Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Müvekkilin alacaklı görünen kişiye 42.269,10 TL borcu bulunmakta olup bu bedel dışında talep edilen alacak miktarına da itiraz ediyoruz. Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl alacağa itiraz edilen ilamsız takipte işlemiş bulunan faize ve faiz oranına da ayrıca itiraz ediyoruz. Borcu kabul etmemekle birlikte müvekkilin temerrüdü de söz konusu değildir. Bu nedenle işlemiş faiz talebi haksız ve kötüniyetlidir. Asıl alacağa işlemiş faize borca ve tüm fer'ilerine itiraz ederiz....

    Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkar tazminatı ödemekle yükümlüdür (Yargıtay 9.HD. 4.4.2008 gün 2007/ 14360 E, 2008/ 7511 K.). Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söze konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olması durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanunun 104/son ve 3095 sayılı yasanın 3. maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz....

      E. sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini, itirazında, 1.500,00-TL aidat borcunu ve kabul ettiğini bu alacağa dair vekalet ücreti ve masrafları dosyaya yatırdığını, takip öncesi ve takip sonrası faiz alacağına, faiz başlangıç tarihine itiraz ettiğini, bu nedenle davada işlemiş faiz olan 730,80.TL.’ye yapılan itirazın iptali ile davalının haksız ve kötüniyetli itirazının iptali, takibin devamı, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talep ve dava etmiştir....

        . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı firmaya fatura karşılığı mal satıp teslim ettiğini, ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili için girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu, davalı tarafından takip tarihinden sonra kısmi ödeme yapıldığını ve fakat işlemiş faiz, icra giderleri ve vekalet ücreti alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek bu alacaklar yönünden itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin itiraz tarihi itibari ile davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesin istemiştir. Mahkemece toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre, dava açılmadan icra takibine itirazdan önce asıl alacağın davalı tarafından ödendiği, temerrüt koşulları oluşmadığından işlemiş faiz talep edilemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Mahkemece, toplanan delillere göre davacı vekilinin dava dilekçesinde, davalı tarafından yapılan itiraz dikkate alınarak takipten önceki gecikme faizini %24, takipten sonraki gecikme faizini ise %29 olarak düzelttiklerini beyan etmiş olmaları karşısında, davalı tarafın faiz oranına ilişkin kısmi itirazlarının davacı tarafça kabul edildiği, davanın itirazın iptali davası olarak açılıp, itiraz edilen faiz oranlarına ilişkin olarak takip dosyasındaki alacağın borçlunun kabul ettiği oranlar üzerinden hesaplandığından davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

            -Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde, Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal süre içerisinde icra mahkemesine başvurusunda; sair itiraz ve şikayetinin yanı sıra, takipte talep edilen işlemiş faiz miktarına itiraz ettiği, mahkemece, borçlunun sair itiraz ve şikayetlerinin reddi ile faize itirazının kısmen kabulüne karar verildiği görülmektedir....

              Somut olayda, alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte borçlu vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, mahkemece incelenip karar verilen imzaya itiraz yanında takipte talep edilen faize, faiz oranına, faiz başlangıç tarihine ve borca da itiraz ettiği görülmektedir. O halde, mahkemece, borçlunun imzaya itiraz yanında ileri sürdüğü faiz istemine, faiz oranına, faiz başlangıç tarihine ve borca itirazı incelenmeksizin ve herhangi bir değerlendirmeye yer verilmeksizin bu itirazları da kapsar biçimde “davanın reddi” yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece davalı yanca asıl alacağa itiraz edilmeyip faiz oranına itiraz edilmekle ve ödeme emrinde faiz oranı açıkça belirtilmediğinden uygulanacak faiz oranının yasal faiz oranı olarak kabulü gerektiği gözetilerek, davanın kabulüyle itirazın iptaline, 47.807 YTL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanarak, davalıdan tahsiline, icra inkar isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 25.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Somut olayda, asıl borçlu tarafından kat ihtarına itiraz edilmediği anlaşılmakla, İİK.nun 150/ı maddesi gereğince hesap kat ihtarnamesindeki miktar kesinleşmiş olup, borçlu alacak miktarına yönelik iddiaları icra mahkemesinde ileri süremez ise de; İİK.nun 149/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı kanunun 33/1-2 maddesine göre itfa ve imhal nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep edebileceği gibi, takipte istenilen miktarın ihtarnameye uygun olmadığını ve itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlu şirketin temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarını, ayrıca işleyecek faiz oranını şikayet konusu yapabilir. İhtarnamede belirtilen borç miktarları, asıl borçlunun itiraz etmemesi nedeni ile kesinleşmiş ise de; borçlunun icra mahkemesine başvurusunda ihtarnamedeki borcu kabul etmediği, ihtara ilişkin itiraz ettiğini ileri sürdüğü görülmektedir....

                    Madde 88 de"faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz." düzenlemesi ve Madde 120 "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz....

                      UYAP Entegrasyonu