Dosya içinde bulunan belge ve bilgilerin incelenmesinden; iptali istenen kat malikleri kurulu kararlarının 01.10.2012 tarihinde alındığı, davacının toplantıya katılmadığı ve eldeki davayı da yasanın aradığı altı aylık süre geçtikten sonra 21.06.2013 tarihinde açtığı, iptali istenen 01.10.2012 tarihli kat malikleri kurulu toplantısında; yönetici ve denetçi seçimi, yöneticiye avukat tutma, süresinde ödenmeyen giderlere ilişkin yüzde beş gecikme tazminatıyla tahsilat yapma, bina görevlisi alma ve sözleşme yapma yetkileri verilmesi kararları alındığı ve işletme projesi oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Alınan kararların yok hükmünde veya mutlak butlanla geçersiz olmadığı anlaşıldığına göre yukarıda anılan Yasa maddesine göre davanın süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....
toplantıda yönetici olarak iki kişi seçilmesinin kanuna aykırı olduğunu, yönetici seçimi ve yönetim kurulu usulüne uygun oluşturulmadığından aynı kanunun 33. maddesi uyarınca yöneticiler tarafından alınan kararların mutlak butlanla yok hükmünde olduğunu ve kararların iptali için hakimin müdahelesi gerektiğini, tarafının 03.02.2014 tarihli karar ile icraya verilmesine ilişkin kararın ve usulüne uygun kurulmayan yönetim kurulu ve yöneticilerin görev yaptıkları dönemde aldıkları kararların mutlak butlanla yok hükmünde sayılarak icralarının durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı kadın vekili, cevap dilekçesinde; mutlak butlan nedeniyle iptal davası ile akıl hastalığı sebebine dayalı boşanma davasının reddine, davalı yararına aylık 800,00- TL ve müşterek çocuk yararına aylık 400,00- TL tedbir nafakasına, mahkemenin boşanmaya karar vermesi halinde bu nafakaların yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacının mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali ve akıl hastalığı sebebiyle açılan boşanma davalarının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Davacı erkek vekili; kararın tümüne yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Dava; akıl hastalığı (TMK md. 165) nedeniyle boşanma davası ve mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali davasına ilişkindir....
B.. tarafından eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması nedenine dayanılarak mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali talep ve dava edilmiştir. Sona ermiş bir evliliğin mutlak butlanı Cumhuriyet Savcısı tarafından re'sen dava edilemez; fakat her ilgili, mutlak butlanın karar altına alınmasını isteyebilir (TMK m.147/1). Evliliğin iptali istenen eşlerden M. S. 05.01.2013 tarihinde ölmüş, evliliğin iptali davası ise 20.02.2013 tarihinde açılmıştır. Dava tarihinde evlilik ölümle sona ermiş bulunduğundan, Cumhuriyet Savcısı evliliğin iptali davası açamaz. Davanın bu sebeple reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde davanın esastan reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Davacının mutlak butlanla batıl olduğunun tespitini ve iptalini istediği 26/09/2020 tarihli olağanüstü ortaklar kurulu (veya genel kurul) kararının bulunduğu ispat edilemediğinden davacının bu kararın batıl olduğunun tespiti ve iptali talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı ayrıca, davalı şirkete ait taşınmazın kiralanmasına ve tapuya şerh edilmesine ilişkin kararın iptalini de istemiş ise de; kira sözleşmesinin tarafı ve tapuya şerhin lehtarı olan dava dışı kiracı ...Şti.'nin taraf olmadığı bu davada ve ilgili kiracı şirketin haklarını etkileyecek şekilde, bu şirkete savunma hakkı da tanınmadan karar verilmesinin mümkün olmadığı belirlenmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evliliğin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması (TMK.md. 145/4) sebebiyle mutlak butlan evliliğin iptali isteğidir. Davalılar, evlenmeye engel teşkil edecek derece yakın hısım olmadıkları ve bu duruma yol açan nüfus sicilindeki kayıtların hatalı olduğunu savunmuştur. Mahkemece, 08.07.2010 tarihli oturumda “davalılara nüfus kayıtlarını düzeltmek için süre verilmesine, bu konuda dava açtıklarında mahkemeye bilgi verilmesine” denilmiş, 23.11.2010 tarihli celsede de verilen sürede nüfus kaydının düzeltilmesi davası açılmadığından, evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptaline karar verilmiştir....
Yokluk nedeniyle iptali istenen 07.09.2009, 04.08.2010, 13.07.2011 ve 28.12.2011 tarihli kat malikleri genel kurul toplantısında alınan kararların tamamı yok hükmünde veya mutlak butlanla hükümsüz kararlar olmayıp iptal edilinceye kadar geçerli olan kararlardandır. Davanın, bir ay ve altı ay dava açma süresi içerisinde açılmadığından süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece; davacının iptali istenen toplantıya katılarak olumlu oy kullandığı, dolayısıyla dava açma hakkının dahi bulunmadığı, bir an için toplantıya katılmadığı düşünülse bile bu kez kanunun aradığı 6 aylık dava açma süresinin de geçtiği bundan ayrı olarak iptali istenen kararın yok veya mutlak butlanla hükümsüz olmasının da sözkonusu olmadığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İş Mahkemesinin 2012/599 Esas sayılı itirazın iptali davası açıldığını, Adana 3. İş Mahkemesinin 2012/599 Esas sayılı itirazın iptali davasının yargılaması sırasında davacı ...'na evliliğin butlanla sakat olduğuna dair Aile Mahkemesinde dava açmak üzere süre verilmesine üzerine iş bu davanın açıldığını, davalı ... C. ile ... C. ile nikahlarına ilişkin ......
Dosya kapsamından teyze yeğen olan davalıların 30.11.2006 tarihinde yaptıkları evliliğin mutlak butlanla batıl olması sebebiyle T.M.Y.'nın 129., 145 ve 14. maddeleri gereğince evlenme kaydının iptalinin istendiği anlaşılmaktadır. Tarafların nufus kayıt adreslerinin ... olduğu yine bu adreste olduklarının Gölbaşı İlçe Emniyet Müdürlüğünün 1/11/2011 tarihli ve Yüreğir Emniyet Müdürlüğünün 28/4/2011 tarihli yazı cevaplarından da anlaşılmış olmakla davaya TMK 160. madde yollamasıyla 168. madde gereğince davalıların yerleşim yeri olan Kızıltepe Aile Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Kızıltepe Aile Mahkemesinin YETKİLİ MAHKEME OLARAK BELİRLENMESİNE 16/10/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....