Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davacının süresinde borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği, faize itirazını açıkça belirtmesi nedeni ile işleyecek faiz oranına da itiraz ettiğinin kabulü gerekip itirazın iptali davasında 20.000 USD asıl alacak yönünden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verildiği, bu sebeple davalının %16 faiz oranının kesinleştiğine yönelik iddiasının isabetli olmadığı, alacağın yabancı paraya dayanması ve takibe dayanak belgelerde herhangi bir faiz oranının kararlaştırılmaması nedeniyle 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak hesaplama yapılması gerektiğinden, icra müdürlüğünün hatalı değerlendirme ile mahkeme kararını yorumlayamayacağı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmadığından, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun görülerek davalının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Borçlu vekili, dayanak ... Anadolu 7. Aile Mahkemesi'nin 05.12.2013 tarih ve 2012/478 Esas, 2013/834 Karar sayılı kararının Yargıtay'ca manevi tazminat yönünden bozulduğunu, manevi tazminata ilişkin davanın halen derdest olduğunu, ilama aykırı olarak manevi tazminatın icra takibine konu edildiğini, ilamda maddi ve manevi tazminat için faize hükmedilmediği halde icra emrinde karar tarihinden itibaren faiz işletildiğini belirterek icra emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece şikayetin reddine karar verilmiş olup hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Davalı -alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip talebinde ve icra emrinde faize faiz işletildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, takip konusu ilama karşı istinaf yolunun açık olduğunu, ilamda yer almayan hususlar ile ilgili icra mahkemesinde şikayet davası açılmasının usule aykırı olduğunu, icra mahkemesinin asliye hukuk mahkemesinin verdiği kararın hukuka uygunluğunu denetleyemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 05/02/2020 gün, 2019/1068 E, 2020/197 K sayılı kararla " şikayetin reddine " karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 492 Sayılı Harçlar Kanunu ve 6001 Sayılı T1 Hizmetleri hakkındaki kanuna göre müvekkili harçtan muaf olduğu, buna rağmen icra emrinde 6.535,08 TL harcın istenilmesinin doğru olmadığını belirterek, istinaf talebinin kabulünü talep etmiştir....

    İcra Müdürlüğü’nün 2014/157 Esas takip dosyası ile 41.010,72 TL asıl alacak, 11.468,83 TL faiz, 4.761,18 TL vekalet ücreti ve 1.119,25 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 58.359,98 TL talep edilmiştir. Mahkemece Vakıfbank, Akbank ve Garanti Bankası’na müzekkere yazılarak bankaların fiilen uyguladıkları oranlar dosya arasına alınarak dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. 13.10.2014 tarihli bilirkişi raporunda; kıdem tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai ücreti, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti talep edilebilecek toplam faiz miktarı 5.227,46 TL olarak belirlenmiş ve rapor doğrultusunda takibin 5.227,46 TL işlemiş faiz üzerinden devamına karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda vekalet ücreti ve yargılama gideri bakımından faiz hesabının yapılmamış olması doğru değil ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ...5....

      Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda TCMB internet sitesinde yayımlanan ve Devlet Bankalarınca uygulanacağı bildirilen farazi oranlar ile TC.... Bankası faiz oranları nazara alınarak faiz miktarının hesap edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece ilam ve yasa maddesi nazara alınarak, Devlet Bankalarının takip konusu yabancı paraya fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranları ilgili bankalardan sorularak tespit ile bu oranlar esas alınarak ve birer yıllık dönemler halinde faiz hesabı yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken, Bankalarca Türkiye Cumhuriyeti ... Bankası'na uygulanacağı bildirilen farazi oranların esas alınarak yapılan hesaplamaya göre sonuca gidilmesi isabetsizdir....

        Kural olarak, ilamda faize hükmedilmemişse, kesinleşmeden infazı istenemeyecek ilamlar hariç, karar tarihinden itibaren faiz talep edilebilir (HGK'nun 05.04.2000 tarih, 2000/12-739 Esas., 2000/746 Karar). Somut olayda, hükme esas bilirkişi raporunda, Cezayir Mahkemesi kararında faiz konusunda bir hüküm bulunmadığı için karar tarihinden takip tarihine kadar işlemiş yasal faiz hesaplanmıştır. Ancak yukarıdaki yasa hükmü gereğince Yabancı Mahkeme ilamları tenfiz kararı ile Türkiye'de infaz kabiliyeti kazanacağı için tenfiz tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğinin kabulü gerekir. Hesaplamaların bu ilkeler doğrultusunda yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken faiz başlangıç tarihinin Yabancı Mahkeme karar tarihi olarak alınması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması yoluna gidilmiştir....

          Davalı/alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; takipte talep edilen fazla bir bedel bulunmadığını, mevduata uygunan en yüksek banka faiz miktarının doğru olduğunu, faiz hesabında hata bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi; 16/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya itibarla takipte talep edilen işlemiş faiz miktarının daha düşük olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir. Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde; takip talebi ve icra emrinde %29,75 oranında faiz istendiğini, davalının bu oranda faiz ile takibin devamını istemeyeceğini belirterek icra emrindeki takip tarihinden itibaren talep edilen faiz oranı yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacının icra mahkemesine başvurusu, takipte talep edilen işlemiş faiz ve faiz oranı yönünden ilama aykırılık şikayeti olup, icra emrinde takip sonrası için talep edilen %29,75 oranındaki faiz de şikayet konusu edilmiştir....

          Somut olayda; takip dayanağı ilamda asıl alacağa 11.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizine hükmedildiği, takipte 186.715.07 TL asıl alacak için 42.000 TL işlemiş faiz ve değişen oranlarda işleyecek yıllık %29,75 en yüksek mevduat faizi talep edildiği, mahkemece taraflardan mevduat faizinin uygulanmasını istediği bankaların sorulduğu ve gelen cevaplara göre düzenlenen 28.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda, en yüksek mevduat faiz oranının %25,50 olduğu ve buna göre borçlu T1 nin sorumlu olduğu tutarın faize esas alacağın 83.170,00 TL ve faizinin 16.095,10 TL olduğu, takipte fazla işlemiş faiz talep edildiği tespit edildiğinden, davacının fazla talep edilen faiz miktarına ve faiz oranına itirazı yerinde olup, istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile, Bakırköy 14....

          İş Mahkemesi'nin 2016/563 esas, 2018/547 karar sayılı ilamına dayalı olarak ilamlı takip başlatıldığını, takipte en yüksek banka mevduat faizi (Merkez Bankası) adı altında müvekkilinden %40 oranında faiz talep edildiğini, talep edilen bu faiz oranı ve bu oran üzerinden hesaplanan işlemiş faiz miktarının fahiş olduğunu, bu nedenle ilama aykırı olarak hesaplanan işlemiş faize, faiz oranına ve takipten sonrası için talep edilen faiz oranına itiraz ettiklerini, icra emrindeki fazla faiz oranı ve işlemiş faiz alacağının iptaline, icra emrinin ilama uygun olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece şikayetin kabulü ile icra emrinin düzeltilmesine karar verilmiş, davalı/alacaklı vekili karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İİK'nın 363/1. maddesi gereğince, icra mahkemesi kararları aleyhine tefhim veya tebliğden itibaren 10 günlük yasal sürede istinaf yoluna başvurulacağı açık kanun hükmüdür....

          Bölge İdare Mahkemesi kararının dava konusu işlemin ihale kararı damga vergisine dair kısmının iptal ve iadesine ilişkin hüküm fıkrasının bozma kararındaki esaslar doğrultusunda verildiği anlaşıldığından, davalı tarafından dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının, faize ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemine gelince; Mükelleflerden fazla ve yersiz olarak tahsil edilen vergilerin iadesi durumunda, iade edilen tutarlara hangi oranda faiz ödeneceği konusunda açık bir düzenleme bulunmadığından, hukuk yaratma yetkisi kapsamında yerleşik Danıştay içtihatları ile 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun uyarınca hesaplanacak faiz oranının uygulanması öngörülmüş bulunmaktaydı....

            UYAP Entegrasyonu