Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK 166/son gereği kesin hükümden sonra üç yıl geçmesine rağmen ortak hayatın yeniden kurulamaması ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk Kutay'ın velayetinin davalı anneye verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

Ya da, aynı maddenin (4.) fırkasında yer alan yasal karineye açıkça dayanılmamış olsa bile, bu yasal karinenin şartlarının bulunması halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilerek boşanma kararı verilebilir. Bu bakımdan “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” sebebine dayanılarak açılmış bir boşanma davası; taraflar arasında daha önce görülmüş ve redle sonuçlanmış bir boşanma davası varsa ve ret kararının kesinleşmesinden başlayarak üç yıl geçmiş ise, ortak hayatın yeniden kurulamamış olduğunun ispatlanmış olması şartıyla 166/4. madde gereğince boşanma kararı verilmesi isteğini de kapsar. Davalı tarafından açılan karşı boşanma davası, Türk Medeni Kanununun 166'ncı maddesinde yer alan “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” sebebine dayanmaktadır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Asıl ve karşı dava, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasına dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. Davalı-karşı davacı taraf; asıl davanın kabul edilmesi, kusur belirlemesi, hükmedilen nafakalar ve tazminatlar, karşı davadaki tazminat taleplerinin reddi, kadının kabul edilen ziynet alacağına yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur....

    İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma ve ziynet eşyasının iadesi istemine ilişkindir. Tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırılması için ilgili kolluğa yazı yazılmış olup, verilen cevabi tutanakta; davacı kadının ev hanımı olup, aylık gelirinin olmadığı, oturduğu evin kira olduğu, ailesinin desteği ile geçimini sağladığı , davalı erkeğin ise şirkette depo elemanı olarak görev yaptığı, aylık 5.300,00.-TL maaş aldığı, başka bir gelirinin olmadığı tespit edilerek bildirilmiştir....

    DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin temelinin sarsılması nedeniyle ve TMK'nın 162. Maddesi (II. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle) boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesine, çocuk için ve kadın için ayrı ayrı 1.750,00 'şer TL tedbir nafakası ile karar kesinleşmesiyle yoksulluk ve iştirak nafakasına dönüşmesine, 50.000,00 TL maddi tazminat ile 75.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacı kadına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görüldü....

    -TL manevi tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş olup, davalı yasal süresi içinde davaya karşı yazılı beyanda bulunmamıştır. Mahkemece; "Dava, evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinde "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Yapılan yargılamada; davacı, davalı tarafından şiddete, hakaret ve tehdide maruz kaldığını, şiddet nedeniyle mahkememizce koruma kararı aldığını, davalı ile aralarında sürekli tartışma yaşandığı ve huzursuz olduğunu iddia etmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasına Dayalı, Zinaya Dayalı ve Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasına Dayalı Boşanma davasında (TMK m.166/1, 161/1/) davacı-karşı davalı taraf; maddi ve manevi tazminat miktarları yönünden, davalı-karşı davacı taraf; kadının kabul edilen davası, kusur tespiti, hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen karşı davaları ve tazminat talepleri yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

    İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, TMK'nın 166/1- 2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir."...

    No:1 İç Kapı No:7 Kocasinan/ KAYSERİ DAVANIN KONUSU :Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR YAZIM TARİHİ :27/05/2022 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nın 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin müvekkiline verilmesine 700,00- TL yoksulluk, müşterek çocuklar Umut ve Doruk için ayrı ayrı 500,00'er TL, müşterek çocuklar Sudenaz ve Leyla için ayrı ayrı 800,00- TL iştirak nafakasına, 200.000,00- TL maddi 200.000,00- TL manevi tazminata, dava dilekçesinde belirtilen ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde şimdilik...

    Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Yapılan soruşturma, toplanan delillerle “evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda eşinin ailesine hakaret ve tehditte bulunan davacı-karşı davalı kadının da kusurlu olduğu, davalı-karşı davacının, eşini yatıştırmak için söylediği sözlerin af olarak nitelendirilemeyeceği,” anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında “davalı-karşı davacı erkek de” dava açmakta haklıdır....

      UYAP Entegrasyonu