Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı borçluların dava dilekçesinde; borca itirazlarını hesap kat ihtarına cevaplarında belirtmiş olduklarını beyan ederek borca itiraz ettikleri, faize ayrıca ve açıkça itiraz etmedikleri görülmektedir. İhtarnameye süresi içinde itiraz edilmesi borçlulara icra emri gönderilmesine engel teşkil etmez ise de Bölge Adliye Mahkemesi'nce öncelikle, ... 48. Noterliğinin 05.07.2017 tarih ve 66896 yevmiye numaralı kat ihtarının ve ihtarın borçluya ve ipotekli taşınmaz malikine tebliğine ilişkin tebliğ şerhinin dosyaya getirtilip, süresinde hesap kat ihtarına itiraz edilip edilmediğinin şüpheye yer vermeyecek şekilde tespiti gerekir....

    FAİZE İTİRAZTAKİBİN DURMASI 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 40 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine, bu İşle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: ÎİK'nın 40. maddesi gereğince bir ilamın Yargıtay incelenmesi sonunda bozulması İcra işlemlerini olduğu yerde durdurur. Takibin, itiraz edilmeksizin kesinleşmesi veya itiraz nedenlerinin yerinde görülerek örneğin, talep edilen faiz oranlarının yasaya uygun hale getirilmesinden sonra, yeniden bir karar verilmesi halinde, takip itiraz üzerine inceleme yapan icra mahkemesi kararında yer alan kurallara göre devam edecektir. Somut olayda, borçlu vekili tarafından talep edilen faiz oranlarına karşı çıkıldığı görülmektedir....

      Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen başvurunun kabulüne dair karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine ... tarafından 25/07/2021 tarih 2021/İHK-23284 sayılı davalı vekilinin faize ilişkin itirazlarının kabulüne, kararın faize ilişkin kısmının düzeltilmiş şekli ile infazına dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, 30/10/2020 tarihinde müvekkilinin yolcu olduğu davalıya sigortalı aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında yaralandığını ve malul kaldığını, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin zararı karşılamaktan uzak olduğunu, bu nedenle bakiye cismani zararın tazmini için sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak başvuruya olumlu yanıt verilmediğini iddia ederek, oluşan bakiye zararların tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 100,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, talebini 91.478,00...

        Mahkeme, kıdem tazminatı için yasal faize hükmetmiştir. Kıdem tazminatı için mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi hatalı olup bozma sebebi ise de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün HMK’nın geçici 3/2. maddesi yollaması ile HUMK’nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. SONUÇ: Hüküm fıkrasının 1 numaralı bendindeki “…yasal” sözcüğünün silinerek yerine “mevduata uygulanan en yüksek” sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 19.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Ödeme emrinin tebliği üzerine, davalı borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesinde; borçlu ile alacaklı arasında akdedilen ve takipte borcun sebebi olarak gösterilen 11/1/2007 tarihli kira sözleşmesinin mevcut olmadığını, bu nedenle borca, faize ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiğini bildirmiştir....

            Bu durumda işlemiş faize ilişkin itirazın iptali talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece “...itirazın iptali ile takibin 2006/14627-16424devamına” denilmek suretiyle işlemiş faiz yönünden de itirazın iptaline karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 3-Davacı, icra takibinde 5.402.061.750 TL asıl alacak, 3.762.061.750 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.164.000.000 TL üzerinden, toplam alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte takip başlatmış olup, mahkemece “itirazın iptaline, takibin devamına” denilmek suretiyle işlemiş faiziyle birlikte toplam alacak üzerinden faize faiz yürütülmüş olmaktadır ki bu durum Borçlar Kanununun 104/son maddesinde düzenlenen “faize faiz yürütülemez” hükmüne aykırı olup, kabul şekli bakımından ayrıca bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK.nun 438/7. maddesi gereğidir....

              Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın iptali davasını itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul Kasım 2004, s. 223.). Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7 nci maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır....

                Takip talep tarihi ile itiraz tarihi aynı tarih olup itiraz süresi içinde yapıldığı kabul edilmiştir. Borçlu itiraz dilekçesinde borca faize işlemiş faize, faiz oranına, takibin tamamına, avukatlık ücretine itiraz etmiştir. Mahkemece itirazın kaldırılması davasının kabulü ile itirazın kaldırılmasına ve takibin devamına karar verilmiştir. İşlemiş faize de itiraz mevcut ise de, mahkemece bu konuda değerlendirme yapılmamıştır. Davalı istinafında işlemiş faiz konusunda her hangi bir istinafı bulunmamaktadır....

                Davalı borçlu 23.07.2014 tarihli itiraz dilekçesinde, şirketlerinin alacaklıya böyle bir borcu bulunmadığını, ayrıca alacaklının kira bedellerine ilişkin herhangi bir ihtar ve bilgilendirme yapmadan takipten önceki dönem için de işlemiş faiz talep ettiğini, bunun hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle faize ve işlemiş faize de itiraz ettiğini, ayrıca söz konusu icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde açıldığını, takibin borçlunun ikametgahı olan Yenice İcra Müdürlüğünde başlatılması gerektiğini, bu nedenle yetkiye de itiraz ettiğini bildirmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....

                  DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu, davacı vekili tarafından takibe konu senedin Türk lirasına çevrilerek talep edildiği takibe buna göre devam edilmesi gerektiği iddiası ile ve faize yönelik itirazda bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından işlemiş faize yönelik itirazını süreaşımından reddine, işlemiş faiz dışında kalan sair şikayetlerini reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Ödeme emrine yönelik şikayet süresi ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün, borca ve faize itiraz süresi ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gündür....

                  UYAP Entegrasyonu