DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, Evlenmenin İptali (Mutlak Butlan Sebebiyle) hukuki nedenine dayalı boşanma davasıdır. İlk derece mahkemesince davacının ispatlanamayan davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, Evlenmenin İptali (Mutlak Butlan Sebebiyle) hukuki nedenine dayalı boşanma davasıdır. İlk derece mahkemesince davacının ispatlanamayan davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacının 07/09/2018 evlenme tarihi itibariyle sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunduğu, bu akıl zayıflığının evlenmeye engel teşkil edeceğinin rapor edildiği, evliliğin batıl olduğu gerekçesiyle açılan davanın kabulü ile TMK 145 maddesi gereğince evliliğin mutlak butlan sebebi ile iptaline, karşı davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydına, karşı dava için 13/01/2020 tarihinde kadın için verilen tedbir nafakasının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulünü, karşı davanın tefrikini ve bekletici mesele yapılmamasını, taraflar arasındaki evliliğin boşanma ile sonlandırılmamasını istinaf etmiştir....
Aile Mahkemesinin 21/01/2015 tarihli 2014/535 Esas-2015/39 Karar sayılı kararının incelenmesinde, davacı T1 tarafından davalılar T5 ve Sedef Aktaş aleyhine mutlak butlan sebebi ile açılan evlenmenin iptali davasında TMK'nın 145/2. maddesi gereğince eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunmasının mutlak butlan sebebi olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilerek T5 ile Sedef Aktaş'ın 04/11/2013 tarihinde yapmış oldukları evliliğin iptaline karar verildiği ve kararın temyiz edilmemesi üzerine 21/05/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Davanın kanuni dayanağının Türk Medeni Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu olduğu belirlenmiştir. Sadakat yükümlülüğünün ihlali halinde Türk Medeni Kanunu 161 ve devamı, 174, 185. maddesi hükümleri uyarınca, boşanma veya ayrılık ile birlikte bu olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf yararına manevi tazminata da hükmedilebilir. Bu talepler, evlilik birliğini kuran eşler arasında ileri sürülebilir niteliktedir....
YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir. TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır. Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır. Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır....
Dava, kat malikleri kurulu toplantısının iptali istemine ilişkindir. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 33. maddesi "Kat malikleri kurulunca verilen kararlar aleyhine, kurul toplantısına katılan ancak 32. madde hükmü gereğince aykırı oy kullanan her kat maliki karar tarihinden başlayarak bir ay içinde, toplantıya katılmayan her kat maliki kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her halde karar tarihinden başlayarak altı ay içinde anagayrimenkulün bulunduğu yerdeki sulh mahkemesine iptal davası açabilir; kat malikleri kurulu kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumlarda süre koşulu aranmaz" hükmü düzenlenmiştir....
Herhangi bir mahkeme tarafından mutlak butlanla malul bir karar olduğuna hükmedilmediği sürece hukuken geçerli olan boşanma kararlarından sonra eski eşlerin bir arada yaşamasını yasaklayan kanuni bir düzenleme bulunmadığından; boşanmanın hileli davranış olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Kaldı ki, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesinde, "evliliğin en az bir yıl sürmesi ve eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı; hakimin, tarafların iradelerini serbestçe açıkladıklarına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması halinde de boşanmaya hükmolunacağı vurgulanmaktadır....
Hukuk Dairesinin 22/01/2018 gün ve 2017/1129 E.- 2018/360 K. sayılı ilamı ile davacıların (vekilleri) toplantıya katıldıkları, iptali istenen kararların yokluk ve mutlak butlanla batıl kararlardan olmadığı, buna göre davanın 1 aylık hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, davanın süre yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, bozma ilamına uygun verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, davacılardan peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 10/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, Tapu Müdürlüğü Müfettişlerince maliklerin imzası ve bilgisi olmaksızın taşınmazın satıldığının tespit edilmesi üzerine malik olduğu 104 ada 29 parsel sayılı taşınmazın bilgisi ve imzası olmaksızın davalıya satış suretiyle temlik edildiğinden haberdar olduğunu ileri sürerek taşınmazın payı oranında tapusunun iptali ile adına tesciline karar verilmisini istemiştir.Davalı, taşınmazı iyiniyetle iktisap ettiğini, taşınmaz bedelini ödediğini, tapu kayıtlarında ayrıca araştırma yapmadığını ve bu sorumluluğunun kendisine yüklenemeyeceğini, yolsuz tescil var ise devletin sorumlu olması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, resmi senet aslının mevcut olmaması sebebiyle imza incelemesinin mümkün olmadığı, tapu satış senedi aslı mevcut olmadığından tapudaki devir işleminin mutlak butlanla batıl olduğu, tescilin yolsuz olduğu, davalının ilk...
in, evlenme sırasında babasının sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunmasından dolayı katılanla olan evliliğinin mutlak butlanla batıl olduğu iddiasıyla 18.01.2011 tarihli evliliğin iptali davasını açtığı ve 05.05.2011 tarihinde sanık ...'...