Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilahare dosya ve içerisindeki Bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, evlilik birliği içinde birlikte kazanılan kooperatif hissesinin ... mülkiyete dönüşmesi sonucu davalı adına oluşan tapu kaydının 1/ 4 payının iptal ve tescili istemi ile açılmıştır. Sicilde taraflardan biri adına kayıtlı bulunan bir taşınmazın, gerçekte maddi katkı sağlanmak karşılığı ortak alındığı ... sürülerek kaydın kısmen veya tamamen adına tashihini isteyen diğer tarafın bu isteğinin kabul edilebilmesi için, aralarında yazılı sözleşme bulunması gerekir. Böyle bir sözleşme yoksa davacının mülkiyet aktarımı için geçerli bir hukuki nedene dayandığından söz edilemez ve ayın (mülkiyet) iddiası dinlenemez. Salt bedelin davacı tarafından ödenmiş olması veya eşler arasında temsil ilişkisinin bulunması da kaydın iptalini gerektirmez. Bu iddiada bulunan taraf ancak katkı payının varlığını kanıtlarsa bu oranda karşı taraftan tazminat isteyebilir....

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Tarafların İddia ve Savunmaları: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 05/02/2019 tarihli tescil işlemi ile Türk vatandaşlığını kazandığını, müvekkilinin halen aynı zamanda Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu, müvekkilinin 21/10/2018 tarihinde şahitler huzurunda Hanan Sheikh Khalil ile Kahire'de evlendiğini, bu evlilik işleminin süresi içerisinde vatandaşlığı kazandığı ülke olan Türkiye Cumhuriyeti nüfus kayıt sicillerine işlenmediğini, müvekkilinin vatandaşlık kazandığı 05/02/2019 tarihinde müvekkilinin daha önce evli olduğunu beyan etmesi gerektiğini bilmediğinden bu hususta beyanda bulunmadığını ve bu sebeple vatandaşlık kazanırken bekar olduğu varsayılarak nüfus kaydı oluşturulduğunu, bu sebeple nüfus kaydındaki bekar kaydının evli olarak tashih edilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulü ile müvekkilinin nüfus kaydının medeni hali kısmında yer alan bekar kaydının evli olarak düzeltilmesini talep ve dava etmiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Evlilik Kaydının İptali - Ölüm Kaydının Nüfusa İşlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İncelenmesi gerekli görülen; 1-... Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/523 soruşturma sayılı dosyasının, 2-.... TC kimlik numaralı .. .... kızı 1977 doğumlu ..... aile nüfus kayıt tablosunun eklenerek birlikte gönderilmek üzere mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 16.05.2013 (Per.)...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkil yerine, ablası Mükerrem Koç'un nüfus kaydında görünen evlilik ve boşanma kayıtlarının silinerek müvekkil hanesine yazılması suretiyle nüfus kaydının düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili yerine ablası ...’un nüfus kaydında görünen evlilik ve boşanma kayıtlarının silinerek müvekkil hanesine yazılması suretiyle nüfus kaydının düzeltilmesini istemiş davayı Nüfus Müdürlüğü ve baba Mehmet Koç mirasçıları aleyhine açmıştır....

        Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Açıklanan nedenlerle, yanlış beyana dayalı olarak oluşturulan nüfus kaydının iptali davasına, asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi yerine aile mahkemesinde bakılarak işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir....

          Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararı) Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, 4787 sayılı Kanunun 4'ncü maddesi kapsamı dışında olup, aile mahkemelerinin görevine girmez. Asliye hukuk mahkemelerinin görev alanına giren nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarında, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi gereği, nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Somut olayda dava, davacı ...'nin ... ile ... çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin Nezaket Akça, gerçek babasının da Durmuş Akça olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosya içerisinde bulunan ...,...,...'...

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davalılar Mustafa ve Türkan'a ait nüfus kaydının, bu ikisinin varsa evlilik tarihlerini gösterecek şekilde çıkartılıp gönderilmesi, 2-... ve Uğur isimli çocuklar bu ikisinin üzerinde kayıtlı iseler, bu çocukların nüfusa tescilinin dayanağı olan belgelerin eklenerek birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 13.06.2011 (Pzt.)...

              Tarafların evliliğinin, 7.2.1983 tarihinde, 2526 sayılı “Bir Evlenme Akdine Dayanmayan Birleşmelerden Doğan Çocukların Neseplerinin Düzeltilmesine ve Bu Birleşmelerin Evlilik Olarak Tesciline İlişkin Kanun” (R.G. 22.Eylül.l981 tarih ve 17466 sayı) hükümlerine göre, fiili birleşmenin evlilik olarak tescili suretiyle nüfusa tescil edildiği görülmektedir. Bu Kanun, evlendirmeye yetkili merciler önünden yapılmış bir evlenme olmaksızın, birleşip karı koca gibi yaşamış olanların, bu birleşmelerinin, kanuni bir engel bulunmamak koşuluyla “evlilik” olarak tescili için tarafların yazılı isteğini aramaktadır, (m. 3) Evlenmenin tesciline ilişkin dayanak belgedeki, davacının ismi altındaki imzanın, onun eli ürünü olmadığı 21.2.2012 tarihli ...raporunda bildirilmiştir. Davacının 30.11.1982 ila 30.7.1984 tarihleri arasında fiili askerlik hizmetini yaptığı Askerlik şubesi tarafından mahkemeye bildirilmiştir. Askerde iken almış olduğu izinlere ait bilginin şubelerinde olmadığı belirtilmiştir....

                İlk derece mahkemesince davanın "Evlilik Birliğine Hakimin Müdahalesi" olarak nitelendirildiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 195. maddesi gereğince, "evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler." Evliliğin genel hükümleri içerisinde yer alan ve birliğin korunmasını amaçlayan düzenleme uyarınca, ana ve babanın, velayet hakkının kapsamı içerisinde yer alan çocuğun adı konusunda anlaşmazlığa düşmeleri halinde, ana ve baba ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Ancak söz konusu hükmün uygulanabilmesi için, evlilik birliğinin devam ediyor olması gerekmektedir, Taraflar 01.06.2017 tarihinde kesinleşen kararla boşanmış olup evlilik birliği sona ermiştir. Dava ise 06.10.2017 tarihinde açılmıştır....

                “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Önemle vurgulanmalıdır ki; nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi, tanık dahil her türlü kanıta başvurulabilir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Somut olaya gelince, iddianın ileri sürülüş biçiminden davacının velayeti altında oğlunun nüfus kaydındaki adının değiştirilmesini talep ettiği, yukarıda yazılı olduğu üzere adın değiştirilmesine yönelik taleplerin asliye hukuk mahkemelerinde görüleceği açıktır....

                UYAP Entegrasyonu