Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a ait nüfus kayıtlarının incelenmesinden; Mehmet'in 15/08/1974 doğumlu olduğu, Kazım ve Kafiye'nin 13/12/1963 tarihinde evlendikleri, davacının iddiasının kabulü halinde çocuğun, anne ve babasının evlilik birliğine tescil edileceği, dolayısı ile anne ve baba arasındaki soybağının hakim hükmüyle değil, TMK'nin 282. maddesi gereği kurulacağı anlaşılmaktadır. Yukarıda gösterilen açıklamalar dikkate alındığında; davacı vekilinin talebi, bir bütün olarak gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına asliye hukuk mahkemesinde bakılır....

    Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararından). Somut olayda; çocuk .... 01.07.2010 doğumlu olarak ... ve .... çocuğu olarak baba... bildirimi üzerine 01.10.2010 tarihinde nüfusa tescil edilmiş, çocuğun gerçek baba ve annesi olduğu iddia edilen ... ve ... 02.11.2011 tarihinde evlenmişlerdir. Davacının iddiasının kabulü halinde çocuk ile anne ve baba arasındaki soybağı kurulacaktır. Davacı ana ve baba yönünden küçük....'in kaydının düzeltilmesini istemiştir. Davacının iddialarının kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi; .....'in kayden baba ve annesi görünen ... ve ... yönünden nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe kaydedildiğinden ve tarafların bundan haberdar olduklarından söz edilmesi gereklidir. Bu yönden davanın soybağı ile bir ilgisi bulunmamaktadır....

      nin evlilik dışı ilişkisinden olduğu ve 25.02.2009 tarihinde öldüğü belirtilerek ...'nin gerçeğe uygun şekilde ... ...'nin kızlık hanesine ölü olarak kaydedilmesi ve bu suretle nüfus kaydının düzeltilmesine karar verilmesinin istendiği, mahkemece davanın kabulüne ve ...'nin, ... ve ...'nin hanesindeki kaydının iptali ile ... ...'nin evlilikdışı çocuğu ve ölü olarak ... ...'nin kızlık hanesine kaydına karar verildiği, hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; ...'nin, ... ve ...'nin çocuğu olmadığı ve ... ...'nin evlilik dışı ilişkisinden olduğu halde gerçeğe aykırı beyanla nüfusa ... ve ...'nin hanesine 29.01.2007 tarihinde tescil edildiği, gerçekte ... ...'nin evlilik dışı ilişkisinden olduğu ve 25.02.2009 tarihinde trafik kazası sonucu öldüğü anlaşılmaktadır. Talep üzerine mahkemece, ...'nin, ... ve ...'nin hanesinden silinerek ... ...'nin kızlık hanesine kaydına karar verilmiş ise de; ... ...'...

        Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da davayı soybağı davası hâline dönüştürmeyecektir. Nüfus kayıt düzeltim davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup her türlü delil ile ispatlanabilen davalardır ve süreye bağlı olmadan açılabilecektir. Somut olayda; davacının talebi, anne ile evlilik bağı olmadan soybağı ilişkisi kurulan davalı T8 davacının miras bırakanı Hamit Kemal Yıldırım'ın biyolojik oğlu olmadığının tespiti ile nüfustan silinmesine ilişkin olup, davacı yönünden soybağının reddi davasıdır. Dava kabul edildiğinde davacının miras bırakanı Hamit Kemal Yıldırım'ın davalı ile olan soybağı ilişkisi ortadan kalkacak, evlilik dışı doğum olması nedeniyle annenin kızlık hanesine kayıt olacaktır. Bu da nesebi etkilediği gibi elbetteki mirasçılık durumunu da etkileyecektir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: ...'a ait evlilik kaydında (... Köyü) evlenerek ... ilçesi ... Köyü 551 cilt 6 haneden geldiği yazılmaktadır. ...'ın ... ilçesi ... Köyü 551 cilt 6 haneden kaydının varsa bu kaydında geldilerinin gönderilmesi için dosyanın mahali mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 15.03.2012 (prş)...

          Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır....

            Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2- 36- 47 sayılı kararı). Somut olayda davacının dava dilekçesindeki anlatımına göre, Suriye vatandaşı olan davacı ile Türk vatandaşı davalı T3 evlilik dışı ilişkisinden T9 ve Tahir Gören isimli müşterek çocuklarının dünyaya geldiğini belirterek, soy bağı esasına göre Türk Vatandaşlığını kazanmalarına dayanak teşkil etmek üzere davalı T3 müşterek çocuklar T9 ve Tahir Gören’in babası olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Bu durumda Suriye vatandaşı olan davacı ile Türk vatandaşı davalı T3 arasında evlilik ilişkisinin bulunmadığına, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği iddiası söz konusu olmadığına göre, davacının talebi Türk Medeni Kanunu'nun 301 inci maddesi kapsamında babalığın hükmen tespiti niteliğindedir....

            Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararı) Somut olayda; Alperen evlilik dışı ve 09.07.2006 doğumlu olarak davalı anne ... hanesine 09.07.2007 tarihinde baba adı.... olarak, davacı ile davalının 15.07.2010 tarihinde evlenmelerinden sonra ise tarafların yazılı müracaatı üzerine 27.07.2010 tarihinde davacının nüfusuna tescil edildikten sonra davacı ile davalının 20.02.2013 tarihinde boşandıkları tespit edilmiştir. Davada, Alperen'in baba yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. İddianın kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi, ....'in kayden babası görünen davacı ... yönünden nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe kaydedildiğinden ve tarafların bundan haberdar olduklarından söz edilmesi gereklidir. Bu yönden davanın soybağı ile bir ilgisi bulunmamaktadır....

              ın anne hanesindeki kaydının iptali ile baba hanesindeki kapalı kaydının açılmasını istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, evlilik dışı ... ve babası tarafından tanınan ...'ın anne hanesindeki kaydının silinerek, baba hanesine kaydedilmesini istemiş, mahkemece Türk Medeni Yasası hükümlerine göre evlilik dışı dünyaya gelen çocuğun anne hanesine annenin soyadı ile kaydının yapılması gerektiği ve nüfus idaresince de bu işlem gerçekleştirildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden davacının çocuğu ...'ın 29.10.2002 günü doğduğu ve Gaziantep 3. Noterliğinin 01.11.2002 gün ve 24671 yevmiye numaralı tanıma senedi ile ...'ın babası olduğunu iddia eden ... tarafından tanındığı, anne ... tarafından Gaziantep 2....

                Davacı, davalı Mahsuni ile boşandıklarını, davalıya ait 493 parselde kayıtlı (4) bağımsız bölüm numaralı meskenin aile konutu olduğunu, hak sahibi olan Mahsuni'nin,bu konutu, rızasını almadan boşanma davasından önce diğer davalı Serkan'a satış göstererek muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek, satış işleminin ve davalı Serkan üzerindeki tapu kaydının iptali ile taşınmazın eski malik davalı Mahsuni adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile taşınmazın Serkan üzerindeki tapu kaydının iptaline ve davalı Mahsuni adına tesciline karar verilmiş, kararı davalı Mahsuni temyiz etmiştir. İptal ve tescil isteği Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesine dayan-maktadır. Davacı ile davalı Mahsuni arasındaki evlilik birliği boşanma kararıyla sona ermiş, verilen boşanma kararı 01.02.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Bu dava ise, 31.07.2007 tarihinde açılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu