Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda, İİK'nun 150/ı maddesi gereğince, hesap kat ihtarnamesindeki miktar kesinleşmiş olup, borçlunun alacak miktarına yönelik iddialarının icra mahkemesinde ileri sürülmesi mümkün olmadığından borçlu, ancak İİK'nun 149/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/1-2. maddesine göre itfa ve imhal nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep edebileceği gibi, takipte istenilen miktarın ihtarnameye uygun olmadığını ve itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarını, ayrıca işleyecek faiz oranını şikayet konusu yapabilir....

    Bu halde, Mahkemece, bankalara yeniden müzekkere yazılıp, hakkın doğum tarihlerinden itibaren eksiksiz şekilde faiz oranları getirtilerek, bankaların bildirdikleri faiz oranlarına göre, her bir yıllık devrede, mevduata fiilen uygulanan faiz oranının hangisi en yüksek ise o oran esas alınıp hesaplama yapılması için dosyanın yeniden bilirkişiye tevdii ile, oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, denetime elverişsiz ve az yukarıda açıklanan ilkelere aykırı bilirkişi raporu ile sonuca gidilmesi isabetsizdir....

      DAVA KONUSU : ŞİKAYET (KDV ORANINA İTİRAZ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 10....

      Somut olayda şikayet, şikayet olunanın alacağının esas ve miktarına yönelik olmayıp, hesaplamaya ilişkin takip hukuku kurallarının yanlış uygulandığına, yani sıraya ilişkin olduğundan, mahkemece şikayetin esası incelenip, satış tarihi itibariyle şikayet olunanın alacağı bilirkişiye hesaplatılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden, icra mahkemesi görevlidir. Somut olayda, şikayet olunanın alacaklı olduğu icra dosyasında, şikayet olunan tarafından yıllık %35 faiz oranı üzerinden talep edilen asıl alacağın yine aynı oran üzerinden işleyecek faiziyle tahsili istenilmiştir. Borçlu Hüseyin Genç tarafından açılan menfi tespit davasında, faiz oranına yönelik bir talepte bulunulmayıp borcun esasına ilişkin sebeplerle borçlu olunmadığının tespitinin istenildiği ve yapılan yargılama sonucunda davanın reddine ilişkin verilen hükmün kesinleştiği, dolayısıyla işleyecek faiz oranının %35 olarak kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır....

      Takip talebi ve icra emrinde 26.553.746,86 TL yapılan kısmi ödemenin BK 100 gereği kısmi ödemenin faiz ve giderlere mahsup edildiği açıklanmış ayrıca takip tarihinden itibaren asıl alacak 1538.942,80 TL için yıllık Anayasa'nın 46/son maddesi hükmü uyarınca kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranı olan %24 faizin talep edildiği açıklanmıştır. Davacı tarafından bu faiz oranı şikayet konusu yapılmıştır. Kamulaştırma yasası gecikme faizini öngörmemektedir....

      Kredi borç senedinde cari faiz oranı % 10 temerrüt halinde ise %14 faiz kararlaştırılmış olamasına rağmen takip talebinde % 38 oranında faiz talep edilmiş, icra müdürlüğünce de talep doğrultusunda % 38 oranında faizin uygulanacağına dair icra emri düzenlendiği, söz konusu icra emri müvekkile tebliğ edilmemiş usulsüz olarak aynı çatı altında oturmayan kardeşi Hakan YILDIZ 'a tebliğ edildiği, tebligat usulsüz olmakla birlikte aksi kabul edilse dahi ilama aykırı düzenlenen icra emri süresiz şikayete tabi olduğu hususu gözetilerek icra emrinin iptali gerektiği, şikayet konusu icra işlemi sebebiyle takip usulsüz olarak kesinleştirilmiş ve müvekkilin kefillerine yönelik icrai haciz işlemi gerçekleştirildiği, icra emrinin açıkça ilama aykırı doldurulduğu sabit olduğundan teminatsız olarak şikayet sonuçlanıncaya kadar icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, şikayetin kabulü ile ilama aykırı olarak düzenlenen icra emrinin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı...

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/03/2019 NUMARASI : 2018/760 ESAS - 2019/173 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı davada İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu müvekkili tarafından ilamlı icra takibi yapıldığını, tahsilat yapılmasından sonra yapılan şikayet üzerine fazla tahsilat bulunduğuna dair Ankara 13. İcra Mahkemesinin 15/05/2018 tarih 2015/208 Esas 2018/588 Karar nolu ilamına dayanarak müvekkiline muhtıra gönderildiğini, bu muhtıradan önce bir temmerrüt ihtarı bulunmadığını, müvekkilinin temerrüdü olmadığından faiz istenemeyeceğini belirterek muhtıradaki faiz talebinin iptalini talep ve dava etmiştir....

      Şikayet olunanlar, şikayete cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; sıra cetvelinin düzenlendiği Bor İcra Müdürlüğünün 2014/982 E. sayılı dosyası ile şikayetçi tarafından şikayet dışı borçlu aleyhine taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığı, şikayetçinin yedieminlik ücretinin rüçhanlı alacak olduğu ve bu alacağının kesinleşmiş olduğu, yedieminlik ücretinin öncelikle kesinleşmiş olan bu miktar üzerinden ödenmesi gerektiği belirtilerek, şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir. Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir. İİK'nın paraların paylaştırılması başlığını taşıyan 138/2 maddesi uyarınca, satış bedelinden bütün alacaklıları ilgilendiren ortak masraflar alındıktan sonra, artan para alacaklılara, asıl alacak, talep edilmiş ise işlemiş faiz ve takip giderleri de dahil edilerek, alacakları nisbetinde ödenir....

        Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; TBK'nun 100. maddesi uyarınca kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ödemeler yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerektiği, İlk Derece Mahkemesince aldırılan bilirkişi raporunda değişen avans faiz oranları üzerinden hesaplama yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, faiz hesabındaki tarihlerin açık ve net olarak gösterildiği, yapılan ödemelerin BK. 100. maddesi hükmüne uygun olarak alacaktan mahsup edildiği, fark icra vekalet ücreti hesaplamasında da bir usulsüzlük bulunmadığı görülmekle raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğunun anlaşıldığı, davanın konusunun şikayet niteliğinde olup şikayette tazminata hükmedileceğine ilişkin yasal bir düzenlemenin bulunmadığı, maaş haciz müzekkeresinde "iyileştirme ücretinden kesinti yapılmasına" ilişkin talepte bulunulmamasına rağmen şikayetçi borçlunun...

          Sonradan ileri sürülen şikayetler ilama aykırılık şikayeti olup, bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebilir (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı Kararı). 6100 sayılı HMK’nun 30. maddesi ile düzenlenen usul ekonomisi ilkesi de göz önünde bulundurulduğunda, süresiz şikayet hallerinde yargılama sırasında ileri sürülen şikayet nedenlerinin de incelenip karara bağlanması gerektiği kabul edilmelidir. O halde, Mahkemece, borçlunun yargılama sırasında ileri sürdüğü şikayet nedenleri değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ret karar verilmesi doğru değildir....

            UYAP Entegrasyonu