Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, yaşadığı ruhsal çöküntü ve psikolojik sarsıntı nedeniyle 100.000,00 TL manevi, yine evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında hiçbir kusuru bulunmayan davacı müvekkili lehine 100.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Açıklanan nedenlerle; davalı erkeğin tam kusuru nedeniyle taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olmakla olayların akışı karşısında bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine ve de evlilik birliğinin devamında taraflar ve toplum (kamu) için bir fayda kalmadığı anlaşıldığına göre, davanın kabulü ile tarafların 4721 s. TMK'nun 166/1. maddesine gereğince boşanmalarına karar verilmiştir." şeklindeki gerekçeyle, "Davacının TMK 161 (zina) hukuksal nedenine dayalı boşanma talebinin kabulüne, Davacının TMK 166/1 (evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal nedenine dayalı boşanma talebinin kabulüne, tarafların TMK 166/1 ve TMK 161 maddeleri uyarınca BOŞANMALARINA, Tarafların müşterek çocuğu aynı yer BSN:'19 da nüfusa kayıtlı, T.C....

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1014 KARAR NO : 2021/970 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BULANCAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/04/2021 NUMARASI : 2019/139 ESAS - 2021/375 KARAR DAVA KONUSU : EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMA/ZİYNET EŞYASININ İADESİ KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 07/09/2005 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden 26.08.2006 tarih doğumlu Umut Kaan ve 01/10/2008 tarih doğumlu Yiğit Can adında müşterek çocukları bulunduğunu, müvekkili ile eşi başlangıçta uyuşuyor gibi görünseler de aslında dışarıya yansıtılmamaya çalışılan iç huzursuzluklar ve anlaşmazlıklar daha evliliklerinin ilk günlerinde filizlenmeye...

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu haksız ve hukuka aykırı davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin evine bağlı, eşine ve çocuğuna düşkün bir aile babası olduğunu, müvekkilinin alkol alışkanlığının ve eşini başka kadınlarla aldatmasının söz konusu olmadığını, evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirdiğini, davacının evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, eş ve annelik görevlerini yerine getirmediğini, müşterek evi sürekli terk ettiğini, müvekkiline hakaret ettiğini, davacının kusurlu davranışları nedeniyle müşterek evi terk ederek gittiğini, iki yaşındaki müşterek çocuklarının dahi almadığını, davacının kusurlu tutum ve davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek; öncelikle davanın reddine, mahkeme tarafların boşanmalarına karar vermesi halinde davacının taleplerinin reddine, müvekkili için 25.000,00.-TL maddi ve 25.000,00....

Davacı dava dilekçesinde; “davalı ile evlendikleri günden bu yana şiddetli geçimsizlik yaşadıklarını, aralarında uyumsuzluk olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve çekilmez hale geldiğini, birlikte yaşama koşullarının ortadan kalktığını, aralarındaki geçimsizlikten dolayı davalının üç ay önce müşterek konutu terk edip gittiğini, bu sebeple boşanma davası açılmasının zaruri hale geldiğini” ileri sürerek boşanmalarına karar verilmesini istemektedir. Dava dilekçesinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan maddi vakıalar tek tek gösterilmemiş, birliğin ortak hayatın devamına imkan bırakmayacak derecede temelinden sarsıldığı belirtilmekle yetinilmiştir. Ön inceleme duruşmasından sonra 18.06.2012 tarihinde vekili tarafından verilen delillerin gösterildiği dilekçede ise geçimsizliğe yol açan bir kısım vakıalara yer vermiştir. Kuşkusuz davacı, dava dilekçesinde davasının temeli olan bütün vakıaların açık özetlerini bildirmelidir (HMK md. 119/1-e)....

    Hükmün davacı-davalı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince kadının istinaf talebinin kabulü ile "Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda her iki tarafın da eşit kusurlu olduğunun tespitine" karar verilmiş, hüküm davalı -davacı erkek mirasçılarından ... kayyımı ... tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda, bölge adliye mahkemesince, Türk Medeni Kanunu'nun 181/2 maddesi gereğince sağ kalan eş ...'nın boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken "Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun tespitine" şeklinde hüküm kurulması doğru değil ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2)....

      Ön inceleme duruşmasında davanın hukuki nitelendirmesi evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma olarak tespit edilmiş, taraflarca ön inceleme tutanağı imzalanmıştır. Türk Medeni Kanununun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı  TMK'nun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, davacıdan duyuma dayalıdır. Öte yandan, davalı, boşanmak istediğini bildirmiş ise de; Hakim, boşanma ve ayrılık davasının dayanağı olarak gösterilen olayların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz. (TMK m. 184/1) Tarafların bu konudaki her türlü ikrarları hakimi bağlamaz. (TMK m. 184/3) Hakim, gösterilen kanıtları serbestçe takdir eder....

      Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “Evlilik birliğinin sarsılması” başlıklı 166. maddesinin 1 ve 2. fıkraları; "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.” hükmünü taşımaktadır. 19. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü, somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş olması nedeniyle evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime çok geniş takdir hakkı tanımıştır. 20....

        da bulunan evi sattığını, davalının sosyal medya hesaplarına bakıldığında başka erkeklerle samimi görüşmeler yaptığını ve müvekkilini aldattığını iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmolunmasını talep etmiştir. II. CEVAP Dava dilekçesi davalı kadına 27.08.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili 15.12.2020 tarihli beyan dilekçesi ile isnatlarda ve taleplerde bulunmuşsa da cevap süresinde değildir. III....

          İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE : Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası, kişisel eşya ve ziynet alacağı istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir". Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir."...

          UYAP Entegrasyonu