Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açıla boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince davacı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını dava dilekçesinde dayandığı vakıaları dinletmiş olduğu tanıklarla ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince esastan ret kararı verilmiş, karar davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir....
Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı kadının Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı davasının şartları oluştuğundan boşanma davasının kabulüne karar verilecek yerde davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.04.2018...
DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı - karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında evlilik birliğinin fiilen sona erdiğini, tarafların boşanmalarına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı erkeğin evlilik birliğinin devamı sırasında müşterek konutu terk ettiğinin sabit olduğu, evi terk etmesinden sonra eşi ve müşterek çocukla ilgilenmediği, davacının bu süreçte işe girerek çalışmaya başladığı, evlilik birliğine yönelik yükümlülüklerini yerine getirmediği, davalı davacı erkek davacı kadının alkol sorunu olduğunu iddia etmiş ise de dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamı itibari ile davacının alkol kullanımına yönelik durumun evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiğine yönelik herhangi bir olayın bulunmadığı, buna yönelik tanıkların bilgi sahibi olduğu bir olayın olmadığının anlaşıldığı, davacının tek başına alkol kullanıyor olması davacı tarafa kusur izafe edilmesini gerektirmeyeceğinden erkeğin tam kusurlu olduğu, gerekçesiyle; asıl davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun...
Dosyadaki delil durumu itibariyle davacı tarafından davalıdan kaynaklanan nedenlerden dolayı evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı hususun ispat edilemediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı kocanın kusurlu olduğu, fiili ayrılığın da tek başına boşanma sebebi sayılamayacağı dikkate alındığında, ispat edilemeyen davanın reddine ilişkin kararın yerinde olduğu, Anlaşılmakla, karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereği esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin davalı kadından kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır....
DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili mahkemesine sunduğu 24/09/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesini, tarafların boşanmalarına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA:Davalı vasisi davaya cevap vermemiştir. DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları, sosyal inceleme raporu ve dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Dava, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, bir eşin, diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Aksi halde davalının "davayı kabulü" sonuç doğurmaz (TMK. md. 184/3). Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir....
ceza evine girdiğini, davalının kusurlu davranışları ve ihanetleri nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların boşanmalarına, Müşterek çocuk Esma Nur velayetinin davacıya verilmesine, 100.000,00.- TL....
Taraflar hazır bulunup, bizzat anlaştıklarını açıklamaz veya hakim, tarafların anlaşmalarını uygun bulmaz ise, taraflardan delilleri sorulup toplanması sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olup olmadığının anılan Kanunun 184. maddesi çerçevesinde takdiri gerekirken, davacı asil dinlenilmeksizin vekilinin beyanı ile yetinilerek eksik inceleme ile boşanma hükmü kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 5/2/2007 oybirliğiyle karar verildi....