WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı kocanın ölümünden önce gösterdiği delillerin davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması olaylarında kusurlu olduğunu kanıtlamaya yeterli bulunduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 28.09.2009 Davalının evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla davacıyı terk ettiği anlaşılmaktadır. Bu hal, terk edilen eşe, terk sebebiyle boşanmayı isteme hakkı verir.(TMK.m.164) Dava, terk hukuki sebebine değil, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayanmaktadır. Davalının kusurlu olup olmadığı, dayanılan boşanma sebebi çerçevesinde belirlenmelidir....

    TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 2 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından, gerekçe ve davalı yararına takdir edilen nafaka yönünden temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. 1- Davacı, dava dilekçesinde hem "terk" (TMK m. 164) hem de "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" (TMK m. 166/1) hukuki sebebine birlikte dayanarak boşanmalarına karar verilmesini istemiş, mahkemece de "davanın her iki sebebe birlikte dayandığı" kabul edilmiş, "davacının davalıyı ihtarla eve çağrısının samimi olmadığı, davalıya fiziki şiddet kullandığı ve hakaret ettiği sabit görülerek, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı sorumlu bulunmuş, ancak davalının da boşanmayı istediğinden" bahisle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına karar verilmiştir....

      Mahkememizce uyaptan alınan nüfus kayıtlarından tarafların 14 yılı aşkın süreden beri evli oldukları anlaşılmış, taraf beyanlarının serbest irade ürünü olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve taraflar yönünden ortak hayatın çekilmez hale geldiği, uzman dinlenilmesinin gerekli olmadığı, taraflar arasındaki maddi-manevi tazminat, nafaka ve boşanmanın diğer mali sonuçları hususlarındaki anlaşmanın mahkememizce tarafların sosyal ekonomik durumlarına ve kamu düzeni ile ilgili hususlara uygun bulunduğu anlaşıldığından TMK.nun 166/3 maddesi gereğince tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar vermek gerektiği düşüncesine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      Anılan maddenin birinci fıkrası gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için başlıca iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir. İlki, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, diğeri ise ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunmasıdır. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş bir çok konuda evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime taktir hakkı tanımıştır. Dolayısıyla olayın özellikleri, oluş biçimi, eşlerin kültürel sosyal durumları, eğitim durumları, mali durumları, eşlerin birbirleri ve çocukları ile olan ilişkileri, yaşadıkları çevrenin özellikleri, toplumun değer yargıları gibi hususlar dikkate alınarak evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı tespit edilecektir....

        Fakat bu durumda boşanma nedenlerinin saik açısından çatışmaması ve evlilik birliğini sona erdirme isteği yönünden çelişmemesi gerekir. Hem terk sebebine dayanarak boşanma davası açmak, hem de evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının ileri sürülerek boşanma talebinde bulunmak birbiriyle çelişmektedir. Çünkü ihtar isteği bundan önceki kusurlu tutum ve davranışları siler. Aynı olaylardan dolayı ihtar edilen eş artık kusurlu görülemez. İhtara rağmen evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının ileri sürülmesi ise ihtarı samimi kılmaz. Terk sebebine dayanan boşanma davasının kabulü için usulüne uygun ve samimi ihtar tebliğine rağmen, ihtar edilen eşin haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemesi gerekir. Bir başka ifade ile terk ihtarında samimiyet esastır. Somut olayda davacı erkeğin ihtarı, dava dilekçesinde hem evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine hem de terke dayandığı için samimi değildir....

        DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı 01/10/2021 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili ile davalının 2001 yılında evlendiklerini bu evliliklerinden 2 çocuklarının olduğunu, davalı erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini bu olay sonrasında tarafların ayrı yaşamaya başladıklarını, davalı erkeğin düzenli olarak çalışmadığını, gelirini kendisine harcadığını evin giderlerine katkısının olmadığını, davalı erkeğin fiziksel ve sözel şiddet uyguladığını en son bir kadın ile kaçtığını, Sonuç olarak tarafların evlilik birliğinin temelinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesine, çocuk için 750,00 TL iştirak nafakası, davacı için 1.500,00 TL Yoksulluk nafakası, nafakalara her yıl TEFE/TÜFE oranında arttırılmasına, 50.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi...

        ın annesine karşı saygısızca tavırlar sergilediği, davalıyı sevmediğini söylediği, davalıdan boşanmak istediğini devamlı dile getirdiği, bu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu olduğu, davalının ise davacıya fiziksel şiddet uyguladığı, davacıya karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, davacıya ekonomik şiddet uyguladığı, davalının bu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu olduğu, tarafların bunlar dışında dayandıkları vakıaları ispat edemedikleri, davalının kusurlu davranışlarının ağırlığı göz önüne alındığında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalının davacıya göre daha ağır kusurlu olduğu” gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine, davacı-davalı kadın yararına maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir....

          Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma ve fer'ileri istemine ilişkindir. Tüm dosya kapsamına göre ve ilk derece mahkemesinin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiğine ilişkin davacı kadının davalı erkeğe karşı “dengesizsin pısırıksın “ şeklindeki beyanları ve davalı erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklediği davacı kadın ve müşterek çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaması şeklindeki vakıa belirlemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak belirlenen bu vakıalar sonucunda evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmasına tarafların eşit kusuru ile sebebiyet verdiklerinin kabulü gerekirken yazılı şekilde kadın eşin hafif erkek eşin ağır kusurlu olduğunun kabulü usul ve yasaya aykırı olup davalı vekilinin kusur tespitine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir....

          Mahkemece "...davalının herhangi bir kusurunu ispatlayamadığından; davacının davalıya karşı evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerden biri olan "sadakat yükümlülüğünü" ihlal ettiği kanaatine varılarak boşanmaya neden olan olaylarda davacının kusurlu olduğu, tarafların tekrar bir araya gelmelerinin mümkün görülmediği, eşlerin yeniden evlilik birliğini kuramayacağı ve tespit edilen olaylar hep birlikte değerlendirildiğinde 4721 sayılı Medeni Kanunu'nun 166/1. ve 2. maddeleri gereğince evlilik birliğinin yeniden kurulamayacak derecede temelinden sarsıldığı ve evlilik birliğinin devamında taraflar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığı..." şeklindeki gerekçe ile dava kabul edilmiştir. TMK'nın 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanmaya karar verebilmek için taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve bu duruma davalının az da olsa kusurlu davranışıyla sebebiyet vermesi gerekir....

          Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesi davalı erkeğin istinaf talebini hukuki yararı olmadığından bahisle usulden reddetmiş, davacı kadının istinaf talebinin kabulü ile davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu