-TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Asıl dava yönüyle mahkememizce yürütülen tahkikat sonucunda taraflarca dayanılan vakıalar ve deliller ile sabit görülen olgular itibariyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı kocanın tam kusurlu olduğu, davacı kadına atfı kabil bir kusur tespit edilemediği, bu haliyle davacı kadının dava açmakta haklı olduğu kanaatiyle asıl davanın kısmen kabulü (maddi talepler bakımından); ispatlanamayan birleşen davanın ise tümden reddi cihetine gidilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur."...
Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen duruma göre evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki, bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken, yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....
Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.” ifadelerine yer verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasında, gerçekleşen maddi olayla evlilik birliğinin sarsılmış olduğu ve bu maddi olaya rağmen ortak yaşamın çekilmez hale geldiğinin iddia ve ispat edilmesi öncelikli koşuldur. Bu husus Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2015/16407 E. , 2016/7878 K. sayılı ilamında "Boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır....
Evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda davalı kadının kusurlu olduğu, tarafların uzun zamandır ayrı yaşadıkları, evliliğin devamında taraflar ve toplum açısından fayda kalmadığı anlaşılmakla davacı tarafça açılan davanın kabulüne karar verilmiş, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı; devamında taraflar ve toplum bakımından yarar kalmadığı anlaşılmakla; açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda davalı kadının kusurlu olduğu kanaatine varılarak yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir." şeklindeki gerekçe ile "Açılan davanın KABULÜ ile; Rize İli Güneysu ilçesiUlucami Mah/Köy Cilt No:139, Hane No:111, BSN:47'de nüfusa kayıtlı T.C.Kimlik nolu 25/05/1960 Ulucami Güneysu doğumlu Ali ve bedriye oğlu ADNAN AK ile ile, Aynı yer BSN:129'de nüfusa kayıtlı T.C....
ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin evlilik birliği süresince bir eş olarak tüm sorumluluklarını özenle yerine getirdiğini, harici hiçbir bayanla gönül ilişkisinin olmadığını, bu yöndeki iddialarının doğru olmadığını, müvekkilinin davacıya yönelik hiçbir olumsuz davranışının olmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkili ile davacının fiili olarak müşterek evde kaldıkları sürenin yaklaşık 3 ay olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacının tam kusurlu olduğunu, bu nedenle boşanma, nafaka, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, davacının dava dilekçesinde talep ettiği çeyiz eşyalarından, Taç marka tüm çift kişilik ve tek kişilik yorganlar, taç marka tek kişilik ve çift kişilik nevresim seti müvekkilinin babası tarafından müvekkiline alınan eşyalar olduğunu, bu eşyalara ilişkin açılan davanın reddini talep ettiklerini, talep edilen diğer eşyaları müvekkilinin davacıya...
hale geldiğini, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelden sarsıldığını, tarafların barışma veya sulh olma imkanının bulunmadığını belirterek, tarafların boşanmalarına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
-TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ileri sürdüğü beyanların gerçek dışı olduğunu, davacıya şiddet mahiyetinde bir eylemde bulunmadığını, bu iddiaları kabul etmediğini, davacının evlilik birliğinde ağır kusurlu olduğunu belirterek, açılan boşanma davası dışındaki taleplerin reddine, davacının kusurlu olması nedeniyle 100.000,00.-TL manevi, 50.000,00.-TL maddi tazminata hükmedilmesine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; "Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı taraf davalının kusurlu eylemleri nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve çekilmez hale geldiğini, tarafların fiili evlilik birliklerinin devamının mümkün olmadığını iddia etmiş, davalı taraf iddiaları kabul etmediğini belirtmiştir....
Tüm dosya kapsamı dosya içindeki tüm delillerle birlikte birlikte değerlendirildiğinde; evlilik müessesesinin eşler ve toplum açısından önemli olan devamının bu hali ile taraflardan beklenemeyeceği ve bu hali ile taraflar arasında ortak hayatı çekilmez hale getirecek derecede ve evlilik birliğinin devamını imkansız kılacak şekilde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu, tarafların bundan böyle biraraya gelerek evlilik birliğini devam ettiremeyecekleri, evliliğin bu hale gelmesine daha ziyade davalıdan kaynaklanan kusurlu davranışların neden olduğu, davacının ise kusursuz olduğu, bu haliyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin devamında toplum ya da taraflar bakımından menfaat bulunmadığına mahkememiz tarafından kanaat getirildiğinden tarafların boşanmalarına, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "Açılı davanın kabulü ile; tarafların TMK'nın 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olmadığı...
Dava, zina hukuki sebebi ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'ileri ile ziynet ve çeyiz eşyasına ilişkindir. 1- Davacının istinaf itirazının incelenmesinde; Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacının bu dava ile zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma, aylık 500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası, 100.000,00'er maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, davalının süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı, duruşmada Laleş isimli kadınla dini nikahla evli olduğu ve bu kadınla, davacı ile birlikteyken de cinsel birlikteliklerinin olduğunu beyan ettiği, mahkemece kadının dava dilekçesinde tanık deliline dayanmaması nedeniyle dinlenen tanıkların hükme esas alınmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği görülmüştür. Davacı dava dilekçesinde tanık deliline dayanmamış ise de; delil olarak nüfus kayıtlarına dayanmıştır....