Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet edilen alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; alacaklı tarafından İstanbul 1....

    Müdürlüğünün 2012/1157 Esas sayılı takip dosyasında yapılan 02.04.2015 tarihli sıra cetvelinin hatalı olduğunu, şikayet olunanın ipoteğinin yasal süresinde takibe konu edilmediğini, satış bedelinin tümünün müvekkilinin alacaklı olduğu dosyaya aktarılmasının gerektiğini, ipotek resmi senedine göre ... takibinin 2004 yılı sonuna kadar açılması gerektiğini, ipoteğin limit ipoteği olduğunu, faiz işletilemeyeceğini, limit tutarı kadar ödenebileceğini, kalan tutarın müvekkiline ait dosyaya ödenmesi gerektiğini söz konusu alacak için faiz işletilse dahi ipotek tesis tarihinden itibaren kanuni faiz işletilebileceğini, satış bedelinden tapu harcının tamamının değil, 1/2 oranının düşülmesi gerektiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Şikayet, ilama aykırılık şikayetine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Şikayet dilekçesi incelendiğinde, kıdem tazminatına uygulanan faiz oranının fazla olduğu ve faiz başlangıç tarihinin hatalı hesaplandığı iddiasının ileri sürüldüğü, ilk derece mahkemesince işlemiş faiz miktarının fazla talep edildiğine karar verildiği, bu durumda davacının şikayet yoluna başvurmakta haklı olduğu, takibin iptalinin istenmesinin sonuca etkili olmadığı, mahkemece davacı borçlunun talebinin yerinde görüldüğü dikkate alındığında davalı alacaklı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir....

      Borçlu vekilince şikayet dilekçesinde bildirilen bankalardan ..... tarafından mevduata uygulanan en yüksek banka faiz oranları gönderilmiş, alacaklı vekili tarafından ise .......bildirdiği azami faiz oranlarına ilişkin beyan sunulmuştur. Mahkemece aldırılan 17.10.2015 tarihli bilirkişi raporunda, dosyaya giren faiz oranlarından .....tarafından bildirilen oranlara göre icra emri tarihi olan 24.02.2015 itibari ile hesaplama yapılmış ise de alacaklının itirazı üzerine alınan 09.11.2015 tarihli ek raporda, .... .... bildirdiği faiz oranı üzerinden hesaplama yapılmış ve hükümde söz konusu ek rapor esas alınmıştır....

        Somut olayda; üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusu, Yasanın emredici kurallarına aykırılıktan kaynaklanan şikayet niteliğinde olup; bu şikayet, "bir hakkın yerine getirilmemesi" ile ilgili olduğundan, İİK’nun 16/2. maddesi uyarınca süreye tabi değildir. 28/10/2016 tarihli 03/11/2016 tebliğ tarihli birinci haciz ihbarnamesindeki haciz miktarının 104.347,40 TL (faiz ve masraf hariç), 13/12/2016 tebliğ tarihli tarihli ikinci haciz ihbarnamesindeki miktarın 104.347,40 TL (faiz ve masraf hariç) ve 07/02/2017 tebliğ tarihli üçüncü haciz ihbarnamesindeki miktarın ise 104.347,40 TL (faiz ve masraf hariç) olduğu anlaşılmaktadır....

        DAVA Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; icra emrinde belirtilen faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, ilam tarihinden önceki bir tarihin faiz başlangıç tarihi olarak gösterilemeyeceğini, faize faiz talep edilmesinin yasal olmadığını, ilamda belirtilen alacak kalemlerinin bölünerek takip yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, alacaklı tarafından aynı ilama dayalı olarak başlatılan ... İcra Müdürlüğünün 2019/31900 esas sayılı dosyası derdest olduğu halde ilamdaki alacak kalemleri bölünerek ... İcra Müdürlüğünün 2020/40222 esas sayılı takibin başlatıldığını ileri sürerek icra emrinin ve ... İcra Müdürlüğünün 2020/40222 esas ve 2019/31900 esas sayılı takiplerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II....

          Borçlu vekilinin, asıl davaya ilişkin 16.08.2013 tarihli şikayet dilekçesinde diğer şikayet sebepleri yanında, takipten sonra işleyecek faiz oranının düzeltilmesi talebinde de bulunduğu görülmektedir. Anılan şikayet hakkında Mahkemece inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu konudaki şikayet incelenmeden hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 23.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Alacaklının, 3.kişinin mal varlığına dahil mal ve haklardan tatmin edilmesi halinde alacaklı 3.kişilerden faiz isteyebileceği, icra müdürlüğünden alınan mütalaada da alacak miktarının eksik bildirildiği (faizin eksik hesaplandığı) gerekçesiyle davacı An-El Elektrik Taah.veLtd. Şti.'nin davasının kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunanlar vekilleri temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayet olunanlar vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayet olunanlar vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece verilen ilk kararda borçlunun diğer şikayet nedenleri, kabul edilmiş alacaklının sadece icra vekalet ücretinin maktu değil nispi olması gerektiği gerekçesiyle yaptığı temyiz başvurusu sonucunda Dairemizce, icra vekalet ücreti nispi olması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Diğer şikayetler hakkında verilen karar temyiz edilmeyip bozma kapsamı dışında kaldığından Mahkemenin, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz oranı uygulanması ve 750,00 TL ilam vekalet ücreti yönündeki kararları kesinleşmiştir. Bozma sonrası verilen kararda bu husus dikkate alınmadan, tüm şikayet sebeplerinin reddi anlamına gelecek şekilde davanın reddine karar verilmesi yerinde değildir. Ayrıca iki şikayet sebebinin kabul edilip bir şikayet nedenin ise ret edildiği dikkate alınarak kabul ve ret oranına göre yargılama gideri ve vekalet ücretinin paylaştırılması gerekirken sadece redde göre karar verilmesi de doğru değildir....

                Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre davacının yapılan takibe süresinde şikayet ettiği, takip konusu alacağın, davacı hakkında başaltılan takip sonucu alınan aciz vesikasından kalan faiz farkları olduğu, ilamlı alacak niteliği taşımadığı, borcun sebebi olarak gösterilen senet ile bir ilişkisinin bulunmadığı gerekçesiyle yapılan şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre şikayet olunan vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle şikayet olunan vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 16.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu