"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli) K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, boşanma ve ziynet alacağı isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 11.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Şöyle ki; ilk derece mahkemesi gerekçeli kararında davalının cevaba cevap dilekçesinde 6 adet bilezik ve gerdanlığın kendisi tarafından alındığına dair beyanı ile davacının ikrarı nedeniyle bileziklerin ve gerdanlığın varlığının kanıtlandığını kabul etmiş ise de; davalı erkeğin cevap ve ikinci cevap dilekçesi ile duruşma tutanaklarındaki beyanlarında ikrara havi beyanı bulunmadığı gibi aksine ziynet eşyalarının davacı kadının uhdesinde olduğu savunulmuştur....
Evlilik birliği sürecinde davacının davalıya, davalı ile mantık evliliği yaptığını, istediği takdirde boşanabileceğini söylediği ve eski erkek arkadaşı ile ilişkisini gündeme getirdiği hususları davalı tanığı beyanları ispat edilmiş olup, mezkur eylemler sebebiyle davacının, davalının yukarıda zikredilen kusurları ile mukayese edildiğinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında hafif kusurlu olduğu sonucuna varılmıştır. Bu minvalde davalının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ağır kusurlu olduğu ispat edildiğinden davacının boşanma talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Dosya velayet hususunda irdelendiğinde, dosyaya mübrez sosyal inceleme raporu hükme esas alınarak, rapor doğrultusunda ve velayet hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu ile müşterek çocuğun yaşı gözetilerek tarafların müşterek çocukları 29.12.2019 doğumlu Hasan Asaf Ekşi'nin velayetinin davacıya verilmesi gerektiği düşüncesine varılmıştır....
Asıl dava ve karşı dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma davası ile fer'isi niteliğindeki, nafaka, maddi ve manevi tazminat ,ziynet eşyasının iadesi istemine ilişkindir....
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı eş mahkememizce ağır kusurlu olarak görülmüş olup, davalı evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ağır kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet vererek davacı kadının mevcut ve beklenen menfaatleri zedelendiği, davacı eşin maddi imkanlarından faydalanamayacağı dikkate alınarak, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve davalının kusurunun ağırlığı dikkate alınarak davacı kadının maddi tazminat talebi kısmen kabul edilmiştir. Manevi tazminat açısından: TMK 174/2.maddesinde "boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir" şeklinde belirtilmiştir. Davalı erkeğin ayrı bir ev açmayarak davacı kadını ailesi ile birlikte yaşamaya zorladığı, davacı kadını ailesine ezdirdiği anlaşılmakla; kadının kişilik hakkı saldırıya uğramıştır....
hakaretler savurduğunu, müvekkilinin ilk başlarda bu durumu alttan almaya çalıştığını, davalıya yanlış yaptığını defalarca dile getirdiğini, ancak davalının her geçen gün tavırlarının kötüye gittiğini, beyanlarını destekler nitelikte Yargıtay kararı bulunduğunu, davalının kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu taraf olduğunu, davalı tarafın eşi ile olan cinsel hayatında oldukça bencil ve kaba bir insan olduğunu, müvekkilinin davalı eşine saygılı ve sevgi göstererek davrandığını, davalı tarafın ailesi ile eşi arasındaki dengeyi kuramadığını belirterek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davalının ağır kusuru nedeniyle 50.000,00....
Anılan madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için; biri objektif, diğeri sübjektif olmak üzere başlıca iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Objektif şart; evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, sübjektif şart ise; ortak hayatın çekilmez hale gelmiş bulunmasıdır. Söz konusu hüküm uyarınca, evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduğu takdirde, eşlerden her biri kusurlu olsa dahi boşanma davası açabilir. Yani dava açabilme hakkı, eşlerden birinin kusursuz olması şartına bağlanmış değildir. Başka bir deyişle, boşanma davası açabilmek için, geçimsizlikten dolayı evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olmasının mutlaka eşlerden birinin kusurundan ileri gelmiş olması gerekmediği gibi, davacı eşin de bunda kusurunun bulunmaması şart değildir....
Anılan maddenin birinci fıkrası gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için başlıca iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir. İlki, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, diğeri ise ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunmasıdır. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş birçok konuda evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime takdir hakkı tanımıştır. Dolayısıyla olayın özellikleri, oluş biçimi, eşlerin kültürel ve sosyal durumları, eğitim durumları, mali durumları, eşlerin birbirleri ve çocukları ile olan ilişkileri, yaşadıkları çevrenin özellikleri, toplumun değer yargıları gibi hususlar dikkate alınarak evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı tespit edilecektir. 15....
Tüm bu hususlar dikkate alındığında davalı davacının evin geçimini sağlamaması, eşine "bu çocuklar benden değil" diyerek eşinin onur ve haysiyetini zedelemesi, "sülaleni bir gecede silerim" diyerek tehdit etmesi ve bu ve benzeri eylemleri nedeniyle yargılanıp ceza alması nedeniyle tam kusurlu olduğu, davalı davacının karşı dava dilekçesi ve cevap dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaları ispat edemediği, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, buna davalı davacının tam kusurlu eylemlerinin neden olduğu, davacı davalıya atfı kabil bir kusurun dosya kapsamında tespit edilemediği, tarafların evlilik birliğinin devamında taraflar, toplum ve müşterek çocuk bakımından korunması gereken bir faydanın kalmadığı anlaşılmakla davacı- davalının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, Maddi tazminat yönünden; Davalının tam kusurlu olması ve davacıya atfı kabil bir kusurun olmaması, TMK 174/1 maddesi gereğince mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz tarafın...
reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 3.000,00 TL nafaka ile 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, ziynet eşyalarının müvekkiline iadesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....