012 tarihli dilekçeyle icra mahkemesine başvurarak, süresiz ipotek kurulduğundan muacceliyet ihtarı gönderilmeden temerrüdün oluşmayacağı, bu nedenle icra emri gönderilmesi ve takip öncesine ilişkin faiz isteminin ipotek sözleşmesine aykırı olduğundan icra emrinin iptalinin talep edildiği, Mahkemece şikayetin yedi günlük süre içinde yapılmadığından reddine karar verildiği...

      İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/774 E. sayılı dosyası ile mahkeme huzurunda görülmekte olan işbu davadaki talepleri gibi “faize, faiz başlangıç tarihine, faizin türüne, faiz miktarına/oranına itiraz edildiğini, hukuka aykırı bir faiz hesaplaması yapılmış olduğu iddia olunan icra emrinin iptali ile tüm dosya hesabının yeniden yapılması ve tespit edilecek fazla işlemiş faiz taleplerinin iptaline karar verilmesi" talepli dava ikame ettiğini, işbu davadaki taleplerini de içeren davanın Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/774 E. sayılı dosyası ile davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini belirterek davanın dava şartı yokluğunda usulden reddine, yine itirazın haksız ve hukuka uygun olmaması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile, Bursa 4....

      Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde hem şikayetçi borçlu hem de şikayet edilen alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Şikayetçi borçlu temyiz dilekçesinde; mükerrerlik itirazı ve faiz oran ve miktarına yönelik itirazları hakkında da davanın kabulü gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir. Şikayet edilen alacaklı temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, para alacaklarına ilişkin ilamların icrası kapsamında takibin mükerrerlik sebebiyle iptalinin gerekip gerekmediği ve yabancı para cinsinden talep edilen işlemiş faiz alacağı miktarının doğru olup olmadığına dair şikayete ilişkindir. 3....

        Bu doğrultuda faiz hesabı yapılması için dosya bilirkişiye tevdii edilmiş olup, bilirkişi Gülnur TÜRKİŞ, 23/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; yapılan hesaplamalar sonucu, takip tarihi itibarı ile, gümrük vergisi alacağı için 4.874,40 TL, gümrük vergisi KDV'si alacağı için 369,60 TL, vekalet ücreti alacağı için 16,56 TL, yargılama gideri alacağı için ise 1,78 TL işlemiş faiz hesaplandığı yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir. Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından rapora karşı itiraz ve beyan dilekçeleri sunulmuştur. Bilirkişi raporu, faiz hesabı yönünden taraf ve yargı denetimine uygun bulunmuş ve bu yönden rapora karşı itirazlar yerinde görülmemiştir....

        karar verildiği ve ayrıca işleyecek faize itirazın da kabulü ile, takip tarihinden itibaren asıl alacağa 3095 Sayılı Yasa'nın 4 A maddesine göre belirlenecek faiz oranı ile faiz tahsili olarak ödeme emrinin düzeltilmesine karar verildiği, alacaklının işleyecek faiz oranına yönelik karar yönünden temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmıştır....

          Faize müteallik itirazlar açısından ise, dosya bilirkişiye tevdii edilmiş ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre talep edilen faiz miktarının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafından davacı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibe geçilmesinde usule ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı kanısı ile, ayrıca borcun itfa edildiğine ilişkin herhangi bir belge sunulmamış olması karşısında İİK madde 149/a, 33 gereğince davanın reddine'' karar verildiği görülmüştür....

          Somut olayda, hükme esas alınan raporda bilirkişinin hangi faiz oranlarına göre hesaplama yaptığını belirtmediği görülmektedir. O halde Mahkemece, ilam ve Yasa maddesi nazara alınarak Devlet bankalarının takip konusu yabancı paraya fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranlarının ilgili Bankalar Genel Müdürlükleri'nden sorularak tespiti ile bu oranlar esas alınarak faiz hesabı yapılması ve sonuca gidilmesi gerekirken, bilirkişinin temin ettiği ve hangi faiz oranı olduğu belirtilmeden yaptığı hesaplamanın kabul edilerek hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

            UYAP Entegrasyonu