Dava, TMK 166/1- 2 maddeleri uyarınca şiddetli geçimsizlik sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkindir. 1- Davacı kadın vekilinin istinaf başvurusu yönünden; Taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma davası sonucu verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de, davacı 26/11/2020 havale tarihli dilekçe ile istinaf başvurusundan feragat etmiştir. Başvurucu davacı asilin imzalı ve usulüne uygun şekilde kimlik tespitinin yapıldığı ve başvurudan sonra feragat ettiği anlaşılmakla HMK 349/2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davalı kocanın kusur, tedbir nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarına ilişkin istinaf taleplerinin incelenmesinde; Türk Medeni Kanununun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....
Mahkemece, davacı erkeğin HMK'nın 119/1-e ve f ile 194. maddeleri uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması sonucunu doğuracak vakaları kanıtlamaya elverişli şekilde somutlaştırıp ispata yarayan delil sunmadığından ve mevcut durum itibariyle de davalının kusurlu bir davranışı sebebiyle evlilik birliğinin ortak hayatın sürdürülmesini olanaksız kılacak biçimde temelinden sarsıldığı sonuç ve kanaatine varılamadığı gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, erkeğin beş yıldır Kazakistan ülkesinde çalıştığı ve daha önce erkek tarafından açılıp reddedilen ve 02.02.2010 tarihinde kesinleşen boşanma davasından sonra tarafların biraraya gelmediği sabittir. Davada TMK m. 166/son şartları oluşmuştur. O halde davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 12.03.2015 gün ve 19969- 4436 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Davalı birleşen davacı erkek dava dilekçesinde zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı olarak boşanma davası açmış, mahkemece tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına karar verilmiştir. Davalı-birleşen davacı erkeğin zina sebebine dayalı talebi hakkında olumlu-olumsuz hüküm kurulmaması doğru değil ise de; bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından davalı-davacı erkeğin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 12.03.2015 gün 2014/19969 esas - 2015/4436 karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
KARŞI OY YAZISI Davacı hem zina (TMK. m. 161) , hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK. m.166/1-2) nedenine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Toplanan delillerle , evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenli boşanma davasının kabulü koşulları gerçekleşmekle birlikte ; zina nedenli boşanma davasının koşulları gerçekleşmemiştir. Mahkeme her iki nedene dayalı boşanma istemini kabul etmiştir. Bu durumda , temyiz edilen hükmün , kocanın zina nedenli boşanma isteğinin kabulünün isabetsiz olduğu gerekçesiyle bozulması gerektiğini düşünüyorum....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm nafakalar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Türk Medeni Kanununun 166/1-2.maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına ilişkin delil sunulmamış olup, ayrıca Türk Medeni Kanununun 166/3.maddesi koşulları da oluşmamıştır. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dava, hem terk sebebine (TMK.md.164) hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine (TMK.md.166/1) dayanmakta olup, davacının eşine ihtar göndermekle, bu tarihten önceki eşinin kusurlarını affettiğinin veya en azından hoşgörüyle karşıladığının anlaşılması karşısında, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayanan isteğin reddedilmesinin de bu sebeple sonucu itibariyle doğru olmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.14.07.2009 (Salı)...
Bölge adliye mahkemesince, davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine (TMK m.166/1) dayanılarak açıldığının belirlenmesi karşısında, delillerin bu çerçevede değerlendirilip olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi.19.01.2022 (Çar.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle eşlerin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, birlik görevlerini yapmayan davalı erkek yanında çocukları alarak ... gidip geri gelmeyerek birlikte yaşamaktan kaçınan davacı kadının eşit kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu, eşit kusurlu olan eş yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesindeki koşullar oluşmadığı halde davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
Davacı kadın dava dilekçesinde hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebine (TMK m. 162) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep etmiş, mahkemece evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166/1) hukuksal sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiştir. O halde mahkemece, davacı kadının boşanma davasında, delillerin özel boşanma (hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış) sebebi yönünden değerlendirilerek, bu hukuki sebebe dayalı olarak karar verilmesi gerekirken, evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166/1) sebebi ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28.11.2017...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda güven sarsıcı davranışlarda bulunan, birlik görevlerini yapmayan davalı erkeğin ağır, eşine hakaret eden davacı kadının da az da olsa kusurlu bulunduğunun anlaşılmış olmasına göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı kadının az da olsa kusurlu bulunduğu dikkate alındığında, davacı yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat orantısız ve fazla bulunmuştur....