Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf Sebepleri Davalı erkek vekili, davanın reddi gerektiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı erkeğe yüklenebilecek kusur bulunmadığını ileri sürerek kararı istinaf etmiştir C....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanlarına göre davalı tarafın şehir dışına çalışmaya giderken davacıya para vermediği, şehir dışında de çalıştığı dönmede evine para göndermediği, davacının bu nedenle maddi sıkıntı yaşadığı , davacının geçimini ailesinin desteği ile karşılamaya çalıştığı, davalı tarafın borçlandığı ,borçluların davacıyı aradığını, davacının bu nedenle evine gitmeye korktuğu, davalının çocuklarıyla ilgilenmediği anlaşılmakla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davalının tam kusuru nedeniyle taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olmakla olayların akışı karşısında bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine ve de evlilik birliğinin devamında taraflar ve toplum (kamu) için bir fayda kalmadığı anlaşıldığına göre, davanın...

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayanarak açtığı boşanma davasını 16.02.2011 tarihli dilekçesi ile ıslah ederek, öncelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle, olmadığı taktirde pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini istemek suretiyle terditli hale getirdiği anlaşılmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından boşanma sebebi, çocuk lehine takdir edilen nafaka ve tazminatların miktarları ile reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, zina (TMK m.161) ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 161/1) sebeplerine dayanarak boşanmalarına karar verilmesini istemiştir. Davalı erkeğin bir başka kadınla yaşadığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Zina eylemi sabit olmuştur. Davacı, davalının zinası nedeniyle hem özel hem de genel sebebe dayanarak boşanma talep edebilir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı dava kabul edilmiş, zina nedenine dayalı boşanma konusunda ise bir karar verilmemiştir....

        Dinlenen tanık beyanları, ceza mahkemesi kararı ve dosya içeriği ile; davalının uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan hüküm giydiği, bazen eve gelmediği, tarafların bir süredir fiilen ayrı yaşadıkları, evlilik birliğinin temelinde sarsıldığı, evliliğin devamında taraflar ve toplum açısından bir fayda kalmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalının tam kusurlu olduğu, bu sebeple tarafların TMK 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, Anlaşılmakla, karar usul ve yasaya uygun bulunmakla davalının istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir....

        Sonuç olarak; Davacının dava dilekçesinde dayandığı ve mahkememizce yürütülen tahkikat sonucunda sabit görülen olgular itibariyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı kocanın tam kusurlu olduğu, bu haliyle davacının dava açmakta haklı olduğu ve evlilik birliğinin devamında taraflar ve müşterek çocuklar bakımından bir yarar kalmadığı anlaşılmakla davanın kısmen (maddi talepler yönünden) kabulü cihetine gidilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." Gerekçesi ile; "Davanın KISMEN KABULÜ ile, Tarafların 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 166/1- 2 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle BOŞANMALARINA, Tarafların müşterek çocukları T.C....

        Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı boşanma istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda hangi tarafın kusurlu olduğu, tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, hangi taraf yararına tazminat koşullarının oluştuğu, miktarının az olup olmadığı, kadın yararına nafakaya hükmedilmesinde ve miktarında isabetsizlik bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 174 üncü, 175 inci maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

          Uyuşmazlığın çözümü bakımından ilgili kanun maddelerinin incelenmesinde yarar görülmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) “Evlilik birliğinin sarsılması” başlıklı 166/I-II. maddesi; “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir” hükmünü içermektedir. Anılan maddenin birinci fıkrası gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için başlıca iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir....

            Boşanmaya karar verilebilmesi için az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı ve evlilik birliğinin devamında bu eş ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır. (TMK m. 166/2) Dinlenen davacı tanığının sözlerinin bir kısmı  TMK'nun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bir kısım tanık beyanları ise, davacıdan duyuma dayalıdır. Böylece davacı tarafından davalının az da olsa kusurlu bulunduğu ispat edilememiştir. Tarafların fiilen ayrı olması tek başına evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabulünü gerektirmeyip, dosya kapsamında TMK'nun 166/3. maddesi şartları da oluşmamıştır....

            DAVA 1.Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; davalının asabi uyumsuz ve hırçın kişiliği nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini, ortak çocukların psikolojisininde olumsuz etkilediğini, davalının, davacıya her koşul ve ortamda çocukların ve akrabalarının yanında hakaret ve küfür ettiğini, davalının küfür ve hakarete başvurmasının davacının gurur ve onurunu incittiğini, bunun kabul edilemeyeceğini, bu nedenlerle davacının 8 ay önce ortak konuttan ayrıldığını ve evlilik birliğinin devamında bir yarar kalmadığını beyanla, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 2....

              UYAP Entegrasyonu