ın nüfus kaydının incelemesinde ...'in ... ile evli olduğu, ...'ın ise ...'in kız kardeşi ile evli olduğu bildirilerek ... ve ...'ın evlilik kaydının düzeltilmesi istendi. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı nüfus müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyanın incelenmesinden, evlilik kaydında düzeltme yapılması istenilen ... ve ...'ın ölü olduğu ve mirasçılarının tamamının davaya dahil edilmediği anlaşılmıştır. Kaydın düzeltilmesiyle bu kişilerin de mirasçılık ve soybağı haklarının etkilenebileceği gözetilerek mahkemece ... ve ...'ın mirasçıları usulünce tespit edildikten sonra bu kişilerin tamamının davaya dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra tüm deliller toplanıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı ..., evlilik birliği içinde alınmış olan taşınmazın davalı ... tarafından diğer davalıya satıldığını belirterek tapu kaydının iptali ve kendisi ile davalı ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... ve davalı ... vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tescil istendiği gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :İntifa Hakkının Tescili - Aile Konut Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın aile konutu olduğunu ileri sürdüğü taşınmazın intifa hakkını elinde bulunduran kocasının, bu intifa hakkını kendisinin izni ve haberi olmadan, ilk evliliğinden olma oğluna satış sureti ile devrettiğini, taşınmazın aile konutu olması nedeniyle bu devrin geçersiz olduğunu ileri sürerek intifa hakkının yeniden davalı koca ... . adına tescili ile taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın ispat edilemediği gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. Yargılamanın devamı sırasında karar verilmeden önce, davacı kadının eşi olan davalı ... ölmüş ve evlilik birliği ölümle sona ermiştir....
Somut olayda; davacı tarafından, evlilik birliği içinde edinilen ve davalı eş İstem ...adına kayıtlı olan aracın evlilik birliği devam ederken davalı eş tarafından muvazaalı olarak diğer davalıya satılması nedeniyle satışın iptali, davalı eş adına tescili, talep yerinde görülmezse araç bedelinin 1/2 si olan 10.000 TL nin davacıya ödenmesine ilişkin davada Türk Medeni Kanununun mal rejimlerine ilişkin hükümlerinin tartışılması gerekecektir. 4787 sayılı Kanunun 4. maddesine göre Türk Medeni Kanununun 2. kitabından, 3. kısım hariç olmak üzere kaynaklanan bütün davalara bakmak görevi Aile Mahkemesine aittir. Bu durumda uyuşmazlığın ... 10. Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1086 sayılı HMUK'un 25 ve 26. (6100 sayılı HMK.’nın 21. ,22. ve 23.) maddeleri gereğince ... 10. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 05.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da davayı soybağı davası hâline dönüştürmeyecektir. Nüfus kayıt düzeltim davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup her türlü delil ile ispatlanabilen davalardır ve süreye bağlı olmadan açılabilecektir. Somut olayda; davacının talebi, anne ile evlilik bağı olmadan soybağı ilişkisi kurulan davalı T8 davacının miras bırakanı Hamit Kemal Yıldırım'ın biyolojik oğlu olmadığının tespiti ile nüfustan silinmesine ilişkin olup, davacı yönünden soybağının reddi davasıdır. Dava kabul edildiğinde davacının miras bırakanı Hamit Kemal Yıldırım'ın davalı ile olan soybağı ilişkisi ortadan kalkacak, evlilik dışı doğum olması nedeniyle annenin kızlık hanesine kayıt olacaktır. Bu da nesebi etkilediği gibi elbetteki mirasçılık durumunu da etkileyecektir....
Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararı) Somut olayda; Alperen evlilik dışı ve 09.07.2006 doğumlu olarak davalı anne ... hanesine 09.07.2007 tarihinde baba adı.... olarak, davacı ile davalının 15.07.2010 tarihinde evlenmelerinden sonra ise tarafların yazılı müracaatı üzerine 27.07.2010 tarihinde davacının nüfusuna tescil edildikten sonra davacı ile davalının 20.02.2013 tarihinde boşandıkları tespit edilmiştir. Davada, Alperen'in baba yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. İddianın kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi, ....'in kayden babası görünen davacı ... yönünden nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe kaydedildiğinden ve tarafların bundan haberdar olduklarından söz edilmesi gereklidir. Bu yönden davanın soybağı ile bir ilgisi bulunmamaktadır....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2- 36- 47 sayılı kararı). Somut olayda davacının dava dilekçesindeki anlatımına göre, Suriye vatandaşı olan davacı ile Türk vatandaşı davalı T3 evlilik dışı ilişkisinden T9 ve Tahir Gören isimli müşterek çocuklarının dünyaya geldiğini belirterek, soy bağı esasına göre Türk Vatandaşlığını kazanmalarına dayanak teşkil etmek üzere davalı T3 müşterek çocuklar T9 ve Tahir Gören’in babası olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Bu durumda Suriye vatandaşı olan davacı ile Türk vatandaşı davalı T3 arasında evlilik ilişkisinin bulunmadığına, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği iddiası söz konusu olmadığına göre, davacının talebi Türk Medeni Kanunu'nun 301 inci maddesi kapsamında babalığın hükmen tespiti niteliğindedir....
nin evlilik dışı ilişkisinden olduğu ve 25.02.2009 tarihinde öldüğü belirtilerek ...'nin gerçeğe uygun şekilde ... ...'nin kızlık hanesine ölü olarak kaydedilmesi ve bu suretle nüfus kaydının düzeltilmesine karar verilmesinin istendiği, mahkemece davanın kabulüne ve ...'nin, ... ve ...'nin hanesindeki kaydının iptali ile ... ...'nin evlilikdışı çocuğu ve ölü olarak ... ...'nin kızlık hanesine kaydına karar verildiği, hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; ...'nin, ... ve ...'nin çocuğu olmadığı ve ... ...'nin evlilik dışı ilişkisinden olduğu halde gerçeğe aykırı beyanla nüfusa ... ve ...'nin hanesine 29.01.2007 tarihinde tescil edildiği, gerçekte ... ...'nin evlilik dışı ilişkisinden olduğu ve 25.02.2009 tarihinde trafik kazası sonucu öldüğü anlaşılmaktadır. Talep üzerine mahkemece, ...'nin, ... ve ...'nin hanesinden silinerek ... ...'nin kızlık hanesine kaydına karar verilmiş ise de; ... ...'...
Toplanan deliller ve dosya kapsamından davanın evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazın boşanma protokolü uyarınca tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya tescili, olmadığı takdirde bedelinin davalıdan tahsili isteğine ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK.nun m.118-395) kaynaklanan bütün davalara Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Aile mahkemesi kurulmayan yerlerde ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlanması gerekir (Yargıtay HGK.nun 16.11.2005 tarih ve 2/673-617 sayılı kararı). Görev, kamu düzenine ilişkin olup mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir....