Hukuk Dairesi'nin 08/02/2012 tarihli 2010/20851 esas sayılı ilamı) Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin taraflardan kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır....
No:1 İç Kapı No:7 Kocasinan/ KAYSERİ DAVANIN KONUSU :Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR YAZIM TARİHİ :27/05/2022 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nın 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin müvekkiline verilmesine 700,00- TL yoksulluk, müşterek çocuklar Umut ve Doruk için ayrı ayrı 500,00'er TL, müşterek çocuklar Sudenaz ve Leyla için ayrı ayrı 800,00- TL iştirak nafakasına, 200.000,00- TL maddi 200.000,00- TL manevi tazminata, dava dilekçesinde belirtilen ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde şimdilik...
Çeyiz ve kişisel eşyanın iadesi talebinin konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Yapılan soruşturma, toplanan delillerle “evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda eşinin ailesine hakaret ve tehditte bulunan davacı-karşı davalı kadının da kusurlu olduğu, davalı-karşı davacının, eşini yatıştırmak için söylediği sözlerin af olarak nitelendirilemeyeceği,” anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında “davalı-karşı davacı erkek de” dava açmakta haklıdır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/04/2021 NUMARASI : 2021/113 ESAS - 2021/186 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA (EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA (ANLAŞMALI)) KARAR : Taraflar arasındaki davada verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulmakla, 6100 sayılı HMK'nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 2011 yılında evlendiklerini, aralarında yaşanan geçimsizliğin yaşantılarını zora sokacak bir hal aldığını ve evlilik birliğinin sürdürülmesi imkansız bir hale geldiğini belirterek, boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı tarafından açılan davanın davalı tarafça da kabul edilmiş olması, tarafların boşanmanın mali sonuçları hususunda kendi aralarında yapmış oldukları anlaşmanın mahkememizce de uygun bulunması nedeniyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin müşterek hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olduğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın kabulü yoluna gidilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "1- Davanın KABULÜNE, Trabzon ili Tonya ilçesi Büyük mahallesi Cilt no 2 Hane no 34 XX 522'da nüfusa kayıtlı Seyfullah ve Fatma kızı 03/10/1972 Tonya doğumlu T.C. kimlik numaralı T1 (önceki aile kütük bilgileri; Trabzon ili Tonya ilçesi Çamlı mahallesi Cilt no 7 Hane no 34 XX 187'de nüfusa kayıtlı Seyfullah ve Fatma kızı evlenmeden önceki soyadı: ÇELİK) ile aynı yer BSN 15'de nüfusa kayıtlı Mehmet Ali ve Zekiye oğlu 28/03/1972 Tonya doğumlu T.C. kimlik numaralı T2 TMK madde 166/3 gereğince BOŞANMALARINA, 2- Tarafların menkul...
DAVA ... erkek vekili dava ile birleştirilen davaya cevap dilekçesinde; kadının olumsuz tutum ve davranışları olduğunu, evlilik birliği sorumlulukları yerine getirmediğini, taraflar arasındaki 02.08.2015 tarihinde yaşanan tartışma sırasında kadının, müvekkiline saldırıp yaralaması sonrasında ortak çocuğu da alarak evi terk ettiğini, bu tarihten itibaren tarafların bir araya gelmediklerini, kadının ise çocuğu göstermediğini ve babaya karşı yönlendirdiğini, kadının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve devamına imkan kalmadığını beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline bırakılmasına, kadının birleştirilen davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
SAVUNMA:Davalı vekilinin vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından ikame olunan iş bu davada davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile evlendiğinden bu yana müvekkilim ile fikren ve ruhen uyum sağlayamadıklarını ve geçimsizliklerini had safhaya ulaştığını, müvekkilimin evliliğin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilimin sevgisiz, saygısız ve ilgisiz davrandığını, evlilik birliğinin devamında fayda bulunmadığından tarafların boşanmalarına, şartları oluşmadığından davacının nafaka, maddi ve manevi tazminat talebinin reddine, tarafların müşterek çocuklarının velayetinin müvekkile verilmesini, asıl yıpranan ve zarara uğrayan müvekkil yararına 50.000,00...TL maddi ve 50.000,00...TL manevi tazminata hükmedilmesine, ücreti vekalet ile yargılama giderlerinin karşı - tarafa hükmedilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir....
birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmasına karar verilmesini, 14/04/2021 havale tarihli dilekçe ile Develi 2....
Ya da, aynı maddenin (4.) fırkasında yer alan yasal karineye açıkça dayanılmamış olsa bile, bu yasal karinenin şartlarının bulunması halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilerek boşanma kararı verilebilir. Bu bakımdan “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” sebebine dayanılarak açılmış bir boşanma davası; taraflar arasında daha önce görülmüş ve redle sonuçlanmış bir boşanma davası varsa ve ret kararının kesinleşmesinden başlayarak üç yıl geçmiş ise, ortak hayatın yeniden kurulamamış olduğunun ispatlanmış olması şartıyla 166/4. madde gereğince boşanma kararı verilmesi isteğini de kapsar. Davalı tarafından açılan karşı boşanma davası, Türk Medeni Kanununun 166'ncı maddesinde yer alan “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” sebebine dayanmaktadır....