Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından, takibe itiraz eden takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın iptali davasını itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, ... Kasım 2004, s. 223.)....

    Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, ... Kasım 2004, s. 223.). Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7nci maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır. İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz....

      Ancak, davacı tarafından asıl alacak ve faiz açısından.......... 2014/1588 esas sayılı dosyasında takip yapıldığı, kooperatifiin asıl alacağı 33.020 TL olarak kabul edip işlemiş faize itiraz ettiği, icra müdürlüğünce de itiraz edilmeyen asıl alacakla ilgili takibin devamına karar verdiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığımız faizin ödenmesiye ilgilidir. Asıl alacağın tahsiline devam edildiği halde faizin ödenmesine itiraz edilmesi, faiz ödemesinin kooperatif mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği iddiasında bulunulması çelişkili davranıştır ve M.K 2. maddesine de aykırıdır. Bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, erken dava olarak nitelendirilmesi doğru görülmemiştir. Kabule göre de; davacının 19.12.2008 tarihinde noterden gönderdiği istifa dilekçesi kooperatifin kabulüne bağlı değildir. Davacının bu tarihte üyeliğinin sona erdiği kabul edilmelidir....

        Dava, davacının 01.11.2002 – 17.03.2004 tarihleri arası 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı babası üzerinden ölüm aylığı alırken, 1479 sayılı Yasa kapsamında çalışması nedeniyle,İcra dairesinde Kurumca yürütülen 4.327,98 TL asıl, 6.912,82 TL faiz ve 7,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 11.247,80 TL’lik yersiz ölüm aylığının tahsiline yönelik takipte, davalı- borçlunun asıl alacağı kabul edip, faize itiraz ettiği, Kurumun da bu vaki itirazın iptali için iş bu davayı açtığı, Mahkemece, davalı borçlunun alacağın faiz kısmına itiraz etmesi nedeniyle alacakla ilgili davanın özel ihtisas mahkemesi olan Sosyal Güvenlik Mahkemesi'nde görülmesini gerektiren bir sebep bulunmadığından genel mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olması nedeniyle mahkemenin görevsizliğine karar verildiği anlaşılmaktadır. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinde, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen 2. maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde...

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şikayetin süresinde olmadığını, takip öncesi faize süresinde itiraz olmaması sebebiyle alacağın kesinleştiğini, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; borçluya ödeme emrinin 04/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emrinde yıllık %25 avans faiz oranının açıkça belirtilmesine rağmen yasal 5 günlük itiraz süresinin 09/03/2021 tarihinde sona erdiği halde, borçlunun süresinden sonra 16/03/2021 tarihinde icra mahkemesine müracaatla itirazda bulunduğu ve ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik bir şikayetinin de bulunmadığı anlaşıldığından icra müdürlüğü karar ve işleminde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı ve borçlunun itirazlarının süre aşımı sebebiyle reddine dair karar verilmiştir. Davacı vekili itiraz süresinin tebliğden itibaren başlayacağını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

          Davacının -----Esas sayılı dosyası ile ---- faiz olmak üzere toplam 6.814,08 TL üzerinden icra takibi başlattıktan sonra ödeme emrinin borçlu/davalıya---- tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça--- tarihinde dolduğu, davalı tarafça 16/06/2020 tarihinde hiçbir borcu olmadığını belirtilerek, borcun tamamına ve faize itiraz ettiği, ödeme emrine en geç 02/04/2020 günü mesai bitimine kadar itiraz edilmesi gerekirken 16/06/2020 tarihinde hiçbir borcu olmadığını belirtilerek, borcun tamamına ve faize itiraz edildiği, takibin kesinleşmesine rağmen davacının dava açmakta bir hukuki yararı bulunmadığı anlaşılmakla davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            Davaya konu ----sayılı icra dosyası celp edilerek incelenmiş; borçlulardan -------icra dairelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkiye, borca, ferilerine itiraz etmiştir. Diğer borçlu -------- yetki itirazında bulunmamış borca, faize, ferilerine itiraz etmiştir. İtirazın iptali davasının süresinde açıldığı, zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmiş olduğu görülmüştür.Taraf teşkili sağlanmış, teati aşaması tamamlanmıştır....

              Davalı borçlu kefil ... vekili 01.06.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkilinin alacaklı görünen kişiye herhangi bir borcu bulunmadığını bildirerek takibe, borca ve faize itiraz etmiştir. Davalı borçlu kiracı şirket vekili 01.06.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, öncelikle ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini, ayrıca müvekkili şirketin alacaklı görünen kişiye herhangi bir borcunun bulunmadığını bildirerek takibe, borca, faize itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklılar icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur....

                Taraflar tacir olup takip tarihinden itibaren ticari faize karar verme imkanı var iken takip talebi incelendiğinde yasal faiz talep edildiğinden taleple bağlılık ilkesi gereği takip tarihinden itibaren yasal faize karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-)Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının ... 21.İcra Dairesinin ......

                  İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 16.İcra Müdürlüğü'nün 2019/29772 esas sayılı dosyasında başlatılan ipoteğe dayalı ilamsız takipte müvekkilinin borçlarının bulunmadığını, borca ve faize itiraz ettiklerini, ödeme emrinde faiz oranın ve faizin işlemeye başladığı günün gösterilmediğini, kat ihtarnamesine itiraz edildiğini, asıl borçlu hakkında konkordato davasında tedbir kararı verildiğini ileri sürerek ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu