Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkâr tazminatı ödemekle yükümlüdür (Yargıtay 9.HD. 4.4.2008 gün 2007/14360 E, 2008/7511 K.). Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmesi durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanununun 104/son maddesi ile 3095 sayılı Yasanın 3 üncü maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz....

    Esas sayılı icra takip dosyası, faturalar ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı borçlunun aleyhine başlatılan icra takibine itirazında, asıl alacak tutarına bir itirazının olmadığı ve asıl alacak tutarını ödediği sadece faiz tutarına itiraz ettiği sabit olmakla, şartları oluşmayan bir alacak kalemi için icra takibi başlatılması ve itiraz üzerine huzurdaki davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmamaktadır. ( bkz. ... BAM 23. HD'nin 2018/1948 Esas-2020/1528 Karar sayılı ilamı "... davalı borçlu Nilgün Yıldız'ın 15.05.2017 tarihli itiraz dilekçesinde asıl alacağa bir itirazının olmadığı, sadece faiz ve faiz oranlarına itiraz ettiği görülmüştür....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve hafta tatil ücretine bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranlarının üzerinde hesaplama yapıldığını, bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmeden karar verildiğini, bilirkişi tarafından Yapıkredi Bankasının faiz oranlarının hesaplamada esas alındığını, oysa ki Yapıkredi Bankası tarafından bildirilen faiz oranlarının brüt faiz oranı olup, net faiz oranı olmadığını, Yargıtay uygulamasında da uygulanması gereken faiz oranının mevduata uygulanan en yüksek faiz oranını fiilen uygulanan faiz oranı olup, brüt üzerinden uygulanmayan faiz oranlarına göre hesaplama yapılmasının mümkün olmadığını, ayrıca takip sonrası için kıdem tazminatı, ücret alacağı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, hafta tatil ücretine ve elbise ücretine bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının üzerinden fazla faiz talep edildiğini...

      Davalılar vekili Mahkememize verdiği 27/04/2021 tarihli cevap dilekçesinde; davacı tarafça davalılar aleyhine 7 örnek icra takibi başlatıldığını ancak ödeme emrine asıl alacak ve faiz tutarlarının ayrı ayrı yazılmadığını, oranların dahi belirtilmediğini, davalı tarafça asıl alacağa değil tutarın içindeki faiz ve ferileri yönünden icra takibine itiraz edildiğini, bankanın işletmiş olduğu faiz oranlarının da fahiş olduğu ve yasal olmadığı kanaatinde olunduğundan da icra takibine sadece faiz yönünden itiraz edildiğini, alacak tutarı net belli olmadığından yargılamayı gerektirdiğinden, yerleşik Yargıtay kararları doğrultusunda yargılama süresince yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu hükmedilecek faiz miktarı üzerinden davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini belirtmiştir. İzmir ... İM'nün ... sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklının ......

        Davalı icra takibine itirazında 18.516,45 TL'lik asıl alacak kısmına, 12.657,16 TL işlemiş faize ve faiz oranına itiraz etmiş, dava dilekçesinde de icra takibine itiraz edilen miktar üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatı talep edilmiştir. Mahkemece talep aşılarak itiraz edilen miktar gözetilmeksizin itiraz edilen miktar olan 31.173,61 TL üzerinden % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken itiraz edilmeyen miktar da dahil edilerek tüm takip çıkışı miktar üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesi doğru görülmemiş ve davalı vasisinin istinaf itirazları haklı bulunmuştur....

          Mahkemece toplanan delillere göre; davacı banka ile dava dışı şirket arasında akdedilen 3.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinin davalılarca müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, sözleşmeye istinaden ticari kredi kullandırıldığı, davalıların ödeme emrine itirazlarında asıl alacağa itiraz etmedikleri, temerrüt faizinin başlangıç tarihine ve faiz oranlarına itiraz ettikleri, hesap kat ihtarnamesinin davalılara tebliğ edildiği, davalı şirket yönünden temerrüt tarihinin 03/08/2011, davalı ... yönünden 31/07/2011 olduğu, sözleşmenin 44.maddesinde temerrüt faizi oranının '' banka mevzuatı gereğince temerrüt tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranının %50 fazlası'' olacağının hükme bağlandığı, davacı bankanın takipte %94,50 temerrüt faiz oranı belirlemekle yürürlükteki en yüksek akdi faiz oranının %63 olduğunu da beyan ettiği, ancak bu oranın TCMB'ye ''uygulanacak azami faiz oranı '' olarak bildirdiği uygulayabileceği faiz oranı üst sınırı olup fiilen uyguladığı...

            Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda, o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin, istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin, türünün gösterilmemesi ve oranının da yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz. Bu durumda, itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerekir....

              Davalının itiraz dilekçesi içeriğinden asıl alacağa itirazı bulunmadığı, itirazının işlemiş faiz ve faiz oranına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim davalı vekili davaya cevap dilekçesinde de bu hususu tekrarlamak suretiyle açıkça belirtmiştir. Buna rağmen mahkemece takibe konu alacağın tümüne itiraz varmış gibi değerlendirme yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                İstinaf Sebepleri Borçlu, ödeme emrinde belirtilen faiz oranına yasal sürede itiraz edilmemesinin takipten sonra işleyecek faiz oranına itiraz edilmesine engel olmayacağını, kambiyo senetlerinde faiz türünün avans faiz olduğunu bu nedenle değişen oranlarda faiz uygulamasına dair müdürlük kararının yerinde olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur. C....

                  Şti. adına açılan icra dosyasının tüm faiz ve ferilerine itiraz ediyorum." şeklinde olduğunu, itiraz dilekçesinin içeriği itibariyle borca kısmi itiraz niteliğinde olduğunu, itiraz etmek istediği miktarı itirazında açıkça ve ayrıca göstermediğini, mahkeme tarafından şikayet sebeplerinin yerinde görülmediğinde dahi bu defa takibin asıl alacak yönünden devamı gerektiğini ileri sürerek şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " İstanbul 2....

                  UYAP Entegrasyonu