Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut uyuşmazlıkta dava, mahkemenin nitelediği üzere mükerrer nüfus kaydının iptali olmayıp davacı ...'in evlilik hanesi ile bekarlık hanesi arasında bağ bulunmadığından evlilik hanesi ile bekarlık hanesi arasında bağ kurulması istemine ilişkindir. 1. Davacı ... ile anne ve babasının nüfus kayıtları arasında bağ olmadığı için öncelikle davacının ... ve ... kızı olup olmadığının tespiti gerektiğinden anne ve baba olduğu iddia edilen ... ve ... mirasçılarının verilecek karar ile miras hakları etkileneceğinden mirasçılarının tespiti ile mahkemece bu kişilerin re'sen davalı sıfatı ile davaya katılmaları sağlandıktan ve varsa delilleri toplanarak işin esasının incelenmesi gerekirken bu husus gözetilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi, 2....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının nüfus kaydında mükerrer olan kaydının iptali ile evlilik kaydının düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili ...'nun nüfus kütüğünde mükerrer olan kaydının iptali ile evlilik kaydının buna göre düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; 1943 doğumlu BSN:3 no'lu ......

      ın biyolojik babasının annesi ... ile resmi evlilik ilişkisi olmayan ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında dava, davacıların murisi...'ın, annesi ....e'nin nüfus kaydından babası olduğunu iddia ettikleri ...'nın nüfus kaydına taşınması isteği biyolojik anne ....ın evlilik ilişkisi olmadığından Türk Medeni Kanunu'nun 301. Maddesi kapsamında babalığın hükmen tespiti niteliğindedir. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup Aile Mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise asliye hukuk mahkemesinde bakılır....

        Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararı) Somut olayda; davacı ... 01.01.1972 doğumlu olarak amcası ... ile davacının gerçek annesi ...'ın evlilik hanesine baba beyanı üzerine 16/07/1976 tarihinde nüfusa tescil edilmiş, gerçek annesi İkramiye ile baba olduğu iddia edilen ... 26/04/1956 tarihinde evlenmişlerdir. Davacı iddiasının kabulü halinde çocuk, anne ve babasının evlilik birliğine tescil edilecek, dolayısı ile anne ve baba arasındaki soybağı TMK.nin 282. maddesi gereği kurulacaktır. Davacı vekili, ...'ın kaydının baba yönünden düzeltilmesini istemiştir. Davacı iddialarının kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi; ...'ın kayden baba görünen ... yönünden nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe kaydedildiğinden ve tarafların bundan haberdar olduklarından söz edilmesi gereklidir....

          Davacı, dava dilekçesinde düğünde takılan 6 adet bileziğin evlilik sırasında bozdurularak tarla alındığını tarlanın ise satılıp davalının Bağ- Kur borcu kapatılarak emekli olması için harcandığını iddia etmiş, davalı ise cevap dilekçesinde, dava konusu ziynetlerin bozdurularak elde edilen para ile davacının geçirdiği ameliyat giderlerinin karşılandığını beyan etmiş, yeminli beyanında ise müşterek çocukların evlilik masrafları için kullanıldığını belirtmiştir. Buna göre davalı yazılı ve sözlü beyanı ile ziynetlerin varlığını ve evlilik birliği içinde bozdurulduğunu kabul etmiştir....

            nın nüfus kaydında ... olan anne adının gerçek anneleri olan "..." olarak düzeltilip tescili istenilmiştir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalılar ..., ...,..., ... ve ... ile ölü ...'nın davalı ...'dan oldukları halde babalarının resmi eşi ... üzerine kaydedildiklerini bildirerek adı geçen davalıların ... olan anne kaydının iptali ile annelerinin ... olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, anne kaydı düzeltilecek kişilerin evlilik birliği içinde doğdukları, dolayısı ile davanın soybağının tespiti niteliğinde olduğu ve aile mahkemesinin görevli olduğundan bahisle mahkemenin görevsiz olması nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dava, nüfus kütüğündeki anne kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir....

              Ancak; Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; Dava hatalı nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olmakla beraber sonucu itibariyle soybağını da yakından ilgilendirdiğinden, mahkemece ...'un annesinin ... ... olup olmadığının DNA araştırması yapılarak tespitinden sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, sadece davacı ve davalı beyanları ile tanık ifadeleri yeterli bulunarak davanın kabulü, Kabule göre de; 1- Davalı olarak gösterilen ...'ın gerçek adının ... olduğu 07.04.2010 tarihli tutanakta yazıldığı halde ... olarak yazılması ve gerekçeli karar ile temyiz dilekçesinin ... olarak tebliğ edilmesi, 2-Sadece ...'un ...'nin (...) oğlu olduğunun tespiti ile yetinilmesi gerekirken, tespitle beraber ...'un ...'nin Zekeriya ile evlilik hanesine nakli ile tescili, 3- ... ile ...'un kararda T.C. Kimlik numaralarının yazılmamış olması, 4- Dosyada bulunan nüfus kaydından, açılan bu dava ile hukukları etkilenecek olan ...'...

                köyündeki 10 ada 17 sayılı parselde kayıtlı olan taşınmazı 2009 yılında müvekkiline annesinin hibe ettiğini, ... köyündeki iki adet taşınmazı ise müvekkili ile eşinin birlikte aldıklarını, bu taşınmazların mal ortaklığı rejimine girdiğini müvekkiline annesinin bağışladığı taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkil adına, diğer taşınmazların da davalı adına olan tapu kaydının 1/2 hissesinin iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde tüm taşınmazların müvekkilinin emek ve kazancı ile alındığını, evlilik birliği içinde bu davanın açılamayacağını belirtmiştir. Asliye Hukuk Mahkemsinde yapılan yargılama sırasında ise davacı vekili 27/05/2016 tarihli celse de; tarafların ......

                  ın 11.09.1983 tarihinde evlendiklerini, tarafların aralarındaki geçimsizlik nedeniyle ayrı yaşadıklarını ve boşanma davasının devam ettiğini açıklayarak tarafların evlilik birliği içinde ortak gelirleri ile alınan ve sonrasında üzerine ev yapılan 1033 parselin muvazaalı bir şekilde davacının kayınpederi olan diğer davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek sırasıyla; davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, davacının arsanın kendisine ait olduğu düşüncesi ile ev yaptığından TMK.nun 724.maddesi uyarınca uygun bir tazminat karşılığında davacı adına tescilini, sebepsiz zenginleşme nedeniyle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000.000 TL tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesini, müşterek konut olduğundan davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davalı eş ... adına tescilini, tüm bu taleplerin reddi halinde de davacının eve yaptığı katkı belirlenerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000.000 TL'nin yasal faizi ile birlikte...

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı ..., davalının evlilik vaadinde bulunması üzerine 5 numaralı bağımsız bölümü üçüncü kişiden davalı adına satın aldığını, ancak daha sonra davalının evi terk ettiğini ve boşandıklarını, davalının kendisini kandırdığını ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescili isteminde bulunmuş, yargılama sırasında ölümü üzerine kızı ... davaya devam etmiştir. Davalı, hile iddiasının doğru olmadığını, taşınmazın mihr olarak alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazın davacının serbest iradesi ile davalı adına satın alındığı ve irade sakatlığının söz konusu olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

                      UYAP Entegrasyonu