Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Açıklanan nedenlerle, yanlış beyana dayalı olarak oluşturulan nüfus kaydının iptali davasına, asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi yerine aile mahkemesinde bakılarak işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkil yerine, ablası Mükerrem Koç'un nüfus kaydında görünen evlilik ve boşanma kayıtlarının silinerek müvekkil hanesine yazılması suretiyle nüfus kaydının düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili yerine ablası ...’un nüfus kaydında görünen evlilik ve boşanma kayıtlarının silinerek müvekkil hanesine yazılması suretiyle nüfus kaydının düzeltilmesini istemiş davayı Nüfus Müdürlüğü ve baba Mehmet Koç mirasçıları aleyhine açmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Evlilik Kaydının İptali - Ölüm Kaydının Nüfusa İşlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İncelenmesi gerekli görülen; 1-... Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/523 soruşturma sayılı dosyasının, 2-.... TC kimlik numaralı .. .... kızı 1977 doğumlu ..... aile nüfus kayıt tablosunun eklenerek birlikte gönderilmek üzere mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 16.05.2013 (Per.)...
un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakan babası ...’nun 300 parsel sayılı taşınmazdaki 11 numaralı bağımsız bölümünü davalı kızı ...’e mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak temlik ettiğini, devir nedeniyle saklı payının ihlal edildiğini, kendisinin evlilik dışı çocuk olması nedeniyle mirasbırakanın diğer çocuklarından ayrık tutulduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, mümkün oldığı takdirde payı oranında bedelin tahsiline karar verilmesini istemiş, öninceleme de davacı vekili terditli olarak tenkis talepleri olduğunu bildirmiş, mahkemece de önincelemede uyuşmazlık tapu iptali ve tescili olmadığı takdirde tenkis olarak tespit edilmiştir....
payı oranında adına tapuya tescili isteğinde bulunulmuş ,eldeki dava dosyasında ise, katkı payı alacağı istenilmiştir....
“Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Önemle vurgulanmalıdır ki; nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi, tanık dahil her türlü kanıta başvurulabilir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Somut olaya gelince, iddianın ileri sürülüş biçiminden davacının velayeti altında oğlunun nüfus kaydındaki adının değiştirilmesini talep ettiği, yukarıda yazılı olduğu üzere adın değiştirilmesine yönelik taleplerin asliye hukuk mahkemelerinde görüleceği açıktır....
Tarafların evliliğinin, 7.2.1983 tarihinde, 2526 sayılı “Bir Evlenme Akdine Dayanmayan Birleşmelerden Doğan Çocukların Neseplerinin Düzeltilmesine ve Bu Birleşmelerin Evlilik Olarak Tesciline İlişkin Kanun” (R.G. 22.Eylül.l981 tarih ve 17466 sayı) hükümlerine göre, fiili birleşmenin evlilik olarak tescili suretiyle nüfusa tescil edildiği görülmektedir. Bu Kanun, evlendirmeye yetkili merciler önünden yapılmış bir evlenme olmaksızın, birleşip karı koca gibi yaşamış olanların, bu birleşmelerinin, kanuni bir engel bulunmamak koşuluyla “evlilik” olarak tescili için tarafların yazılı isteğini aramaktadır, (m. 3) Evlenmenin tesciline ilişkin dayanak belgedeki, davacının ismi altındaki imzanın, onun eli ürünü olmadığı 21.2.2012 tarihli ...raporunda bildirilmiştir. Davacının 30.11.1982 ila 30.7.1984 tarihleri arasında fiili askerlik hizmetini yaptığı Askerlik şubesi tarafından mahkemeye bildirilmiştir. Askerde iken almış olduğu izinlere ait bilginin şubelerinde olmadığı belirtilmiştir....
Mahkemece, davanın kabulüne 2363 ada 23 parsel üzerindeki 2 nolu bağımsız bölüme ilişkin 30.05.2007 tarihli satışın iptaline, davalı ... üzerindeki tapu kaydının iptaliyle davalı eş ... adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu taşınmaz, 12.05.2006 tarihinde satış yoluyla davalı ... adına tescil edilmiş, 30.05.2007 tarihinde satış yoluyla davalı ...’e devredilmiştir. Dava; muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptaliyle davalı eş adına tapuya tescili ile taşınmaz üzerindeki katılma alacağına ilişkin olup, mahkemece katılma alacağına ilişkin dava dosyası tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmiş ve yargılamaya muvazaa iddiası yönünden devam olunmuş, yazılı şekilde karar verilmiştir. Davacı vekili, taraflar arasındaki boşanma davası devam ederken, davalı kocanın evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazı muvazaalı olarak diğer davalıya devrettiğini ileri sürerek istekte bulunmuştur....
Mahallesinde kain 702 ada, 3 parselde kayıtlı taşınmazın evlilik birliği içerisinde satın alındığı iddiası ile gayrımenkulün davalı 3. kişiye devrine ilişkin tapu iptali ve müvekkili adına tapuda 1/2 hisse olarak tesciline karar verilmesini talep etmiş, mahkemede buna ilişkin değerlendirme yapıp karar vermiştir....
belirtildiği üzere 1991 doğumlu davacı Ahmet'in kayden anne ve babası olarak görünen Emin ve Fatma'nın çocuğu olmadığına dair talep gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olduğu gibi anne ile çocuk arasında soybağı doğum ile kurulacağından gerçek annenin de Zeynep olduğuna dair talep nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Diğer yandan, gerçek anne ve babası olduğu iddia edilen Mehmet ve Zeynep'in 02/07/2001 tarihinde resmi olarak evlenmiş olmaları nedeniyle, davanın kabulü halinde davacının anne ve babasının evlilik birliğine tescil edileceği, dolayısıyla anne ve baba arasındaki soybağının hakim hükmüyle değil TMK'nın 292. maddesi gereği kurulacağı açıktır. Dolayısıyla talep bir bütün olarak 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davası olup nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi görevlidir....